Prof. Dr. Mehmet Akif ERDOĞRU

Günümüzde İzmir'in ilçelerinden biri olan Kınık'a ismini veren Kınık sözcüğü, ünlü Oğuz boylarından birinin adıdır. Oğuz boyu on birinci yüzyıldan itibaren Asya’dan Anadolu’ya girmeye başlamıştır. Selçuklu hanedanı da bu boya bağlıydı. Türkçe olan bu sözcüğün anlamı ‘her yerde yüce olan’ manasınadır. Kınık boyu, Türkiye’nin her yerine dağıtılmıştır. Merhum Prof. Faruk Sümer’e göre, bu ilçeye ismini bırakan bu Oğuz boyunun Suriye’de kalan kolu ‘Harbendeli’ ismini taşır ki bu sözcük sonradan yanlış telaffuz sonucunda ‘Harmandalı’ olmuştur. Kınık isminin hem Balkanlar'da hem Anadolu’da hem de Suriye’de bulunduğunu belirtmek gerek. Balkanlar'da Semendire, Hersek ve Edirne’de bu isme rastlanırken, Anadolu’da Kaş, Konya, Kütahya, Bursa, Karaman, Sivas, Isparta, Adana ve başka illerde de rastlanır. Aydın bölgesinde Karacakoyunlu cemaati arasında da Kınık boyundan olanlara rastlanır. Bu durum, Kınık boyunun, çok erken bir tarihte Marmara havzası ile Batı Anadolu’ya ulaştığını ve köyler kurmaya başladığını gösterir.

Bir yerleşim yeri olarak Kınık’ın kökenleri on altıncı yüzyıla kadar iner. 1578 tarihli bir belgeden Bergama kadılığına bağlı olduğu anlaşılıyor (Mukataat müfettişine ve Bergama kadısına hüküm yazıla ki zeamet-i Kınık ve koruha-yı Karacadağ ihtisap ihzariye mea niyabet ve şemhane ve resmi gebran-ı Bergama mukataasına). Bu belgeye göre Bergama’da Gebr denilen Ortodoks Rumlar bulunmaktadır. Ayrıca ‘haymana’ denilen gezgin kimseler, Bergama ve Kınık bölgelerine gelmektedirler. Bunların denetim altına alınmaları istenmektedir. Bir süre sonra Bergama’dan alınarak, Manisa’ya (Saruhan) bağlandığı anlaşılıyor. Nitekim 1665 tarihli bir belgede bu durum belirtilmiştir. 1845 tarihli Mehmet Bey tarafından yapılan bir nüfus sayımına göre Kınık, ‘Bursa eyaleti (Hüdavendigar), Karasi sancağı (Balıkesir), Bergama kazasına bağlı bir köydür. Burada ‘Yerli Rumlar’ yaşar. Hepsi de ticaret ve zanaatla uğraşırlar. 1857 tarihli bir başka belgede ise Balıkesir’e (Karasi) bağlı olduğu ifade edilir. 1866 tarihli bir belgede Bergama kazasına bağlı bir köy olarak görünür (Karasi sancağına tabi Bergama kazası dâhilinde kâin Kınık köyü).

KINIK BUCAĞI

Bergama nereye bağlanmışsa, Kınık da oraya bağlanmıştır. 1867 yılında Balıkesir kazasından alınarak, yine Manisa’ya bağlanmıştır. 1875 tarihinde Manisa’ya bağlı kaymakamlıklardan biri olarak görünüyor. Demek ki Kınık, daha çok, konumu itibarıyla, Bursa, Manisa ve İzmir’e bağlı görünmektedir. İzmir vilayetine sonradan eklenecektir. Zira bir belgede ‘Aydın vilayeti Bergama kazasına’ bağlı olduğu belirtilir. 1894 tarihli bir belgede Kınık'ın ‘İzmir sancağı mülhakatından Bergama kazasında’ olduğu beyan edilir. Aydın vilayetinin merkezinin İzmir olduğunu belirtelim. Bir ara Kınık ‘nahiye’ yapılmış ve bu Kınık nahiyesinin merkezi Poyracık köyüne taşınmıştır. Ancak 1913 tarihli bir belgede, Kınık nahiyesinin merkezinin, Kınık köyüne taşındığı ve burada bir telgrafhane yapıldığı yazılmıştır. Bundan sonra da Kınık kasabası olarak isimlendirilmiştir. Kınık, Soma ile Fransızca bir belgeye göre, Kınık, Soma-Dinkeli demiryolu güzergâhının ara duraklarından biri olarak tasarlanmıştır. Dinkeli, Bergama, Kınık, Cingiye, Soma. 12 Aralık 1947’de Kınık Bucağı kaldırılarak Kınık ilçesi kurulmuştur. Gerekçeye göre Kınık Bucağı'nın nüfusu çok, sahası geniş, sakinleri idari ihtiyaçlarını karşılayamıyordu. İsmet İnönü’nün imzasıyla, Kınık Bucağı'nın köyleri, Bergama Kınık, Bergama Turanlı, Manisa Saruhanlı ve Manisa Soma ilçeleri arasında paylaştırıldı. Aynı idari düzenleme ile Hatay Samandağ (Alevışık), Çayıralan (Çayırşeyhi), Sivas İmranlı (Umraniye), Keçiborlu, Kayseri Yeşilhisar, Niğde Çamardı (Maden), Antalya Gazipaşa, Trabzon Çaykara (Kadahor), Artvin Fındıklı (Gavre), İzmir Kiraz (Keles) ve Hacıbektaş ilçeleri kurulmuştur.

'KIZIL YUMURTA AKÇASI'

İdari bakımdan genellikle Bergama’ya bağlı olan bu köyün, (sonradan kasaba) ilk nüvesini oluşturanlar Kınık Türkmenleri'dir. Ancak zamanla, büyük ihtimalle, II. Mahmut devrinde, köyün nüfus yapısı yavaşça değişmeye başlamıştır. Rum ve Ermeniler de burada yerleşmeye başlamışlardır. Her iki gayrimüslim cemaatinin köy nüfusuna sonradan eklemlendiği kesindir. 1840 tarihli bir belgede, Kınık köyünde Ermeniler'in yaşadığı belirtiliyor. Hatta köyün komutanı (zabit) paskalyada yumurta tokuşturduklarından dolayı Kınık’taki Ermeni milletinden ‘kızıl yumurta akçası’ adı altında para toplamaya çalışmıştır. Ancak Ermeniler'in bu durumu İstanbul’daki hükümete şikâyet etmeleri sonucunda bu parayı ödemedikleri anlaşılıyor. 1916-17 yıllarına gelindiğinde Kınık Ermenileri'nin bir mezarlığa ihtiyaçları ortaya çıkmıştır. Kasabanın hemen dışında bir dönümlük bağın Ermeni Mezarlığı olarak kullanılmasına hükümet izin vermiştir. Ermeniler, tüm Batı Anadolu şehir ve köylerinde olduğu gibi, Kınık’ta da ticaret ve esnaflıkla meşgul olmuşlardır.

RUM TAİFESİ

1852 tarihli bir belge ise Kınık köyünde çok sayıda ‘Rum taifesinin’ oturduğunu gösteriyor. Bunlar bezirgân, bahçıvan, ekmekçi, yağcı, değirmenci, terzi, dülger ve bakkal gibi esnaf kollarında çalışmışlardır. Kınık nüfusunun ekseriyetini Rumlar ele geçirmiş görünüyor. 1912 tarihli İstanbul Bulgar Konsolosluğu'ndan Aydın Valiliği'ne gönderilen bir yazıda, Kınık'ın İzmir vilayeti Bergama kazasına bağlı bir köy olduğu belirtiliyor ve burada ikamet eden iki erkek Rum’u Varna’da mahkemeye celp ediyor.

TÜRKMEN/YÖRÜK

18 Mayıs 1895’te Kınık’a Çerkez muhacirlerinin yerleştirildiği tespit edilmektedir. Kınık’ın Aşağı Mahalle isimli mahallesine yerleştirilen Çerkezler, Hamidiye ismini alarak, mahallelikten de ayrılarak, ayrı bir köy oluşturmuşlardır. Mübadele sırasında da Selanik civarından Sirozlular ile Midilliler, Kınık’ta iskân edilmiştir. Görüldüğü gibi, başlangıçta tamamen bir Türkmen/Yörük yerleşimi olan Kınık köyü/kasabası, on dokuzuncu yüzyılın başlarından itibaren, Rum, Ermeni, Çerkez ve 1925’te de Selanik mübadillerinin yerleştirildiği kozmopolit bir yer haline dönüştürülmüştür.

BERGAMA VOYVODASI

Temelde bir İslam yerleşimi olduğundan dolayı, Kınık’a eski tarihli İslam eserleri mevcuttur. En eski tarihli camilerden biri, Bergama voyvodası Hacı İbrahim oğlu Hacı Ömer Ağa’nın ismini taşır. 1804 tarihinde mevcuttu. Yine 1845’te Derviş Ağa Camii ile Seyyid İbrahim Ağa Camii, Kınık’ta bulunan camilerdendir. 1900 yılında halkın yardımıyla Kınık’ta bir Rüştiye (Ortaokul) binası yapılmıştır. Üç sınıflı olan bu ortaokula öğretmen ataması yapılmıştır.