Türkiye’de kadın cinayetleri 2025 yılının ilk 7 ayında 342 kadın hayatını kaybetti. Sadece son 13 günde 15 kadın cinayeti işlendi. Bu 15 kadından yalnızca üçü, kağıt üzerinde kalan “koruma kararlarına” sahipti.

İyi Parti Kadın Aile ve Sosyal Hizmetler Başkanı Şule Bayraktar, İyi Parti İzmir İl binasında yaptığı açıklamada "Kadını korumaya, katillere iyi hal indirimleri ile cesaret veren, şiddeti cezalandırmayarak kalkan ellere cüret veren zihniyetin siyasi sorumlusu doğrudan, amasız fakatsız lakinsiz AK Parti iktidarının kendisidir" dedi.

Katledilen kadınların isimleri hafızalara kazındı

Hayattan koparılan 15 kadının isimleri kamuoyuyla paylaşıldı:
Nazlı Söylemez (eşi tarafından), Sinem Topaloğlu (boşanma aşamasındaki eşi tarafından), Yasemin Budak (aile meclisi kararıyla), Didem Örs Alacı (eşiyle birlikte çocuğu da öldürüldü), Saliha Akkaş (boşanma aşamasındaki eşi tarafından), Fatıma Rahmani (erkek arkadaşı tarafından), Gonca Avcı (boşanma aşamasındaki eşi tarafından), Tuğba Sağlam (eşi tarafından), Neşe Karakaya (kocası tarafından), Nilüfer Tuzlulu (oğlu tarafından), Songül Perçem (bir erkek tarafından), Doktor Semra Derya, Sedanur Bağdigen, Ezgi El ve Teslime Hanedan (şüpheli ölümler).

Bayraktar, özellikle yargı kararlarının kadınların değil, faillerin lehine sonuçlandığını belirtti. 2020 yılında Ceyda Yüksel’i katleden Serkan Dindar’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının, Yargıtay tarafından “suçun elem ve öfke ile işlendiği” gerekçesiyle 18 yıla indirilmesi, bu duruma örnek olarak gösterildi.

Meclis raporunun ardından 76 kadın daha öldürüldü

AK Parti iktidarının 22. yılında TBMM’de “Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu” kurulmuş, başına ise erkek bir milletvekili getirilmişti. 9 ay süren çalışmalar sonucunda 3 Temmuz’da rapor sunuldu ancak o günden bugüne 76 kadın daha öldürüldü.

İktidarın kadın cinayetleri sonrası sıkça dile getirdiği “Sıfır Tolerans” söyleminin, sahada “Sıfır Tedbir, Sıfır Koruma, Sıfır Adalet” olarak karşılık bulduğunu belirten Ofluoğlu, “Aile Yılı” sloganıyla kadının evle sınırlandırılmasının, şiddete cesaret alanı oluşturduğunu ifade etti.

Türkiye, cinsiyet eşitliğinde 135. sırada

2025 yılı Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde Türkiye, 148 ülke arasında 135. sırada yer aldı. Suudi Arabistan, BAE ve Endonezya’nın dahi Türkiye’nin önünde bulunması, kadın haklarındaki gerilemeyi gözler önüne serdi. Açıklamada kadınların iş gücüne ve siyasete katılımı bilinçli olarak kısıtlandığının altı çizildi.

‘İZMİR BABA’ SANCAR MARUFLU ÖZLEMLE ANILDI
‘İZMİR BABA’ SANCAR MARUFLU ÖZLEMLE ANILDI
İçeriği Görüntüle

Kadınların ekonomik bağımsızlığını engelleyen politikalar, onları aile kurumuna hapseden anlayışla birleşince, eşitlik söylemleri içi boş bir propagandaya dönüşüyor. Kadını mülk gibi gören, failleri iyi hal indirimleriyle cesaretlendiren bu zihniyetin siyasi sorumluluğunun doğrudan iktidara ait olduğu vurgulandı.

İYİ Parti’den çözüm önerileri

Ofluoğlu, kadın cinayetlerinin önlenmesi için şu önerileri sıraladı:

6284 sayılı Kanun tavizsiz uygulanmalı.

Uygulayıcı tüm kamu görevlileri denetlenmeli.

Faillere “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimleri son bulmalı.

İstanbul Sözleşmesi’nin uluslararası denetim imkanları geri getirilmeli.

Sığınma evleri ve şiddet izleme merkezleri etkin şekilde hizmet vermeli.

Kadın, her alanda eşit birey olarak toplumsal yaşamda yer almalı.

Bayraktar, “Kadınların öldüğü bir toplum, değerlerini yitirmiş demektir. Kadınlar ölmek istemiyor; eşit, özgür ve demokratik bir toplumda yaşamak istiyor” diyerek mücadelenin her platformda süreceğini vurguladı.

Muhabir: Rojda Dolgun