Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı Nisan 2025 dönemi ücretli çalışan istatistikleri, ülke ekonomisinin genel gidişatına dair önemli ipuçları sunarken, sektörler arasında derinleşen bir ayrışmayı da gözler önüne serdi. Yıllık bazda değerlendirildiğinde, sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı yüzde 2,4'lük bir artış gösterdi. Bu oran, geçen yılın aynı ayında 15 milyon 289 bin olan çalışan sayısının, 369 bin 239 kişilik net bir artışla 15 milyon 658 bin 462 kişiye ulaştığı anlamına geliyor. Ancak bu genel artış tablosunun alt detaylarına inildiğinde, Türkiye ekonomisinin motoru olarak kabul edilen sektörlerde ciddi bir kan kaybı yaşandığı, büyümenin ise daha çok inşaat ve hizmetler sektörü tarafından sırtlandığı görülüyor. Bu tablo, ekonomi politikalarının ve küresel konjonktürün sektörler üzerindeki farklı etkilerini çarpıcı bir şekilde ortaya koyuyor.

İstihdamın yeni lokomotifi: hizmetler ve inşaat sektörü

Açıklanan veriler, Nisan 2025 itibarıyla Türkiye'de istihdam artışının iki ana lokomotifi olduğunu net bir şekilde gösteriyor. Bu sektörlerden ilki, yüzde 7,3'lük yıllık artışla dikkatleri üzerine çeken inşaat sektörü oldu. Geçen yılın aynı döneminde 1 milyon 733 bin kişinin çalıştığı sektörde, bu yıl bu rakam 126 bin kişilik bir artışla 1 milyon 860 bine ulaştı. Bu güçlü büyüme, hem deprem sonrası yeniden yapılanma faaliyetlerinin hem de yeni konut ve altyapı projelerinin sektöre getirdiği canlılığın bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Ancak istihdam artışındaki asıl gövde gösterisini, kendi içinde birçok alt dalı barındıran ticaret ve hizmetler sektörü yaptı. Yıllık bazda yüzde 3,6'lık bir artışla 309 bin kişiye yeni iş imkanı yaratan bu devasa sektör, toplam ücretli çalışan sayısını 8 milyon 875 bine taşıdı. Hizmetler sektörünün alt kırılımları incelendiğinde ise, büyümenin şampiyonu yüzde 7,9'luk rekor bir artışla "konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" oldu. Turizm sezonunun başlangıcını işaret eden nisan ayındaki bu veri, sektörün beklentilerinin ne kadar yüksek olduğunu ve yeni sezona güçlü bir hazırlıkla girdiğini gösteriyor. Konaklama ve yiyecek sektöründeki bu artış, bir yılda yaklaşık 97 bin yeni istihdam yaratıldığı anlamına geliyor.

Asgari ücret ve emeklilere ara zam gelecek mi?
Asgari ücret ve emeklilere ara zam gelecek mi?
İçeriği Görüntüle

Hizmetler sektöründeki bu pozitif hava, diğer alt dallara da yayıldı. Lojistik ve taşımacılık sektörünün nabzını tutan "ulaştırma ve depolama" sektörü yüzde 5,3'lük bir büyüme kaydederken, "finans ve sigorta faaliyetleri" yüzde 4,7'lik bir artışla gücünü gösterdi. E-ticaretin ve perakendenin kalbi olan "ticaret" sektörü ise yüzde 3,5'lik bir büyüme ile istihdama önemli bir katkı sağladı. Bu veriler, Türkiye ekonomisinin giderek daha fazla hizmet odaklı bir yapıya büründüğünü teyit ediyor.

Sanayide alarm zilleri: imalat sektörü neden kan kaybediyor?

İstihdamdaki genel artış tablosunun ardındaki en endişe verici gelişme ise, Türkiye ekonomisinin bel kemiği olarak kabul edilen sanayi sektöründe yaşandı. Sanayi sektörü, yıllık bazda yüzde 1,3'lük bir daralma yaşayarak, geçen yıla göre yaklaşık 67 bin kişilik bir istihdam kaybı yaşadı. Bu düşüş, sanayideki ücretli çalışan sayısını 4 milyon 989 binden 4 milyon 922 bine geriletti.

Sanayi sektörünün kalbi olan "imalat" sanayindeki durum ise daha da dikkat çekici. İmalat sektörü, tek başına yüzde 1,4'lük bir daralma yaşadı ve bu da yaklaşık 67 bin kişinin işini kaybettiği anlamına geliyor. Yüksek katma değer üreten, ihracata önemli katkı sağlayan ve teknolojik gelişimin motoru olan imalat sanayindeki bu kan kaybı, ekonomi için bir uyarı sinyali olarak görülüyor. Uzmanlar, bu düşüşün arkasında, yüksek faiz oranları nedeniyle firmaların yatırım ve finansmana erişimde yaşadığı zorluklar, artan enerji ve hammadde maliyetleri ile küresel pazarlardaki olası talep daralması gibi faktörlerin yatabileceğini belirtiyor.

Sanayi sektöründeki daralma sadece imalatla sınırlı kalmadı. "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektörü yüzde 1,2, "su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektörü ise yüzde 3,7 gibi ciddi bir oranda küçüldü. Bu tablo, üretim odaklı sektörlerin zorlu bir dönemden geçtiğini ve istihdam yaratma kapasitelerinde bir gerileme yaşandığını açıkça ortaya koyuyor.

Aylık bazda toparlanma umudu

Yıllık veriler sanayideki endişe verici tabloyu ortaya koysa da, aylık bazdaki değişimler, bir toparlanma umudu yeşertiyor. Sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörleri toplamında ücretli çalışan sayısı, Nisan 2025'te bir önceki aya göre yüzde 0,7'lik bir artış gösterdi. Bu aylık artış, mevsimselliğin de etkisiyle, ekonomideki çarkların dönmeye devam ettiğini gösteriyor.

Daha da önemlisi, aylık bazda tüm ana sektörlerde pozitif bir seyir izlenmesi. Aylık olarak bakıldığında, inşaat sektörü yüzde 2,4'lük güçlü bir artışla büyümesini sürdürürken, ticaret ve hizmetler sektörü yüzde 0,6'lık bir artış kaydetti. En dikkat çekici gelişme ise, yıllık bazda kan kaybeden sanayi sektörünün, aylık bazda yüzde 0,4'lük bir artış göstermesi oldu. Bu aylık toparlanma, sanayideki düşüş trendinin yavaşladığına ve belki de bir dip noktasının bulunduğuna dair ilk sinyal olabilir. Ancak bu toparlanmanın kalıcı olup olmayacağı, önümüzdeki aylarda açıklanacak verilerle daha net bir şekilde ortaya çıkacak.

Bu istatistikler, Türkiye ekonomisinin dinamik ve dönüşen bir yapıda olduğunu gösteriyor. Bir yanda hizmetler ve inşaat gibi sektörler istihdamı sırtlarken, diğer yanda sanayinin yeniden büyüme patikasına girmesi ve katma değerli istihdam yaratması, ülkenin uzun vadeli ekonomik sağlığı için kritik bir önem taşıyor. Hükümetin ve ekonomi yönetiminin önümüzdeki dönemde atacağı adımlar, bu yapısal dönüşümün seyrini belirleyecek.

Kaynak: HABER MERKEZİ