Kamu işçileriyle hükümet arasında yürütülen toplu sözleşme görüşmelerinde, zam oranları ve en düşük ücret seviyesi konusunda büyük bir çekişme yaşanıyor. TÜHİS (Türkiye Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası), yeni teklifini açıklamak için haziran ayı enflasyon verisinin açıklanmasını bekliyor. Ekonomistlerin beklentisi, haziran enflasyonunun yüzde 1,5 civarında gerçekleşmesi ve böylece yılın ilk 6 aylık enflasyonunun yüzde 16,8-17 bandına ulaşması yönünde.
Bu rakamlar gerçekleşirse, yıllık enflasyonun da 2025’in ilk yarısında yüzde 40’lardan yüzde 35,2’ye kadar gerilemesi bekleniyor. Hükümetin, üçüncü teklifini bu veriler ışığında masaya koyacağı ve ilk altı aylık enflasyonun üzerine çıkma ihtimalinin değerlendirileceği belirtiliyor.
Talepler uçurum gibi: işçi yüzde 50, işveren yüzde 17 zamda ısrarcı
Toplu sözleşme masasında taraflar arasında ciddi bir uçurum var. İşçi sendikaları, birinci yılın ilk altı ayı için yüzde 50 zam ve günlük en düşük ücretin 1800 TL’ye çekilmesi talebinde bulunuyor. Ayrıca ikinci altı ay için yüzde 25 zam ve ek olarak 10 puanlık refah payı istiyorlar.
Buna karşılık, TÜHİS’in hükümet adına sunduğu revize teklif, birinci yıl ilk altı ay için yüzde 17, ikinci altı ay için ise yüzde 10 zam öneriyor. En düşük ücret konusunda ise henüz bir rakam açıklanmış değil.
En düşük ücrette sendikaların ısrarı: 1800 TL günlük taban
Sendikalar, özellikle düşük ücretli kamu işçilerinin anlamlı bir zam alabilmesi için en düşük günlük ücretin 1800 TL’ye çıkarılmasını kilit bir talep olarak görüyor. Ancak işveren tarafı bu konuda henüz net bir teklif sunmadı. İşçi kanadı, taban ücrette bir iyileştirme olmadan yapılacak zam oranlarının, düşük maaşlı çalışanlara gerçek bir refah artışı getirmeyeceğini savunuyor.
Grev kartı masada: sendikalardan temmuzda kritik adım gelebilir
Toplu sözleşme sürecinde sendikaların yasal olarak grev kararı alma aşaması da yaklaşıyor. Temmuz ayı içinde, yasal süreler gereği birçok sendikanın grev kararı alabileceği belirtiliyor. Bu karar, hemen greve çıkılacağı anlamına gelmese de, pazarlıkta işçi tarafının elini güçlendirecek ve hükümet üzerindeki baskıyı artıracak bir koz olarak değerlendiriliyor.
Şu ana kadar sendikalar, basın açıklamaları ve bildiriler dışında bir eylem takvimi açıklamış değil. Ancak Türk-İş ve Hak-İş başta olmak üzere büyük konfederasyonlar, kararlılık mesajlarını net şekilde veriyor.
Pazarlıkta yeni denge arayışı: hükümetin üçüncü teklifi bekleniyor
Tüm gözler şimdi, haziran enflasyonu sonrası hükümetin ve TÜHİS’in masaya getireceği üçüncü teklifte. Beklenti, hükümetin, ilk altı aylık enflasyonun üzerine çıkacak bir zam oranı ve en düşük ücrette kısmi bir iyileştirme ile işçi tarafını ikna etmeye çalışacağı yönünde. Özellikle yıl sonu enflasyon tahminleri ve bütçe dengeleri, pazarlığın seyrini belirleyecek ana faktörler olacak.
Kamu işçileri için kritik zam pazarlığında, önümüzdeki günler hem işçi hem işveren cephesi için belirleyici olacak. Toplu sözleşme masasındaki tansiyon, Türkiye’nin çalışma hayatında yeni bir dönemin de habercisi olabilir.