GENEL

Limanlarda 'İsrail' ablukası: Türk bayraklı gemilere İsrail'e gidiş yasaklandı

İsrail'in Gazze'ye yönelik operasyonları sürerken, Türkiye'den deniz ticaretini kökünden sarsacak tarihi bir adım geldi. Liman Başkanlıkları tarafından alınan ani bir kararla, Türk bayraklı gemilerin İsrail'e gitmesi ve İsrail bayraklı ya da İsrail sahipli gemilerin Türk limanlarına yanaşması tamamen yasaklandı. Ayrıca, Türkiye'ye gelen tüm gemilerden, "askeri malzeme veya İsrail'e gidecek yük taşımadığına dair" sorumluluk yazısı alınacak. Bu karar, iki ülke arasındaki ticari ilişkilere vurulmuş

Abone Ol

Türkiye, İsrail'in Gazze'ye yönelik devam eden askeri operasyonları ve bölgede yaşanan insani dram karşısında, bugüne kadarki en sert ve en somut yaptırım kararını hayata geçirdi. Siyasi ve diplomatik tepkilerin ötesine geçen bu yeni adımla, iki ülke arasındaki deniz ticaretinin can damarı olan liman trafiğine yönelik kapsamlı bir kısıtlama getirildi. Ülke genelindeki tüm Liman Başkanlıkları tarafından alınan ve derhal uygulamaya konulan karara göre, Türk deniz sahasında İsrail bağlantılı gemilere yönelik adeta bir "deniz ablukası" başlatıldı. Bu, sadece sembolik bir protesto değil, aynı zamanda iki ülke arasındaki on yıllardır süregelen ticari ilişkilerin temeline dinamit koyan, ekonomik ve lojistik sonuçları çok ağır olabilecek tarihi bir karar olarak kayıtlara geçti.

Karar net: ne türk gemisi gidecek, ne israil gemisi gelecek

Liman Başkanlıkları tarafından ilgili tüm denizcilik acentelerine ve armatörlere tebliğ edilen kararın içeriği, hiçbir yoruma yer bırakmayacak kadar net ve keskin maddeler içeriyor. Alınan bu yeni kararlara göre, Türk karasularında ve limanlarında İsrail bağlantılı deniz trafiği şu şekilde düzenlenecek:

  1. Türk Bayraklı Gemilere İsrail Yasağı: Türkiye Cumhuriyeti bayrağı taşıyan hiçbir ticari gemi, yükü ne olursa olsun, İsrail limanlarına gidemeyecek. Bu madde, Türk armatörlerinin İsrail ile olan tüm doğrudan sevkiyatlarını bıçak gibi kesiyor.

  2. İsrail Gemilerine Türk Limanları Kapatıldı: İsrail bayrağı taşıyan veya mülkiyeti İsrail vatandaşlarına ya da şirketlerine ait olan (İsrail sahipli) hiçbir geminin, Türk limanlarına yanaşmasına, yükleme veya boşaltma yapmasına izin verilmeyecek. Bu, İsrail'in kendi deniz ticaret filosunun Türkiye rotasını tamamen kapatması anlamına geliyor.

  3. Transit Geçişlere de Kısıtlama: Kısıtlama sadece doğrudan seferlerle sınırlı değil. Karar kapsamında, İsrail ile ilişkili olduğu tespit edilen yüklerin, Türkiye limanlarında konteyner aktarması (transit ticaret) dahil olmak üzere, herhangi bir işleme tabi tutulmasına izin verilmeyecek. Bu, Türkiye'nin, İsrail'e giden veya İsrail'den gelen mallar için bir lojistik üs olarak kullanılmasının da önüne geçiyor.

Bu üç temel madde, Türkiye'nin deniz yoluyla İsrail ile olan tüm ticari bağlarını fiilen askıya aldığını gösteriyor.

Armatörlerden 'askeri malzeme taşımıyorum' imzası alınacak

Kısıtlama kararının en dikkat çekici ve en stratejik maddelerinden birini ise, diğer ülke bayraklı gemilere yönelik getirilen yeni bir denetim mekanizması oluşturuyor. Karar, sadece Türk veya İsrail bağlantılı gemileri değil, potansiyel olarak Türkiye limanlarını kullanan tüm uluslararası gemileri de kapsayacak bir kontrol sistemi getiriyor. Bu yeni uygulamaya göre, Türk limanlarına yanaşmak isteyen tüm armatörlerden, gemilerinin işletmesinin İsrail ile doğrudan bir bağlantısı olmadığına ve en önemlisi de, İsrail'e yönlendirilecek herhangi bir yük veya askeri malzeme taşımadıklarına dair, hukuki sorumluluk doğuran bir taahhütname imzalamaları talep edilecek.

"Sorumluluk imzası" olarak adlandırılan bu belge, bir nevi "beyan" niteliği taşıyacak. Armatörler, bu belgeyi imzalayarak, gemilerinde İsrail'e gidecek veya askeri nitelik taşıyabilecek herhangi bir malzemenin bulunmadığını resmi olarak taahhüt etmiş olacaklar. Bu belgenin gerçeğe aykırı olduğunun tespit edilmesi durumunda, ilgili armatör ve gemi kaptanının, uluslararası ve ulusal hukuk çerçevesinde ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalması bekleniyor. Bu madde, Türkiye'nin, kendi limanlarının, dolaylı yollarla da olsa İsrail'e yönelik herhangi bir askeri veya stratejik sevkiyatta kullanılmasına izin vermeyeceği yönündeki kararlılığının en net göstergesi olarak yorumlanıyor.

Siyasi tepkiden ekonomik yaptırıma: 'arka kapı ticareti' eleştirilerine yanıt mı?

Türkiye'nin aldığı bu radikal kısıtlama kararı, son dönemde kamuoyunda ve muhalefet partileri tarafından sıkça dile getirilen, "Hükümet, bir yandan Filistin'in yanında olduğunu iddia ederken, diğer yandan İsrail ile ticareti arka planda sürdürüyor" yönündeki eleştirilerin zirveye ulaştığı bir dönemde geldi. İsrail'in, insani yardım malzemeleri taşıyan TIR'ların girişine bile izin vermediği Gazze'yi topyekün işgal etmeye başlamasının ardından, Türkiye'den İsrail'e giden gemilerin ve ticari sevkiyatların devam ettiği yönündeki haberler, kamuoyunda büyük bir tepki yaratmıştı.