Hazırlayan/ Saadet Erciyas

İzmir, kent sanayisi, kent kültürü ve kent diplomasisi adına çok önemli bir çınarını daha yitirdi Ocak ayının ilk günlerinde. Yaşama Karşıyaka’da “merhaba” diyen ve yine çok sevdiği Karşıyaka’dan uğurlanan “Bir Karşıyaka Beyefendisi” Ahmet Kemal Baysak, unutulmazlar kitaplığına adını kazıyarak vedalaştı sevenleriyle. Büyük bir mutlulukla söylüyorum ki, yaşamımızın 27 yılının tanığı oldu değerli büyüğümüz Kemal Baysak. Acıları, sevinçleri, hüzünleri, mutlulukları paylaştık. Bu süreçte eşimle birlikte, eski deyimle, “Kemal Baysak Akademisi’nin rahle-i tedrisinden geçtik” keyifle…

Birlikte yol aldık, öğrendik, görgüsünden, deneyimlerinden, bilgisinden faydalandık. İlgisi, bilgisi ve sevgisiyle çoğaldık. Bu süreçte değerleri için verdiği mücadeleye, ilkelerine, onurlu duruşuna, titiz çalışma tarzına, insan sevgisine, dostlarına verdiği değere, ailesinin yanı sıra köklerine de duyduğu bağlılığa, olumsuz olaylar karşısındaki çelebi tavrına, sabrına, çok kültürlülüğüne, zerafetine tanıklık ettik. En çok da yaşam enerjisine, hayata bağlılığına hayran kaldık. Biz yarına ilişkin küçük bir plan yapamazken, onun ileri yaşına, ufak sağlık sorunlarına karşın bir ay sonra yapılacak toplantılara, davet edildiği, dünyanın farklı yerlerinde bir yıl sonra gerçekleşecek kongrelere ilişkin plan yapmasını biraz hayranlık biraz da şaşkınlıkla izledik.

Kemal Baysak’ın ardından bir yazı kaleme almak çok zor. Onunla vedalaşmak çok daha zor. O nedenle bu yazı 31 Ocak 1933 günü dünyaya gelen, 7 Ocak 2021 günü yaşamını yitiren büyüğümüze bir veda yazısı değil, sanırım daha çok bir başlangıç. 2018 yılının Ocak ayında seyahat planlarını sağlık sorunları nedeniyle ertelediği ve onun deyişiyle “Boş kaldığı bir ara” heyecanla başladığımız “Bir Karşıyaka Beyefendisi: Ahmet Kemal Baysak” kitabının belki de kimi satırları da saklı bu yazıda.

Bosna Hersek Sevdası

Ahmet Kemal Baysak’la yolumuz “Karşıyaka Belediye Başkan Adaylığı” sırasında kesişti. Seçim kampanyasını planlama ve yaşama geçirme şansımız oldu. Başarılı bir kampanya döneminin sonunda onu doğup büyüdüğü kente unutulmaz hizmetler vermesini sağlayacak Karşıyaka Belediye Başkanlığı görevinde başarı dileklerimizi iletip işimizin başına döndük. Belediye başkanlığı sırasında ve sonrasında Bosna Hersek ile ilgili yoğun çalışmalarını gözlemledik. 20. Yüzyıl’da, Avrupa’nın göbeğinde soykırımı en ağır şekilde yaşayan soydaşları için hiçbir karşılık beklemeden yaptığı hizmetleri, onların sesini dünyaya duyurmak için nasıl çabaladığını, büyük bir dirayetle ve inançla çalıştığını izledik. Onunla gerçek yoldaşlığımız Karşıyaka Belediye Başkanlığı sona erdikten sonra başladı. Türkiye’deki Bosna Hersek kökenli vatandaşları ve onların kurduğu kültür ve yardımlaşma derneklerini bir araya getirme, bir çatı altında toplama amacıyla gerçekleştirdiği çalışmaları yakından izledik.

2002 yılında Bosna Hersek Parlamentosu’nun “oy birliğiyle” aldığı kararla dünyada ilk kez “Fahri Konsolos” unvanı verilmesine, 2003 yılında kurucusu olduğu Terbay’ın İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrika binasındaki ilk konsolosluk makamının açılışına, belgelerin hazırlanmasına, yapılan törene ve duyduğu onura, heyecanına tanık olduk.

Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu’nun 2003 yılında kuruluşuna, logosunu birlikte tasarladığımız federasyonun güçlenmesi ve kurumsal bir yapıya ulaşması için verdiği uğraşa, yeni kuşakların da atalarını unutmaması, ata topraklarında yaşanan soykırıma ilişkin farkındalık oluşması çabalarına tanıklık ettik. Bosna Hersek’e yaptığı, konsolosluğa yapılan bazı ziyaretleri, iki ülke arasında yaptığı çalışmaları kimi zaman yazarak kimi zaman fotoğraflayarak, ama keyifle yaşayarak kayda geçirdik eşim Hüseyin Erciyas’la.

Bosna Hersek Fahri Konsolosu Ahmet Kemal Baysak’ın İzmir’in geleneksel festivalleri arasına giren Karşıyaka ve Gaziemir belediyelerince gerçekleştirilen 23 Nisan Çocuk Şenliği’nin, Balkan Ülkeleri Festivali’nin sürdürülebilir olması ve kurumsallaşması için gösterdiği çabayı hayranlıkla izledik.

Konsolosluk Büyük Onur Verdi

Bosna Hersek Parlamentosu onu Bosna Hersek Cumhuriyeti’nin dünya üzerindeki ilk fahri konsolosu olarak görevlendirilmekle kalmadı, 2014 yılında ilk fahri başkonsolos olarak görevlendirdi. 17 Nisan 2003 gününden başlayarak atandığı fahri konsolosluk ve fahri başkonsolosluk görevlerini, neredeyse bir kariyerden diplomatmışçasına özenle, titizlikle ve başarıyla, yaşama veda edene kadar da sürdürdü. Ahmet Kemal Baysak’ın büyük bir zevkle yaptığı, yoğun emekle, inançla harmanlanmış; Bosna Hersek’in yaşadığı soykırımı Türkiye’deki soydaşlar dahil tüm dünyaya anlatmak misyonunu üstlendiği bu diplomatik görevinde, hem Türkiye hem Bosna Hersek’te diktiği ve yeşermeye başlayan tohumlar eminim ki yıllar içinde onun gibi bir çınara dönecek.

Fahri konsolosluk görevinin verilmesinin onuncu yıldönümünde konsolosluk binasında yaptığımız bir söyleşide bu onurlu göreve ilişkin duygularını şu sözlerle anlatmıştı Baysak: “Bosna Hersek Parlamentosu’nun Eylül 2002 tarihinde çıkardığı kanunla bana dünyada ilk kez fahri konsolosluk görevi verdiler. Bu benim için büyük onur. 1960’dan beri devam eden ziyaretler sebebiyle adeta fahri konsolosluk görevini yapıyordum. Bosna Hersek’le ilgili yaptığım çalışmaları yakından bilen Bosna Hersekli yöneticiler, 6 Nisan 1992’de soydaşlarımıza karşı yapılan soykırım sırasında onları yalnız bırakmadığımızı görüyorlardı. Onlar bu görevi vererek çalışmalarımı resmi hale getirdiler. Bu görevle beni de onurlandırdılar.”

Bosna Hersek’te Adı Efsane

Bugün Bosna Hersek’in Avrupa’nın gözü önünde yaşadığı soykırımda yaptığı yardımlarla ülkede çok kişinin gönlünde yer eden Ahmet Kemal Baysak’ın katkıları bir efsane gibi dilden dile dolaşıyor. O dönemde hiçbir masraftan kaçınmadan ülkemize getirip yer verdiği, okumalarına, eğitim almalarına katkılı olduğu çocuklar, gençler bugün ülkelerinin farklı yerlerinde meslek sahibi insanlar olarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Baysak’la Bosna Hersek’e yaptığımız ziyaretlerde herhangi bir zaman diliminde, çarşıda, restoranda, bir belediye binasında, bir tören ya da üst düzey yöneticilerle yaptığı toplantıda koşarak elini öpmeye gelen, ona sarılarak teşekkür eden çok sayıda genç gördük yıllar içinde.

Bosna Hersek’e 2006 yılında yaptığım ilk ziyarette, dönemin Cumhurbaşkanlığı Konseyi Başkanı Sulejman Tihić tarafından ağırlanan Baysak’a gösterilen ilgi benim gibi gezide yer alan meslektaşlarım için de gurur ve sevinç kaynağıydı. Ahmet Kemal Baysak ile ne zaman Bosna Hersek’e gitsek, sadece Boşnak değil, Hırvat ve Sırp yöneticilerin de kendisini saygıyla, içtenlikle kucakladığına, ağırladığına defalarca tanıklık ettik. Özellikle her yıl 11 Temmuz günü Srebrenica’da Potoçari Anıt Mezarlığı’nda düzenlenen anma törenlerinde gördüğü ilgi, hele Srebrenica annelerinin kendisine gösterdiği sevgi ve saygı çok etkileyiciydi.

Kakanj Belediye Meclisi’nin aldığı kararla 2013 yılında kentin Saat Kulesi’nin bulunduğu en işlek meydanına “Trg Kemala Baysaka” (Kemal Baysak Meydanı) adı verilmişti. Coşkulu kalabalığın katıldığı törende konuşan Kakanj Belediye Başkanı Nermin Mandra, iki ülke arasında köprü görevi üstlenen Baysak’ın adını kentin en önemli meydanına vermekten mutluluk duyduklarını söylemişti.

Tören sonrası kahvelerimizi içerken Baysak’a, İzmir’de de adının Karşıyaka’da bir meydana ya da bulvara verilmesinin ne kadar hoş olacağını konuşmuştuk. Karşıyaka Belediye Başkanlığı sırasında vefa örneği göstererek, alanlarında öne çıkan insanlarının isimlerini yaşadıkları bölgedeki sokak ve parklara vermesiyle bilinen Baysak, “İnsan hayattayken adını bir yere vermek büyük mutluluk. İnşaallah” demişti gülümseyerek.

Karşıyaka Belediye Meclisi’nin 2016 yılının Mayıs ayında aldığı karar, bu dileğimizin gerçekleşmesinin sevincini yaşattı bize. Ahmet Kemal Baysak’ın adı, doğup büyüdüğü, yaşamını sürdürdüğü, belediye başkanı olarak hizmet verdiği Karşıyaka’da Cahar Dudayev Bulvarı ile Anadolu Caddesi’ni birbirine bağlayan yeni bulvarda (6500 Sokak) yaşatılıyor şimdi.

Akçeli İşi Olmadı

İzmir’de bugün 67 yılı geride bırakan köklü bir endüstri kuruluşunun kurucusu olan Ahmet Kemal Baysak’ın Bosna Hersek’le olan ilişkileri hiçbir zaman ticari boyut kazanmadı. Hayır işlerinin yanında Bosna Hersek’le ilgili hiç akçeli işi olmadı. Bosna Hersek ekonomisinin güçlenmesi, yatırım, üretim ve istihdam yönünden gelişmesi için elinden geleni yapmaktan hiç geri durmadı. Kafileler oluşturur, ülkede yatırım yapmaya istekli iş adamlarını götürür, ekonomi kuruluşlarının kapılarını açar, yetkililerle tanıştırır, sorularına ilk ağızdan yanıt bulmalarına meydan verirdi.

Kendisinin Bosna Hersek’te neden yatırım ya da ticaret yapmadığı sorulduğunda “Biz akçeli işlere girmeyiz” derdi. “Bosna Hersek Fahri Konsolosu olmam, Bosna Hersek’te her kademeden çok farklı yöneticileri tanıyor olmam nedeniyle böyle bir ilişki kurmak etik olmazdı” görüşünü dile getirirdi.

“Balkanlar bızım mırasımız”

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle Türkiye’nin dört bir yanındaki Boşnak kökenli gençleri ata topraklarıyla buluştururken, gençlerde tarih bilinci, farkındalık oluşturmayı, geçmişe ve kültürel birikime sahip çıkmasını arzuluyordu. Ata topraklarını “mirasımız” diye nitelendiren Ahmet Kemal Baysak, bu toprakların sahip çıkılması gereken bir emanet olduğunu belirtirken şu görüşleri dile getiriyordu: “Bizler bu mirası, kurduğumuz dernekler vasıtasıyla örf, adet, gelenek ve kültürümüzü ve dilimizi öğretmeye çalışıyoruz. Atalarımızın geldiği tarihi ve akrabalık bağlarıyla bağlı olduğumuz Bosna Hersek’i ve Balkanlar’ı tanımalarına katkılı olmaya çalışıyoruz. Kaybedilmiş olan Ata topraklarından sonra ülkemiz Anadolu’nun kaybedilmemesi şuurunu gençlerimize vermeye çalışıyoruz. Biz Balkanlar’da Anadolu’yu kaybettik, bundan sonra anavatanımızı, Anadolu’yu kaybetmemek için birlik ve beraberlik içinde olmamız gerektiğini öğretiyoruz.”

Baysak’ın toplantılarda sık sık dile getirdiği şu görüşleri de paylaşmak isterim: “Türkiye’de yaşayan Boşnaklar ve Balkanlılar, geçmişte muhacir dediğimiz ve Atatürk’ün takdirini kazanmış olan bu topluluk bugün göçmenler olarak anılıyor. Bosna Hersek’ten göç eden bizlerin ataları Osmanlı’nın çöküşü sırasında yeni sınırların oluşması sebebiyle Bosna Hersek’ten anavatanı Türkiye’ye göç ettiler. Hiçbiri Batı dünyasındaki ülkelere gitmedi. Anadolu’ya geldi. Çünkü Anadolu’dan Balkanlar’a gitmişlerdi. Balkanlar’dan tekrar Anadolu’ya geldiler, kendilerini muhacir olarak görmediler. Mustafa Kemal’in kurduğu bu ülkenin asli evladı olarak kendilerini tanımladılar ve cumhuriyetin kuruluşunda Balkanlı Atatürk’ün yanında yer aldılar, cumhuriyete sahip çıktılar.”

Gönlünce Yaşadı

Annemin, “Her şey güzel gönlünce olsun” sözü hep kulağımdadır. İzlediğimiz, gördüğümüz, gözlediğimiz kadarıyla Ahmet Kemal Baysak, gönlünce yaşayan bir insandı. Tanrının bahşettiği zamanı gönlünce, verimli bir şekilde değerlendirme şansı bulan, her işinde, verdiği her mesajda inandığı değerleri gözeten insanlardan biriydi bana göre. Yıllar içinde emek yoğun çalışmayla elde ettiği birikimi, donanımı yatırıma dönüştürmüş, insanlara iş ve aş vermiş, inancı doğrultusunda hiç sapmadan yol almış, hizmet vermiş, sevilen ve saygı duyulan bir insandı. Yıllar içinde çınara dönüşen manevi mirasının, yaşamını adadığı değerlerin yaşatılacağına inanıyorum. İzmir’in bir güzel insanı, “Bir Karşıyaka beyefendisi” sonsuzluğa uğurlandı, ama Kemal Bey eminim elinin değdiği insanların kalplerinde ve gönüllerinde yaşayacak, hep hatırlanacak ve unutulmayacak… Ve “Sevdalinkalar” bize hep onu hatırlatacak… Dilerim Ahmet Kemal Baysak’ın geride bıraktığı, aralarında son derece değerli eserlerin bulunduğu objeler, belgeler, kitaplar, el sanatı ürünleri, tablolar çok sevdiği Karşıyaka’da adını taşıyan bir kültür merkezi/anı evinde sonsuza kadar yaşatılır.

Federasyonun birleştirici gücü

Ahmet Kemal Baysak, Bosna Hersek Fahri Konsolosluğu sürecinde iki ülkeden üniversitelerin, kentlerin “kardeşlik” ilişkisi kurmasına öncülük etti. Bir ilk olarak Zenica’nın Gradisce ve Kemalpaşa’nın Halilbeyli köyleri arasında kardeşlik ilişkisi kurulması yine onun öncülüğünde gerçekleşti. Türkiye’nin dört bir yanındaki Boşnak derneklerinin federasyon çatısı altında toplanmasını sağlayan Ahmet Kemal Baysak, yaz-kış, uzak-yakın demeden yanlarında oldu, derneklerin etkinliklerinde, toplantılarında yer aldı. Derneklerin teferiçlerine, pita gecelerine, yönetici ve üyelerinin özel günlerine katılmaya gayret etti. Federasyon ve derneklerin etkinliklerinde görsel materyallerin, dokümanların hazırlanmasına ve yer almasına özen gösterdi. Yoğun emeklerle hazırlanan flamalarla, bayraklarla, federasyonun logosunu belleklere kazıyarak kurumsallık adına çok ciddi emek, zaman ve para harcadı.

Eğitime Destek Verdi

Kişisel olarak, kurucusu ve onursal başkanı olduğu grup şirketleri aracılığıyla akçeli işler ve ticaret yapmayı uygun görmeyen Ahmet Kemal Baysak, Bosna Hersek ekonomisine eğitim ve kültür yoluyla katkıda bulunmayı tercih etti. Baysak’ın da aralarında bulunduğu Türkiye’den yedi, Bosna Hersek’ten beş girişimci 2001 yılında kısa adı “SEDEF” olan Sarajevo Eğitimi Geliştirme Vakfı’nı kurdu. SEDEF Vakfı, 2004 yılında İngilizce eğitim veren Uluslararası Sarajevo Üniversitesi’ni (IUS) açarak eğitime başladı. Baysak, “Dünyanın 30 ülkesinden 3 bin öğrencinin öğrenim gördüğü üniversiteyi eğitim öğretime açtık. Kısaca biz Bosna Hersek’te bacasız bir endüstri kurduk” derdi.