Seçimlerin ardından İYİ Parti'de yaşanan istifa dalgasına bir yenisi eklendi. İstanbul'un Eyüpsultan İlçe Başkanı Hatice Gürbulak, görevinden ayrılma kararını sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla duyurdu.

Parti İçi Siyaset ve Demokrasi Eleştirisi

Gürbulak, yaptığı açıklamada İYİ Parti İstanbul İl Başkanı'nı eleştirerek, "atama ile belirlenen" bir yapıya vurgu yaptı. Parti içi siyasette demokratik bir atmosferin olmadığını belirten Gürbulak, siyasi kararlarda demokratik bir sürecin önemini vurguladı.

'Kazanacak Adayın Yanında Durmak Şart'

Gürbulak, yerel seçimlerin iktidar lehine sonuçlanmasının ülkeye maliyeti olacağını savunarak, "kazanacak adayın yanında ve ittifakta" yer almanın gerekliliğine dikkat çekti. Bu temelde görevinden istifa ettiğini açıkladı.

Açıklamanın Tam Metni

Gürbulak'ın paylaştığı açıklama şu şekilde:

Taksim'e yürüyenleri hedef aldı: Size demokrasi fazla! Taksim'e yürüyenleri hedef aldı: Size demokrasi fazla!

"Hayatım boyunca inandığım değerler uğruna tırnaklarımla kazıya kazıya hep mücadele ettim. Bu durum; siyaset yolculuğumda da aynı şekilde devam etti. Kurucusu olduğum partime de, yaşantımda rol model olarak gördüğüm Meral Akşener sayesinde dahil oldum.

İlk gün ne ise, son dakikaya kadar da hep ülkem ve partim için liyakatin, hak ve adaletin tecellisi için hizmet ettim.

Fakat gelinen noktada görüyorum ki; kadınlara, gençlere, geleceği için endişe duyan ve dezavantajlı durumda olan her bir vatandaşımıza umut kapısı olmak için çıktığımız bu yolda, altı yıldır vermiş olduğum mücadele sonucu 'kongrede delegenin helal oyu ile seçilerek' geldiğim Eyüpsultan İlçe Başkanlığı görevimden; şahsi ikballerini ülke ve parti menfaatlerinin önünde tutan, parti içi demokrasiye tahammülleri olmayan, atamayla tepeden inen ve liyakatsizliğin somut örneği olan mevcut İstanbul İl Başkanı, siyaseti kendilerine meslek edinmiş, bu işi geçim kaynağı olarak gören bu ve bunun gibi arkadaşların görmüş olduğu değerle, mücadelesi uğruna benim gibi gecesini gündüzüne katarak çalışan, bırakın menfaati, çoluğunun çocuğunun rızkını hiç düşünmeden ortaya koyan insanlara verilen değer aynı olmuyorsa, keyfi kararlarla emekler hiçe sayılıyorsa, haksızlığa göz yumuluyor ve sessiz kalınıyorsa, kadına ve genç nesle değer verilmiyorsa, kendi içinde hak ve adaleti sağlayamayan bir yönetim anlayışının bu ülkeyi yönetmeye talip olması ne kadar mantıklıdır?

Gelinen noktada daha önce her ne kadar ilçe başkanları toplantısında, ‘hür ve müstakil’ girilmesi yönünde bir tavrım olsa da, sahada bu durumun karşılığı olmadığı ve bizimle de bu durumu değiştirmek için çaba gösterilmediği ortadadır.

İBB’nin, iktidarın hedefinde olduğunu ve seçimlerin de iktidar lehine sonuçlanmasının ülkeye yeni bedeller ödettireceğini düşündüğümden, kazanacak adayın yanında ve ittifaktan yana olmam gerektiğini belirterek bu düşüncelerle görevimden ve İyi partiden istifa ediyorum.

Benimle, benim gibi canla başla mücadele eden tüm arkadaşlarıma hakkımı helal ediyorum. Adaletin hak ve hukukun mücadelesini vermeye devam edeceğimden kimsenin şüphesi olmasın.

Kaynak: HABER MERKEZİ