Utku ÇELİK- İzmir’de Sibel Arslan ve Ece Altınörs, 2014 yılında evsizler ve ihtiyaç sahiplerine çorba dağıtmak amacıyla ‘Sokak Çorbacıları’ oluşumunu kurdu. Arkadaşlarıyla birlikte evlerinde yaptıkları çorbaları İzmir’in farklı semtlerde dağıtmaya başladı. Arslan ve Altınörs, sosyal medyadan destek istemeleriyle birlikte oluşum giderek büyüdü. 2017 yılında yakalandığı hastalık nedeniyle hayata gözlerini yuman Sibel Arslan’ın iyilik mücadelesini arkadaşları bir adım öteye taşıyarak Sokak Çorbacıları’nı dernekleştirdi ve ‘Sokak Çorbacıları Yardımlaşma Derneği’ ismiyle evsizlere çorba dağıtımını sürdürdü. Haftanın iki günü Basmane’de bulunan dernek binasında elleriyle pişirdikleri çorbaları termoslara koyan gönüllüler, İzmir’in farklı semtlerinde 10 yıldır çorba dağıtımına devam ediyor. Beş senedir Sokak Çorbacıları Yardımlaşma Derneği’nde gönüllü olarak çalışan Akile Vardar, derneğin amacı ve çalışması hakkında 9 Eylül Gazetesi’ne anlatırken, çorbayı ihtiyaç sahiplerini ulaşmak için bir araç olarak gördüklerini söyledi. Vardar, “Amacımız onlarla yakınlaşmak, onlara yardımcı olmak, onların ihtiyaçlarını gidermek. Onlara nasıl dokunabilir, biz nasıl yardımcı olabiliriz, sorunlarına nasıl çözüm üretebiliriz? Bizim amacımız bu. Bir köprü kurarak diğer yurttaşların da konu hakkında bir hassasiyet oluşturmasını hedefliyoruz” dedi.

Akile Vardar

‘BURADAKİ HERKES GÖNÜLLÜ’

Dernekte çalışan herkesin gönüllü olduğunu vurgulayan Vardar, “Buraya sosyal medyadan, televizyonlardan ve haberlerden görenler ‘bizim de çorbada tuzumuz olsun’ diyerek geliyor. Son zamanlarda üniversitelerde sosyal etkinlik programları yapılıyor ve ders olarak müfredata onların konmuş. Üniversiteli çocuklarımız geliyor, kardeşlerimiz geliyor bizlere yardımcı oluyorlar. CV’lerine yazmaları gereken dersleri oluyor. Toplumsal yardımlaşma bir sosyal etkinlik grubu içerisinde olma olmaya yönelik çalışmaları burada yapıyoruz. Hepimiz her şeyi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Sokak Çorbacıları Fotoğraflar 3

‘ÇORBAYI ARAÇ OLARAK KULLANIYORUZ’

“Biz çoğunlukla dezavantajlı gruplara, mahallelerde ve evsizlere hizmet ediyoruz” diyerek sözlerine devam eden Vardar, “Çorbayı araç olarak kullanıyoruz. Amacımız onlarla yakınlaşmak, onlara yardımcı olmak, onların ihtiyaçlarını gidermek. Onlara nasıl dokunabilir, biz nasıl yardımcı olabiliriz, sorunlarına nasıl çözüm üretebiliriz? Bizim amacımız bu. Bir köprü kurarak diğer yurttaşların da konu
hakkında bir hassasiyet oluşturmasını hedefliyoruz” diye konuştu.

Sokak Çorbacıları Fotoğraflar 5

‘160 KASE ÇORBA DAĞITILIYOR’

Koronavirüs salgını olmadan önce dağıtılan çorba miktarının 240 kâseye kadar çıktığı bilgisini veren Vardar, “Şimdi ise Otogar, Alsancak, Basmane ve Konak’ın çeşitli semtlerine gidiyoruz. Salgından sonra herkesin hayatında kopuşlar ve farklılıklar başladı. Biz de o evrilme sonucunda çorbayı aza indirmek ve daha çok evsizlere yönelmek zorunda kaldı. Onların sorunlarıyla var olma savaşları içerisinde bulduk kendimizi. Çünkü çok evsizimizi kaybettik. Şu anda yaptığımız 144 ile 160 kâse çorba yapıyoruz. Eğer otogara gidilecekse arttırılıyor veya yeni evsizler varsa artıyor. Ama bu kadar yapıyoruz. Dağıtımları ise listeyle yapıyoruz” diye söyledi.

İzmir’de ‘Sibel’in Çorbası’ 10 Yıldır Evsizler Için Pişiyor 11

Elazığ’da 4 büyüklüğünde deprem Elazığ’da 4 büyüklüğünde deprem

‘KIŞIN MERCİMEK YAZIN AYRAN AŞI ÇORBASI’

“Kışın mercimek çorbası, yazın ayran aşı çorbası dağıtıyoruz” diyerek sözlerine devam eden Vardar, “62 tane 75 tane ekmek alıyoruz. Arkadaşlarımız burada ekmekleri kesip paketliyor. Ayrı ayrı şeyleri, çorbaları da saklama kaplarında muhafaza ediyoruz. Sıcak çantalarımıza koyuyoruz ve buradan limana kadar arkadaşlar Alsancak Limanı' na kadar yürüyerek gidip geri dönüyorlar ya da gidiyoruz. Yani ben kendi adıma hangimiz müsaitse rotaları ona göre belirliyoruz” diye belirtti.

İzmir’de ‘Sibel’in Çorbası’ 10 Yıldır Evsizler Için Pişiyor 12

‘ÇOCUKLAR SOKAKLARA ALIŞMAMALI’

Çocuklara çorba vermediklerinin altını çizen Vardar, “Çocuklara vermiyoruz. Nedenini soruyorlar. Amacımız çocuklara sokakları alıştırmamak. ‘Abi ablalar çorba veriyorlar, ben sokaklarda yaşayabilirim iki gün onlar bana yardım eder’’ düşüncesi olmasın diye. Çorbayı 15 yaş üstü insanlara veriyoruz. Neden çocuğa çorba verirken bir çocuğun çorba alırken ki o diyaloğu hani farklı yönden aksedilmemesi için 15 yaşının üstünde olmak üzere çorbaya yardıma gelen kardeşlerimizi kabul ediyoruz. Büyük yaş sınırımız yok, 70' e kadar, 75' e kadar da gelen oluyor. Buraya yardım etmeye gelen gönüllüler arasında. Doktorlar var, avukatlar yardımcı oluyor. Her insan gelebiliyor. Sınırlamamız yok. Saygı çerçevesinde olduğu sürece herkese kapımızı açıyoruz” dedi.

Kaynak: Utku ÇELİK