İzmir'in Gaziemir ilçesinde, halk sağlığını tehdit eden eski kurşun ve döküm fabrikası alanındaki nükleer tehlike gündemdeki yerini koruyor. 'İzmir'in Çernobil'i' olarak anılan alandaki temizlik çalışmalarında ortaya çıkan usulsüzlükler tepkilere neden oldu. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Yaşam Alanları, EGEÇEP, İzmir Barosu ve Türk Tabipleri Birliği İzmir Tabip Odası, nükleer atıkların kaynağı ve temizlik sürecine ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasına Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık ve Karabağlar Belediye Başkanı Helil İnay Kınay da katılarak sürece destek verdiklerini açıkladı.
'Nükleer Atıkların Kaynağı Belirsiz'
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu adına yapılan açıklamada, nükleer atıkların kaynağının halen bilinmediğine dikkat çekilerek, bu atıkların nasıl ve nereden getirildiğinin tespit edilmesi gerektiği belirtildi.
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan, bölgedeki nükleer atık skandalının 13 yıldır devam ettiğini belirterek, yetkilileri sorumluluk almaya çağırdı. Akdoğan, "Kentin ortasında çevre ve halk sağlığını tehdit eden bu atıkların kaynağı belirlenmeli ve kamuoyuna açıklanmalıdır. Yasadışı yollarla getirilen nükleer atıkların uluslararası güvenlik sorunu olarak ele alınması gerekmektedir Bu durum, yasadışı atık ticaretinin kontrolsüz bir biçimde devam ettiğini göstermektedir. Radyoaktif atıkların kaynağı belirsizliğini koruyor ve bu durum uluslararası boyutta bir tehdit oluşturuyor.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nı da görevini yapmaya çağırıyoruz. Nükleer güvenlik ve emniyetin sağlanması için uluslararası hukukun gerektirdiği adımlar atılmalıdır” dedi.
"Bu Bir Çevre Mücadelesidir"
“Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık, “Biz buradaki her avuç toprağın bir kontrol mekanizması kullanılarak çıkarılmasını ve taşınmasını istemiştik. Ama görüyoruz ki taleplerimiz dikkate alınmadı ve kaygılarımız gerçekleşti. Sonuna kadar mücadele edip buranın bilim insanlarının ve bilime hizmet eden kurumların gözetiminde temizlenmesini sağlamak için mücadelemiz sürecek. Bütün toplumu bu konuda desteğe çağırıyorum” ifadelerini kullandı.
Karabağlar Belediye Başkanı Helil İnay Kınay, "Bu alan 18 yıldır temizlenmiyor. Çevre ve halk sağlığı için mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi. Gaziemir Belediye Başkanı Ünal Işık ise, "Bilim insanlarının gözetiminde ve şeffaf bir şekilde çalışılmalı" diyerek denetimsizlikten duyduğu endişeyi dile getirdi.
Ağır Metaller Tehlikesi
İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Nuri Seha Yüksel, "Nükleer atıkların çevreye yaydığı ağır metaller halk sağlığını tehdit ediyor. Kaç kişinin etkilendiğini bilmiyoruz. Bilgilere ulaşmak ve toplum sağlığını korumak için mücadelemiz sürecek. Kaynağı belli olmayan nükleer atıkla mücadelemizi sürdürüyoruz. Bir kör ebe gibi gözlerimiz kapalı bu işle mücadeleyi sürdürüyoruz. Ulaşmak istediğimiz bilgiler var. Bilimin ışığında bunlara çözüm üretmek hem halkın hem tesiste çalışan işçilerin sağlıını korumak adına mücadelemiz sürecek. Her zaman olduğu gibi bir şey yaşıyoruz. Kaynağı belli olmayan yurt dışından gelen bir atıkla karşı karşıyayız. Burada yaşadığımız yetmedi aynı zincir marketler gibi aldık onları Torbalı’ya taşıyoruz. Belki başka alanlara taşıyacağız… Orada başka insanlar sağlık sorunları yaşayacak. Bunu taşıyan kamyondaki çalışan işçi zarar görecek." dedi.
"Atıklar Küresel Bir Sorundur"
EGEÇEP Sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, "Bu nükleer atıklar tüm dünyanın sorunudur. Atıkları gönderen ülkeler ve bu işi yapan şirketler sorumlu tutulmalı. Gaziemir’deki ortaya çıkan nükleer atıkların tüm dünyanın başının belası olduğunu gördük. Burası aslında Fukuşima ve Çernobil gibi dünyanın gündeminde olması gereken bir yer Çünkü bu nükleer atıkların kaynağı bizde değil. Dışarıdan geldiği belli. Nasıl geldiği, hangi ülkeden geldiği, gönderen ülke, gönderen şirket ve getirenler hepsi sorumlu. Şimdi burada bir kendince bir çevresel iyileştirme ve atık temizliği işlemi yapılıyor baştan beri biz bu şekilde bu temizlik olmaz diyoruz. Mutlaka bağımsız denetime açık olmalı diyoruz ama görüyoruz ki bağımsız denetimi bir tarafa bırakın çevre il müdürlüğü de denetlememiş. Bu atıklar şu anda ortalıkta dolaşıyor. Nereye, ne döküldüğünü bilmiyoruz. Şu anda 5’inci İdare Mahkemesinde bir davamız görülüyor. Bu işlemi iptali davası… O dava dosyasına gelen bilgilerden görüyoruz ki buradan çıkana tıklar çimento fabrikalarına götürülüyor. Oradaki yakma ünitesinde yakılıyor. Bir kısım atıklar nükleer atıklar olduğu gerekçesiyle nükleer araştırma merkezine götürülmüş. Ancak bu atıkların buradan çıkış tonajıyla, Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nden teslim alınan tonajı farklı. Buradan daha yüksek çıkmış, Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’nden daha düşük miktarda alınmış. Bu aradaki fark nereye gitti? Döküldü mü, atıldı mı, kim aldı? Bunların hepsi soru işareti”
Çocuklar İçin Büyük Risk!
İzmir Yaşam Alanları temsilcisi Yasemin Sağlam ise yakında bulunan okula dikkat çekerek "Bu alana 400-500 metre mesafede olan bir okula günde 600-700 çocuk geliyor. O çocuklar gelirken bu atıkların arasından geçiyorlar. Burada top oynayıp eğleniyorlar. Bunlarla ilgili hiçbir kontrol, denetim yok. 2007 yılından bir sene önceye kadar hiçbir şey neredeyse yapılmadı. Defalarca başvurulmasına ve talep etmemize rağmen yapılmadı. Bu atık nereden geldi? Bu atığın ucu Aliağa’daki gemi sökümden kaynaklanıyor. Oraya gelen zararlı maddeler, nükleer atıkları, insan sağlığını ve çevre yaşamını tehdit eden tüm malzemeler bir yerlerde yok edilmeye çalışılıyor işte o bir yerlerden bir tanesi de burası. Şimdiye kadar çok üstesinden gelmeye çalıştık ama yapamadık. Burasını bu halde bırakmayacağız. O çocukları, bu mahalleyi, bu sağlıksız ortamdan el birliğiyle kurtaracağız" dedi.