Türkiye'de milyonlarca insanın cüzdanını ve bütçesini doğrudan ilgilendiren önemli bir gelişme yaşandı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğ ile kredi kartı işlemlerinde uygulanan faiz oranlarında değişikliğe gitti. Atılan bu adımla, özellikle acil nakit ihtiyacı için sıkça başvurulan nakit avans ve banka hesaplarına tanımlı bir nevi ek limit olan kredili mevduat hesabı (KMH) maliyetlerinde indirime gidildi. Yüksek yaşam maliyetleri ve enflasyonist baskı altında bütçelerini dengelemeye çalışan haneler için küçük de olsa bir rahatlama sağlayacak bu düzenleme, piyasalar tarafından dikkatle takip ediliyor. Karar, TCMB'nin sıkı para politikasını sürdürürken, tüketicilerin borçlanma maliyetleri konusunda hassas bir denge gözettiğinin bir işareti olarak yorumlandı.
Cepteki borç yükü hafifliyor
Merkez Bankası'nın yeni düzenlemesi, kredi kartı borçlanmasının en maliyetli iki türü olan nakit avans ve KMH faizlerine odaklanıyor. Yapılan 25 baz puanlık indirim, bu iki ürünün hem normal (akdi) hem de gecikme faizlerini aşağı çekti. Yeni kararla birlikte, 1 Ekim 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere;
-
Kredi kartı nakit avans ve KMH işlemlerinde uygulanacak aylık azami akdi faiz oranı, yüzde 4,75'ten yüzde 4,50'ye indirildi. Bu oran, borcun zamanında ödenmesi durumunda uygulanacak olan yasal tavan faizi ifade ediyor.
-
Kredi kartı borcunun asgari tutarının ödenmemesi veya geç ödenmesi durumunda devreye giren aylık azami gecikme faizi oranı ise yüzde 5,05 seviyesinden yüzde 4,80'e düşürüldü.
Bu indirim, kredi kartını bir ödeme aracı olarak kullanıp borcunun tamamını her ay düzenli kapatan tüketicileri doğrudan etkilemiyor. Düzenlemenin hedef kitlesi, acil paraya sıkıştığında ATM'den nakit çeken veya maaşı yattığında eksi bakiyeye düşen hesabını kapatan milyonlarca vatandaştan oluşuyor. Bu adım, borç çevirme maliyetini bir nebze olsun düşürerek, borç sarmalına girme riskini azaltmayı hedefliyor.
Vatandaşın bütçesine mütevazı bir katkı
Peki, faiz oranlarındaki bu teknik değişiklik, vatandaşın cebine somut olarak nasıl yansıyacak? Bu indirimin etkisini basit bir örnekle hesaplamak mümkün. Diyelim ki bir vatandaş, acil bir ihtiyacı için kredi kartından 10.000 TL nakit avans kullandı. Eski oranlara göre, bu borç için ödeyeceği aylık akdi faiz tutarı (vergi ve fonlar hariç) yaklaşık 475 TL olacaktı. Yeni düzenleme ile bu tutar 450 TL'ye düşecek. Yani, 10.000 TL'lik bir borç için aylık 25 TL, yıllık ise 300 TL'lik bir tasarruf söz konusu olacak.
Rakam ilk bakışta küçük görünse de, Türkiye'de milyonlarca insanın bu tür mikro borçlanmalarla ay sonunu getirdiği düşünüldüğünde, makro düzeyde önemli bir etki yaratma potansiyeli taşıyor. Özellikle Kredili Mevduat Hesabı (KMH) olarak bilinen ve maaş hesaplarına tanımlanan "eksi hesap" limitleri, fatura ödemeleri veya ani çıkan küçük masraflar için yaygın olarak kullanılıyor. Faiz oranlarındaki bu düşüş, bu hesapları sıkça kullanan dar ve orta gelirli vatandaşların omuzlarındaki finansal yükü az da olsa hafifletecek bir adım niteliğinde. Bu, hanelerin harcanabilir gelirine mütevazı bir katkı anlamına geliyor.
Kararın arkasındaki ekonomik sinyaller
Merkez Bankası'nın bu adımı, genel para politikasının seyrinden bağımsız bir "ince ayar" olarak değerlendiriliyor. Bilindiği üzere TCMB, yüksek enflasyonla mücadele kapsamında bir süredir sıkı para politikasını kararlılıkla sürdürüyor ve politika faizini yüksek seviyelerde tutuyor. Bu ortamda gelen bir faiz indirimi, ilk bakışta bir çelişki gibi görünebilir. Ancak uzmanlar, bu kararın genel para politikasında bir gevşeme sinyali olmadığını, aksine sosyal yönü ağır basan, hedefe odaklı bir düzenleme olduğunu vurguluyor.
TCMB, bu kararla bir yandan enflasyonla mücadelenin temel direği olan sıkı duruşunu korurken, diğer yandan bu politikanın dar gelirli kesimler üzerindeki olumsuz etkilerini sınırlamaya çalıştığı mesajını veriyor. Kredi kartı faiz tavanları, doğrudan politika faizine bağlı olmakla birlikte, Merkez Bankası'nın belirlediği bir marj ile hesaplanıyor. Yapılan değişiklik, bu marjda küçük bir daraltmaya gidilmesinden ibaret. Bu, TCMB'nin elindeki araçları ne kadar esnek ve çok yönlü kullanabildiğini gösteriyor. Karar, "enflasyonla mücadele ederken, toplumun en kırılgan kesimlerini de göz ardı etmiyoruz" şeklinde bir iletişim stratejisinin parçası olarak okunabilir.
Bankacılık sektörünün yeni düzenlemeye bakışı
Kredi kartı faiz oranları, bankacılık sektörünün en önemli gelir kalemlerinden birini oluşturuyor. Dolayısıyla, faiz tavanlarında yapılan her değişiklik, bankaların karlılık beklentilerini doğrudan etkiliyor. Nakit avans ve KMH faizlerindeki 25 baz puanlık bu indirim, bankaların bu ürünlerden elde edeceği faiz gelirinde bir miktar azalmaya neden olacak. Sektör temsilcileri, kararın etkisinin sınırlı olacağını ve yönetilebilir bir düzeyde kalacağını öngörüyor.
Bankaların bu gelir düşüşünü telafi etmek için farklı stratejilere yönelebileceği düşünülse de, düzenlemenin genel felsefesiyle uyumlu hareket etmeleri bekleniyor. Uzun vadede, borçlanma maliyetlerindeki bu küçük düşüş, müşterilerin ödeme performansını artırabilir ve sorunlu kredi oranlarının düşmesine yardımcı olabilir. Müşterisinin borcunu daha kolay ödeyebilmesi, banka için de daha sağlıklı bir bilanço anlamına gelir. Dolayısıyla, kısa vadede küçük bir gelir kaybı olarak görünen bu durum, orta vadede risklerin azalmasıyla bankacılık sektörüne dolaylı yoldan pozitif bir katkı bile sunabilir. Bu düzenleme, aynı zamanda sektör için bir nevi "sosyal sorumluluk" çağrısı olarak da yorumlanıyor.