İzmir Ticaret Odası (İZTO) Başkanı Mahmut Özgener, mart ayı olağan meclisinde Bornova’daki Cemal Gürsel Askeri Kışlası’nın bulunduğu bölgede sanayi sitesi kurulacağını duyurmuştu. Konuya ilişkin TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, basın açıklaması yayınlayarak karara tepki gösterdi. “Askeri alanlar ranta konu edilemez” denilen açıklamada, “Öncelikle toplumun büyük kısmının bir arada yaşam alanı olması gerekirken sıkışma alanı haline gelen kentsel alanlar, nitel ve nicel açıdan yetersiz kamusal alanlardan mustariptir. Kentsel alanlarda yapılan her yeni uygulama ile bu yetersizlik daha da artarken, mevcut kamusal alanların önemi daha da artmaktadır. Birçok kentsel sorunun çözümü için öncelikli olarak ele alınarak iyileştirilmesi ve geliştirilmesi gereken kamusal alanların, zıt bir tutumla gözden çıkarılarak yapılaşmaya açılması kentlerde yaşadığımız gündelik sorunlar ile birlikte doğal afetler gibi sorunlarda da kentlerimizi çaresiz ve dirençsiz bırakmaktadır” ifadelerine yer verildi.

SANAYİCİLERE RANT SAĞLIYORLAR

Askeri alanın, sanayi ve ticaret kullanımlarına dönüştürülmesine yönelik girişimi sanayicilere rant sağlamaktan öteye gitmeyen bir adım olduğu ifade edilen açıklamada, şu noktalara değinildi:

“Askeri alanın, sanayi ve ticaret kullanımlarına dönüştürülmesine yönelik girişimin iş dünyasına arsa bulmak amacıyla yapıldığı iddia edilmektedir. Ancak İzmir kentinde yürürlükte bulunan üst ölçekli plan kararları dikkate alındığında ''Merkezi İş Alanları'', ''Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanları'', ''Organize Sanayi Alanları'', ''Küçük Sanayi Alanları'' gibi istihdam ile doğrudan ilişkili kullanım kararlarının bulunduğu, üst ölçekli planlarda ayrılmış fakat günümüzde yetersizliklerini ortaya koyan somut analizler olmadan bahsi geçen iddianın da temelsiz olduğu açıkça görülmektedir. Hali hazırda planlarda yer alan bu alanları kullanmak yerine kamu arazilerine göz dikilmesinin rant dışında bir gerekçesi olabilir mi? Yıllardır İzmir gündeminde olan İzmir İli, Bornova İlçesi, Hacılar Kırı olarak bilinen bölgede yer alan "Askeri Alan" ticari fonksiyonların getirilmesi amacıyla yapı yoğunluğunun arttırılması suretiyle, Şubemiz ile diğer meslek odalarının yoğun hukuk mücadelesine rağmen, büyük oranda yok edilmiştir. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kentsel yerleşmeler içerisinde yer alan ‘Askeri Alan’ların kent dışına çıkarılması tartışması sermayenin bu alanlara dönük ilgisinin artmasına neden olmuştur. Askeri Alanların kent içerisinde sahip oldukları konum nedeniyle bu alanların "askeri alan" niteliğinden çıkarılması halinde yurttaşın aktif olarak kullanacağı kamusal mekânlara dönüştürülmelidir. Yıllardır kamu kullanımının tasarrufu altında kalmış bu alanın kamu niteliğinden çıkarılarak özel mülkiyete dönüştürülmesi kamu yararına açıkça aykırıdır.”

ALAN KAMUYA AİTTİR

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, yaptığı açıklamada alanın kamuya ait olduğunu vurgulayarak, alınan kararın Anayasa’ya aykırı olduğunu vurguladı. Konuya ilişkin açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Yürürlükte bulunan 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planında ‘‘Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanı‘‘ kullanım kararında yer almaktadır. Ancak 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Plan Notlarının 7.6.2. maddesinde Askeri Alanlar ve Askeri Yasak Bölgelerin Askeri Alandan çıkarılması halinde "Kentsel Yerleşmeler içerisinde yer alan Askeri Alanların, Milli Savunma Bakanlığı`nın programı dahilinde Askeri Alandan çıkarılması halinde, bu alanlar sosyal donatı alanı olarak değerlendirilebilir." şeklindeki hüküm ile askeri alanların dönüştürülmesi durumunda kamusal kullanımlara ayrılacağı, bu nedenle de bu alanın mülkiyetinin kamuya ait olması hükme bağlanmıştır. Bu nedenle, askeri alanların mevcut kullanım ve söz konusu plan notundan ötürü planlarda kamusal kullanım dışında bir kullanıma ayrılması bırakın imar mevzuatını açıkça Anayasaya aykırıdır.”

YEŞİL KUŞAĞI TAMAMLIYOR

Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi’nden yapılan açıklamanın devamında şu noktalara değinildi:

“Askeri Alanlar ülkemizde, büyük alan kullanımları olarak ve sınırlı yapılaşma koşulları nedeniyle doğal nitelikleri açısından büyük ölçüde korunmuş alanlardır. Bu alanlar sahip oldukları konum ve nitelikler nedeniyle kent peyzajına olumlu katkılar sunmakta, 1/25000 ölçekli Çevre Düzeni Planında sıkça vurgulanan yeşil kuşağı tamamlayıcı nitelikteki alanlardır. İzmir kentinin sahip olduğu mevcut yapı stoku, kamusal alan yoksunluğu ve deprem gerçeği dikkate alındığında askeri alanların askeri alan dışına çıkarılması durumunda vatandaşlarımızın en temel ihtiyacı olan kamusal alan dışında bir kullanıma dönüştürülemeyeceği açıktır. 30 Ekim 2020 Ege Denizi ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri sonrası dirençli kent tartışmaları yapılıyorken kamu mülklerinin sermayeye adeta altın tepside sunulmasının bilime ve akla yatkın hiçbir açıklaması bulunmamaktadır. Son yaşanan depremlerden ders çıkarmayı reddeden, planlamayı sermayenin daha fazla rant elde etmek için araçsallaştıran anlayışı reddediyoruz. Sonuç olarak halkımızın ortak yararı için kullanılması gereken bir alanın yok pahasına satılmasına ve plan kararlarının değiştirilmesine karşı Anayasa, kanun ve yönetmeliklerin tanımladığı yetki ve sorumluluk doğrultusunda mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Yaşanması muhtemel bu akıl dışı girişime karşı başta İzmirlileri olmak üzere tüm kurum ve kuruluşları itirazlarını yüksek sesle ifade etmeye davet ediyoruz.”