Türkiye'nin siyasi arenasında son dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun öncülüğünde başlatılan değişim tartışmalarına karşı direnmeye devam eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dikkat çeken bir çıkış yaparak gündemi meşgul etti. Kılıçdaroğlu, seçim sonrası partisine ve kişisel olarak kendisine yöneltilen eleştirilere dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Partisini ve kendisini çevreleyen baskıya vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Seçim sonrası üzerimizde ağır bir baskı oluştu. Hatta bu baskı partiyi dağıtacak kadar sert. Ve ne yazık ki, bu baskı hala devam ediyor." ifadelerini kullandı.
2023 seçimlerinde CHP'nin ve Millet İttifakı'nın lideri olarak aldığı yenilgi sonrasında eleştirilerin merkezine oturan Kemal Kılıçdaroğlu, yaşanan tartışmalarla ilgili çeşitli mesajlar verdi.
"Baskı Altında Direniyoruz"
Seçim sonrası gelen eleştirilere ve tepkilere cevap veren Kılıçdaroğlu, "Seçim sonrasında üzerimizde büyük bir baskı oluştu. Bu baskı öylesine sert ki, partiyi dağıtacak boyutta. Ve üzülerek söylemeliyim ki, bu baskı halen devam ediyor." dedi.
"Özeleştiri Yapabilirdik"
Kılıçdaroğlu, Oral Çalışlar'a yaptığı açıklamada, seçim sonrasında kamuoyu önünde ekibiyle birlikte çıkıp hesap verebileceklerini ve özeleştiri yapabileceklerini ifade ederek, "Aslında seçimden birkaç gün sonra bu adımı atabilirdik. Parti içinde bunu kısmen gerçekleştirdik ama herkesi doğrudan aydınlatıcı bir açıklama yapmadık, bu açıdan eksiklik var. Millet İttifakı'nın diğer bileşenleriyle böyle bir girişimde bulunabilirdik, ancak onlar adına konuşmak yanıltıcı olurdu." şeklinde konuştu.
"Parti Yenileniyor"
Kılıçdaroğlu, kurultay sürecinde yönetim açısından sorun çıkmayacağına inancını belirterek, "Çoğu il ve ilçe örgütünün başındaki arkadaşlarımız, eski gençlik kollarında görev almış isimler. Bu şekilde parti sürekli olarak yenileniyor." dedi.
"Eleştirilere Yanıt"
Kılıçdaroğlu, CHP'nin diğer partilerle oluşturduğu ortak milletvekili listelerine yönelik eleştirilere de yanıt verdi. "Diğer partilerle oluşturduğumuz milletvekili aday listelerine yöneltilen eleştiriler haksızdır. Yüzde 25 gibi bir oy oranına sahibiz ve yüzde 50'yi geçmek için ittifaklara ihtiyacımız var. Bu listeleri bahane ederek parti içinde sert ve öfkeli tepkilerin oluştuğunu gördük. 'Parti sağa kayıyor' gibi yanıltıcı değerlendirmeler yapıldı. Bazı ulusalcı seçmenler, bu propaganda etkisiyle aşırı milliyetçi seçeneklere yöneldi. Bu partilerle yapılan ittifakın belgeleri olan ortak protokol ve anayasa değişiklik taslağı incelendiğinde, gelişmiş bir demokrasi programının ortaya konulduğu görülebilir." şeklinde konuştu.
"Muhafazakar Kitle"
Etkisi Seçim sonuçlarını değerlendiren Kılıçdaroğlu, "İktidardan uzaklaşma eğiliminde olan muhafazakar kitle, sonucu etkiledi. Aşırı tepkilere maruz kalan aday listeleri, söz konusu kitleyi olumsuz yönde etkiledi. Kararsız muhafazakarlar, 'Ulusalcılar iktidara gelirse eski günler geri döner' kaygısıyla oylarını yeniden Erdoğan'a yönlendirdi." şeklinde yorumladı.
Türkiye'nin 28 Mayıs'taki Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde, Cumhur İttifakı'nın adayı Recep Tayyip Erdoğan, %52,18'lik oy oranıyla Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu geride bırakarak cumhurbaşkanlığı koltuğunu tekrar kazandı.
Oray Çalışlar'ın Posta gazetesine verdiği röportajda Kılıçdaroğlu, seçim sonrası kamuya açık bir özeleştiri yapmamalarının bir eksiklik olduğunu ifade etti.
CHP lideri, içinde bulunduğu "ruh hali"ni ise şu şekilde özetledi: "Seçim sonrasında üzerimizde ağır bir baskı oluştu. Bu baskı, partiyi dahi dağıtabilecek kadar güçlü bir etki yarattı. Ve ne yazık ki, bu baskı hala devam ediyor."
Kılıçdaroğlu ayrıca "tereddütlü kitle"nin seçim sonuçlarında önemli bir rol oynadığını belirtti: "İktidardan uzaklaşma eğiliminde olan muhafazakâr seçmen kitlesi, sonucu belirledi. Aday listelerine yönelen aşırı tepkiler, bu belirleyici kitle üzerinde olumsuz bir etki bıraktı. Kararsız muhafazakâr seçmenler, 'Eğer ulusalcılar iktidara gelirse eski günlere dönme tehlikesiyle karşılaşabiliriz' düşüncesiyle oylarını tekrar Erdoğan'a yönlendirdiler."
Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamaları, Türkiye'nin siyasi sahnesindeki gelişmeleri ve seçim sonuçlarını daha ayrıntılı bir şekilde yorumlamamıza olanak sağlıyor. Seçim sonrası siyasi dinamikler ve partiler arası ilişkiler, ülkenin yakın geleceğini şekillendirecek önemli faktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
