GENEL

İzmir'de esnaf çaresiz: Çöp dağlarına karşı 'mazotlu' haşere mücadelesi

İzmir'in metropol ilçeleri Buca, Karşıyaka ve Çiğli, belediye işçilerinin grevi nedeniyle haftalardır toplanmayan çöplerin esareti altında. Salgın hastalık riski ve dayanılmaz kokuyla baş başa kalan esnaf, haşerelerle mücadele etmek için kendi ilkel yöntemlerini geliştirdi. Buca'da bazı esnaflar, çöp yığınlarının üzerine mazot dökerek sinek ve böcekleri uzaklaştırmaya çalışırken, vatandaşlar "Devletimiz bu işe el atsın, belediyeden umudu kestik" diyerek isyan ediyor.

Abone Ol

İzmir'in en kalabalık ilçelerinden Buca, Karşıyaka ve Çiğli, belediye hizmetlerinin adeta durma noktasına geldiği, tarihe geçecek bir çevre ve sağlık kriziyle boğuşuyor. Aylardır maaşlarını ve yasal haklarını alamayan belediye işçilerinin başlattığı iş bırakma eylemleri, bu ilçeleri devasa birer çöp depolama alanına çevirdi. Özellikle Buca'nın Seyhan Mahallesi gibi yoğun nüfuslu bölgelerde, konteynerlerden taşan, sokakları ve kaldırımları işgal eden çöp dağları, dayanılmaz bir koku yayarken, aynı zamanda haşere ve farelerin üreme alanı haline geldi. Belediye hizmetlerinden umudunu kesen bölge esnafı ise, salgın hastalık riskine karşı kendi ilkel ama çaresiz yöntemleriyle önlem almaya çalışıyor.

Oto boya ve kaporta dükkanı işleten Veysi Levent, yaklaşık 2 aydır devam eden bu kabusu, "Kendi çabalarımızla ilaçlamaya çalışıyoruz. Gidip mazot alıyoruz ve çöp yığınlarının üzerine dökerek sinekleri kaçırmaya çalışıyoruz. Sabah dükkanımızı açıyoruz, iğrenç bir çöple karşılaşıyoruz. Akşama kadar sineklerle, böceklerle boğuşuyoruz," sözleriyle anlatıyor. Esnaf, tek isteklerinin bir an önce bu çöp dağlarının toplanması ve insan onuruna yaraşır bir çevrede yaşamak ve çalışmak olduğunu haykırıyor. Bazı esnafların, çöp yığınlarının yola daha fazla taşmasını engellemek için atıkların etrafına kendi imkanlarıyla güvenlik şeridi çekmesi ise, durumun vahametini ve vatandaşın ne denli çaresiz bırakıldığını gözler önüne seriyor.

'Yol tek şeride düştü, pisliğin içinde yaşıyoruz'

Krizin boyutu, sadece kötü koku ve haşere istilasından ibaret değil. Buca'da biriken çöp yığınları, kentin ulaşım ağını da felç etmiş durumda. Çay ocağı işleten Tunay Balak, yaşadıkları çileyi anlatırken hem öfkeli hem de umutsuz. "Uzun süredir çöpler toplanmıyor, içlerinde fareler cirit atıyor. Biz bu pisliğin içinde yaşamaya mecbur değiliz," diyerek isyanını dile getiren Balak, defalarca CİMER'e yazı yazdıklarını ancak bir sonuç alamadıklarını belirtiyor. "Artık devletimizden bu konuda bir şeyler bekliyoruz. İnşallah devletimiz bir şekilde müdahale edip bu işi çözer. Çünkü belediyenin bu işi yapacağı yok, artık belli oldu," sözleriyle belediye yönetiminden tamamen umudunu kestiğini ifade ediyor.

Çöp dağlarının yarattığı bir diğer büyük sorun ise trafik. Tunay Balak, "Buradan gün içerisinde binlerce araç geçiyor. Yol, çöpten dolayı tek şeride düştü. Öğlen saatinde bir araba beklerken, karşıdan gelen araç geçemiyor. Bırakın arabayı, motosikletler, hatta insanlar bile yürüyemiyor. Çöpler ulaşımı da engelliyor," diyerek krizin gündelik hayatı nasıl durma noktasına getirdiğini anlatıyor. Sineklerden geçilmeyen bir ortamda, içine mazot doldurdukları ilaçlama makineleriyle kendi kendilerine çözüm bulmaya çalıştıklarını söyleyen esnaf, "Gerçekten yaşamakta güçlük çekiyoruz, resmen pisliğin içinde yaşıyoruz," diyerek yetkililere sesleniyor.

Tepki dalga dalga yayılıyor: 'En kötü ülkeleri geçtik'

Çöp krizi sadece Buca ile sınırlı değil. İzmir'in vitrini olarak kabul edilen Karşıyaka'nın en işlek noktalarından Kemal Paşa Caddesi'nde de benzer manzaralar yaşanıyor. Bölge esnafı ve vatandaşlar, günlerdir toplanmayan çöpler nedeniyle isyan bayrağını açmış durumda. Bölge sakinlerinden Ramazan Taşpınar, belediyenin hizmet vermediğini savunarak tepkisini en üst perdeden dile getiriyor: "Buradan Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum. Buraya bir çözüm bulmalı. İnsanlar burada hasta olacak. Bu güzelim şehirde en kötü ülkeleri geçtik, bu kadar çöp ve pislik olmamalı." Bu sözler, vatandaşın sabrının ne denli taştığını ve sorunun artık yerel yönetimleri aşan bir boyuta ulaştığına olan inancını gösteriyor.

Bir diğer esnaf Erdinç Dinçer ise yaklaşan tehlikeye dikkat çekiyor: "Bu çöpler sadece koku ve görüntü kirliliği değil, aynı zamanda hastalık da getirecek. Tifo, kolera gibi salgın hastalıkların patlak vermesi an meselesi. Bir an önce bu soruna kalıcı bir çözüm bulunmalı." İzmir'in farklı ilçelerinden yükselen bu ortak feryat, maaş krizinin yol açtığı grevlerin faturasının nasıl doğrudan halka kesildiğini ve kent yönetimindeki zafiyetin milyonlarca insanın yaşam kalitesini ve sağlığını nasıl tehdit ettiğini acı bir şekilde ortaya koyuyor. Esnaf ve vatandaşlar, siyasi çekişmelerin bir kenara bırakılarak, insan hayatını önceleyen acil bir müdahale bekliyor.