Menemen Emek ve Demokrasi Güçleri, Menemen Haldun Koşay Anadolu Lisesi’nde Kürtçe halay çektikleri gerekçesiyle gözaltına alınan ve bir öğrencinin tutuklandığı olayı protesto etmek için Menemen İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledi.

Basın açıklaması öncesinde platformu temsilen bir heyet, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nü ziyaret ederek yetkililerle görüştü. Görüşmede heyet adına konuşan Tuna Atlı Uysal, öğrencilerin yaşadığı sürecin psikolojik etkilerine dikkat çekerek, “Öğrenciler ölümle tehdit edildiler, okula gitmekten korkar hale geldiler. Bu kaygılar nasıl giderilecek? Geride kalan çocukların okula güvenle devam edebilmesi için nasıl bir adım atılacak?” sorularını yöneltti.

Uysal, yaşananların “oldu, bitti” denilerek geçiştirilemeyeceğini vurguladı ve Milli Eğitim Müdürlüğü’nün derhal devreye girmesi gerektiğini belirtti. Sorumlular hakkında adli ve idari başvurularda bulunacaklarını söyledi.

Sındırgı depreminde yaralar sarılıyor
Sındırgı depreminde yaralar sarılıyor
İçeriği Görüntüle

“Çocukların haklarının ihlal edilmesine sessiz kalmayacağız”

Müdürlük önünde gerçekleştirilen basın açıklaması, Emek ve Demokrasi Güçleri adına İpek Karenfil tarafından okundu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bugün burada, Menemenli öğretmenler, veliler, çocuk hakları savunucuları, emek ve demokrasi güçleri olarak toplandık. Bizler, çocukların haklarının ihlal edilmesine sessiz kalamayız, kalmayacağız.”

22 Ekim’de Haldun Koşay Anadolu Lisesi’nde yaşanan olayı “akıllara durgunluk veren bir durum” olarak nitelendiren Karenfil, “Sınıfta Kürtçe müzik eşliğinde halay çeken bir öğrenci gece vakti evinden gözaltına alınarak tutuklandı, beş öğrenci ise ailelerine haber verilmeden okuldan alındı. Bu uygulama, çocuk hakları ve temel anayasal güvenceler açısından kabul edilemez” dedi.

“Kürtçe halay suç değildir”

Basın açıklamasında, Kürtçe müzik eşliğinde halay çekmenin suç teşkil etmediği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:

“Sosyal medyada aynısına rastlayacağınız yüzlerce video varken, Haldun Koşay öğrencilerinin videosu nefret diliyle paylaşılmış, hedef gösterilmiş, kriminalize edilmiştir. Yani gündelik bir olaydan zorla suç çıkartılmaya çalışılmıştır. Okul ortamında, öğrenci ve velilerin rızası alınmaksızın yapılan müdahaleler çocuğun üstün yararı ilkesine aykırıdır. Halay çekmek, Kürtçe müzikle eğlenmek gibi faaliyetler hiçbir şekilde suç kapsamında değerlendirilemez.”

“Okul-emniyet işbirliği ceza mekanizmasına dönüşmemeli”

Menemen Emek ve Demokrasi Güçleri, Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şu soruları yöneltti:

“Okul müdürü ile emniyet güçleri, velilere bilgi vermeden öğrencileri okuldan nasıl alabilir?”

“Ailelerin haberi olmadan gözaltına alma uygulaması hangi yasa ve yönetmeliklere dayanmaktadır?”

“Halay çekmek hangi kanun maddesine göre suç sayılmaktadır?”

“Bu tür uygulamaların yaygınlaşması halinde okul ortamı bir cezalandırma mekanizmasına dönüşmez mi? Öğrenciler eğlenirken niçin ‘şüpheli’ konumuna düşürülüyor?”

Altı maddelik çağrı: “Okullar çocukların cezaevine dönüşmemeli”

Açıklamada, çocukların maruz kaldığı hak ihlallerine karşı alınması gereken önlemler altı maddede sıralandı:

Öğrenci ve velilerin bilgilendirilmediği gözaltı ve tutuklama işlemleriyle ilgili yasal ve idari soruşturma başlatılması,

Eğitim–emniyet işbirliğinin çocuk haklarını gözeten bir çerçevede yeniden düzenlenmesi,

Öğrencilerin Kürtçe müzik eşliğinde halay çekmelerinin kültürel haklar kapsamında değerlendirilmesi,

Çocukların ifade ve kültürel etkinlik haklarının korunması,

Okulun krize pedagoji temelli müdahale etmemesi nedeniyle Rehberlik Araştırma Merkezi’nin devreye girmesi,

Tutuklu öğrenci Asmin’in derhal serbest bırakılması.

“Asıl görev uyuşturucu çetelerine karşı mücadele etmek”

Açıklamada son olarak, olayın sorumlularının görevden alınması çağrısı yapıldı:

“Bu tahribatın sorumlusu olarak başta okul müdürü Mustafa Efe, milli eğitim müdürlüğü ve emniyet güçlerindeki ilgililer görevden alınmalı; rehberlik servisi hakkında idari soruşturma başlatılmalıdır. Bugün okulların ve okul önlerinin ne kadar güvenli olduğu herkes tarafından sorgulanıyor. Okul önleri uyuşturucu çetelerinin meskeni haline gelmişken, emniyet güçlerini asıl görevini yapmaya davet ediyoruz. Okullar çocukların cezaevine dönüşmemelidir. Çocuklarımızın hakları hiçbir mazeretle geri alınamaz.”

Kaynak: özge uyanık