İzmir’de bir sınıf kapısı her hafta ritimle aralanıyor; içerideki tebessümler büyüyor, omuzlar dikleşiyor, adımlar aynı anda yere vuruyor. Özel gereksinimli bireyler, müzik ve dans terapisiyle yalnızca bedenlerini değil, kelimelerini, bakışlarını ve özgüvenlerini de çalıştırıyor. Ritim, kimi zaman bir şarkının nakaratı, kimi zaman bir öğretmenin alkışı; ama her seferinde toplumsal hayata doğru açılan bir köprü.

Bir annenin hiç sönmeyen nöbeti

Down sendromlu oğlu Hasan’ın elini doğduğu günden beri bırakmayan Sevgi Kudar, yılların deneyimini “mücadele” sözcüğünde topluyor. Hasan bebekken yaşanan ağır ameliyatlar, yoğun bakımın soğuk ışıkları, internetin ve doğru bilginin zor bulunduğu yıllar… Tüm bunların içinde Kudar, “önce kabullenme”yi seçip kütüphanelerde ansiklopedi karıştırdı, hekimlerin kapısını aşındırdı ve başka ailelere yol gösterebilmek için örgütlendi. Bugün “Down sendromu bir kader cümlesi değil, bir beraber yürüme hali” derken, kendi yaşamından bir rehber çıkarıyor: çocuğu toplumdan saklamamak, onu gündelik hayatın merkezine yerleştirmek ve vazgeçmemek.

İzmir’in kapsayıcı hizmet ağı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı engelli hizmet merkezleri, el sanatlarından spora, müzikten psikososyal desteke uzanan geniş bir eğitim yelpazesiyle hem bireylere hem ailelerine nefes aldırıyor. Bu ağın önemli duraklarından İnciraltı Eğitim Merkezi, özellikle dans dersleriyle dikkat çekiyor. Haftada bir günlük buluşmaların ritmi, evdeki pratiklerle destekleniyor; sınıftaki kazanımlar, semt pazarında, durakta, sahilde, yani hayatın içinde karşılığını buluyor. Kurum, kamu hizmetinin erişilebilir ve sürdürülebilir olduğunda nasıl dönüştürücü bir etki yarattığının somut örneğini sunuyor.

E N G E L L E R I D A N S L A A S I Y O R L A R 893485 265378

Merkezin enerjisi değişiyor

Ders saatine yakın koridorlar hareketleniyor; katılımcılar salona girerken önce ısınma, sonra adım adım koreografi. Ritim duygusunu güçlendiren çalışmalarda öğretmen ve öğrenciler göz göze. Eğitimin odağında “eşlik etme”, “birlikte hareket etme” ve “sırayı bekleme” gibi sosyal beceriler var. Böylece sahnede atılan her adım, günlük yaşamda da yankılanıyor; bir dosyayı sırayla uzatmak, karşıdan karşıya geçerken beklemek, sınıf arkadaşına yer açmak gibi basit görünen ama büyük etkiler yaratan davranışlar alışkanlığa dönüşüyor.

Hasan’ın damatlık hayali, Elif’in sahnedeki gülüşü

Down sendromlu Hasan Kudar, derse haftalardır ara vermemiş; tatilde bile salondan uzak kalmayı istemediğini söylüyor. Gündelik hayatta annesine ev işlerinde yardım ediyor, kendi düzenini kuruyor, “damatlık” hayalini gülümseyerek anıyor. Zihinsel engelli Elif Aygül ise dansı şarkıyla tamamlıyor; korodaki solosunu prova ederken aynanın karşısında özgüvenli duruşunu pekiştiriyor. Her ikisinin de paydası aynı: sosyalleşme ve öz güvenin, sanatla hızla filizlenmesi.

İzmir’de eşine yetişmeye çalışan polis memuru motosiklet kazasında yaşamını yitirdi
İzmir’de eşine yetişmeye çalışan polis memuru motosiklet kazasında yaşamını yitirdi
İçeriği Görüntüle

E N G E L L E R I D A N S L A A S I Y O R L A R 893483 265378

Müzik kapıyı daha hızlı açtı

Elif’in hikâyesi, erken çocuklukta yaşanan sağlık sorunlarına rağmen eğitimin ne kadar belirleyici olduğunu gösteriyor. Engel oranı yıllar içinde düşerken, “konuşmaya başlama”, “okulda akranlarıyla aynı sıralarda durma” gibi kritik eşikler sanatla daha kolay aşılıyor. Ailesi, özel eğitim sürecine müzik derslerini eklediğinde, sözlerin ritme oturuşu konuşmayı da hızlandırıyor. Kısacası müzik ve dans terapisi, dil ve iletişim penceresini aralayan güçlü bir anahtar oluyor.

Eğitmenin gözüyle küçük zaferler

İzmir Büyükşehir Belediyesi Engelli Çalışmaları Şube Müdürlüğü İnciraltı Eğitim Merkezi'nde dans eğitmenliği yapan Ayşen Yersel, iki yıl içinde sınıfta “küçük zaferlerin” biriktiğini anlatıyor. İlk gün omuzları düşük, adımları tereddütlü olan öğrencilerin bugün sahnede yerlerini bulduğunu söylüyor. Programın iskeletinde hareket eğitimi, kas ve denge çalışmaları, ardından ritim ve kombinasyonlar var. Yersel’e göre her öğrenci farklı hızda ilerliyor; ancak herkesin buluştuğu yer aynı: öz güven. Kimi adımını büyütüyor, kimi bakışını kaldırıyor, kimi de yalnızca müziğin içinde kalmanın huzurunu keşfediyor.

Kaynak: DHA