Haber / Arif Arı

15 Temmuz Demokrasi Meydanı'nda yapılan açıklamayı KESK Eğitim Sen Kadın Sekreteri Ayşe Dubaz Yüksel okudu. Açıklamada, 

"Emperyalizme,  gericiliğe, savaş poltikalarına karşı, eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış mücadelesini yükselteceğiz'' denildi.

Açıklamada, "İnsanlık tarihinde milyonlarca cana,  doğa katliamına, tarifsiz acılara yol açan savaş, çatışma örneklerine rağmen silah harcamaları sürekli artıyor, yeni nükleer silah denemelerinin ardı arkası kesilmiyor'' ifadelerine yer verilen açıklamada daha sonra şöyle denildi:

"Ülkeler arası silahlanma yarışı uzayda gerçekleştirilen yeni silah denemeleri ile daha tehlikeli bir hal alıyor. Sadece dünyayı değil galaksimizi tehdit eden bu çılgınlığın arka planında her zamanki gibi sınırsız kar güdüsü, sömürü çarkı ve sınıfsal hegemonik güç savaşları yatmaktadır. Oysa İkinci Dünya Büyük Emperyalist Paylaşım Savaşı öncesinde de dönemin iktidarları silahlanmada ileride olduklarının, ırklarının üstünlüğünün müjdesini veriyorlardı! Sonuç olarak; geride en az elli iki milyon ölü, milyonlarca engelli, yerle bir edilmiş kentler, yeri belirsiz gömülü halde tonlarca patlamamış mühimmat ile büyük bir acı ve gözyaşı bırakıldı! 

Emperyalist, gerici güçler sermayenin sınırsız ve koşulsuz dolaşımı için kan dökmeye, işgale ve büyük bedeller ödenerek elde edilmiş temel hak ve özgürlükleri ayaklar altına almaya devam ediyorlar. Bunun son örneği şu an Afganistan’da yaşanıyor.''

Apar topar terk ettiler

"20 yıldır işgal ettiği, kendi kaderini belirleme iradesini yok saydığı Afganistan’ı apar topar terk eden emperyalist ABD bu kez de yeni işbirlikçisi gerici Taliban güçlerini yerine bırakmıştır'' görüşlerine yer verilen açıklamanın sonunda şunlara yer verildi:

"Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, halkların bir arada yaşama iradesini de iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar. Yitip giden hayatların yanı sıra doğa tahribatının dünyanın geleceğini tehdit eder düzeye ulaşmasının son kanıtı olan pandemiye, yaşanan orman yangınları ve sel felaketleri gibi açık göstergelere rağmen doğa talanı, HES’ler, canlıların yaşam alanlarının ortadan kaldırılması, sera gazlarının kullanımı vb. devam ediyor. Sermaye ve rant için yaşama dair ne varsa ortadan kaldırılması zerre kadar umurlarında değil!  Bu gidişatı durdurmak mümkün! Bunun yolu emperyalizme, gericiliğe, savaş politikalarına karşı eşitlik, özgürlük, laiklik ve barış mücadelesinden geçiyor. Hepimizin barışın iyileştirici gücüne ihtiyacı var! Barış mücadelesinin en çok da yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde yükseltilmesine ve süreklileştirilmesine ihtiyaç var. Bu amaçla atılacak her adım bizleri barışa olduğu kadar insan olma erdemine de yakınlaştıracaktır. Birlikte, ortak, örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceğimize olan inancımız her zamankinden daha güçlüdür. 

Talebimiz net: Barış, Demokrasi, Özgürlük, Güvenceli İş, İnsan Onuruna Yaraşır Koşullar Sağlanmalı, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğine Son Verilmelidir! Hepimizin barışın iyileştirici gücüne ihtiyacı var! Barış mücadelesinin en çok da yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde yükseltilmesine ve süreklileştirilmesine ihtiyaç var. Bu amaçla atılacak her adım bizleri barışa olduğu kadar insan olma erdemine de yakınlaştıracaktır. Birlikte, ortak, örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceğimize olan inancımız her zamankinden daha güçlüdür.''