İzmir kamuoyunun nefesini tutarak takip ettiği dev yolsuzluk davasında yargılama maratonu, Aliağa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde özel olarak hazırlanan mahkeme salonunda devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin en önemli iştiraklerinden İZBETON A.Ş. merkezli soruşturmada, kooperatifler üzerinden usulsüzlük yapıldığı iddialarıyla açılan davanın üçüncü oturumu bugün başlıyor.
Soruşturmanın fitilini ateşleyen 1 Temmuz operasyonu
Her şey, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 1 Temmuz sabahı düğmesine bastığı operasyonla başladı. Aylardır büyük bir gizlilik içinde yürütülen soruşturma kapsamında, savcılık tam 157 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Hedefte, İZBETON A.Ş. üzerinden gerçekleştirildiği iddia edilen bir dizi usulsüzlük vardı. Operasyonun yankısı, gözaltı listesindeki isimlerle birlikte daha da büyüdü. Listede sadece bürokratlar ve iş insanları değil, kentin siyasi hayatının zirvesindeki isimler de yer alıyordu. Eski İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya ile birlikte Tunç Soyer ve Şenol Aslanoğlu'nun da gözaltına alınması, İzmir ve Türkiye gündeminde şok etkisi yarattı. Gözaltına alınan şüpheliler, emniyetteki sorgularının ardından adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkarılan şüphelilerden Soyer ve Aslanoğlu'nun da aralarında bulunduğu bir grup tutuklanarak cezaevine gönderilirken, bazıları ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Dava dosyası üç ayrı koldan ilerliyor
İZBETON soruşturmasının kapsamı o kadar genişledi ki, savcılık iddiaları konularına göre ayırarak üç farklı iddianame hazırlamak durumunda kaldı. Bu durum, iddia edilen yolsuzluk çarkının ne kadar farklı alana yayıldığını da gözler önüne seriyor. İlk iddianame, belediyenin en temel hizmetlerinden olan 'Asfalt kaplaması, yol ve inşaat bakım onarım ve yenileme işlerindeki' usulsüzlük iddialarına odaklandı. İzmir 28'inci Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen bu dosyada, 44 kişi hakkında "ihaleye fesat karıştırma" suçlamasıyla 3 yıldan 14 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İkinci iddianame ise 'İş makinesi ve araç kiralanması hizmet alımı' işlerine yönelik hazırlandı. İzmir 17'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen bu iddianamede de 56 sanık, yine benzer suçlamalarla 3 yıldan 12 yıl 3 aya kadar hapis talebiyle yargılanıyor. Ancak kamuoyunun ve medyanın asıl odak noktası, Tunç Soyer ve Şenol Aslanoğlu gibi siyasi figürlerin de sanık sandalyesinde oturduğu ana dava dosyası oldu. Bu üçüncü ve en kapsamlı iddianame, İzmir 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve yargılama süreci geçtiğimiz Cuma günü başladı.
Sanık kürsüsünde suçlamaları topyekûn reddettiler
Davanın görüldüğü Aliağa'daki mahkeme salonu, Cuma günü tarihi bir ana tanıklık etti. İzmir 23'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan ilk duruşmada, aralarında Tunç Soyer, Şenol Aslanoğlu ve eski genel müdür Heval Savaş Kaya'nın da bulunduğu 11 tutuklu sanık, savunmalarını yapmak üzere birer birer kürsüye geldi. Savcılığın isnat ettiği suçlamalar oldukça ağırdı: 'İştirak halinde ve zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık', 'Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık' ve 'Kooperatif yöneticilerinin kooperatif faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık'. Savcılık, sanıklar için bu suçlardan 3'er yıldan 45'er yıla kadar rekor hapis cezaları talep ediyor.
Savunmalarını yapan tüm tutuklu sanıklar, üzerlerine atılı suçlamaları kategorik olarak reddetti. Masum olduklarını savunan Soyer ve Aslanoğlu başta olmak üzere, tüm sanıklar isnat edilen eylemlerle hiçbir ilgilerinin bulunmadığını, görevlerini yasalar çerçevesinde yaptıklarını ve herhangi bir usulsüzlüğe karışmadıklarını belirttiler. Savunmalarının sonunda, uzun süredir devam eden tutukluluk hallerinin bir an önce sonlandırılarak tahliyelerine karar verilmesini talep ettiler. Dün görülen ikinci oturumda ise mahkeme heyeti, tutuksuz yargılanan sanıkların savunmalarını dinlemeye başladı. Gün boyunca süren oturumda söz alan çok sayıda tutuksuz sanık da suçlamaları kabul etmeyerek beraatlerini istedi.
Dava nasıl devam edecek? Gözler mahkemenin ara kararında
Bugün devam edecek olan davanın üçüncü oturumunda, kalan tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına devam edilecek. Mahkeme salonunda sanık sayısı ve avukatların yoğunluğu nedeniyle, savunmaların birkaç gün daha sürmesi bekleniyor. Tüm sanıkların ifadelerinin tamamlanmasının ardından, yargılamanın bir sonraki aşamasına geçilecek. Bu aşamada, dosyada adı geçen şikayetçilerin ve müdahillerin beyanları dinlenecek. Ardından, sanık avukatları müvekkillerinin savunmalarına ilişkin detaylı hukuki argümanlarını ve delillerini mahkeme heyetine sunacaklar. Bu uzun soluklu sürecin sonunda, mahkeme heyetinin bir ara karar vermesi bekleniyor. Bu ara kararda, özellikle tutuklu sanıkların tahliye taleplerinin değerlendirilmesi, davanın seyrini belirleyecek en kritik unsur olarak öne çıkıyor. Mahkemenin vereceği karar, sadece sanıkların hukuki durumunu değil, aynı zamanda İzmir'deki siyasi atmosferi de doğrudan etkileyecek.