GENEL

İstanbul'daki turist ailesinin faciası gıda güvenliğini sarstı: 'Risk gitgide artıyor, tavuk ve pirince dikkat!'

Almanya'dan tatile gelen Böcek ailesinden anne ve iki çocuğun gıda zehirlenmesi şüphesiyle ölümü, gıda güvenliği alarmı verdirdi. Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ömer Ulaş Kırım, vakanın mikrobiyal kaynaklı olabileceğini belirterek, "Bacillus Cereus" ve "Clostridium Botulinum" bakterilerinden şüphelendiklerini söyledi. Kırım, "Tavuk ve pirinç bozulsa bile fark edemeyebiliyoruz. Risk gitgide artıyor" uyarısında bulundu.

Abone Ol

Almanya'dan İstanbul'a tatile gelen dört kişilik Böcek ailesinin yaşadığı dram, Türkiye'deki gıda güvenliği standartlarını bir kez daha acı bir şekilde gündemin merkezine taşıdı. Yedikleri yemekten zehirlendikleri şüphesiyle hastaneye kaldırılan anne ve iki çocuğu hayatını kaybederken, babanın yoğun bakımdaki yaşam mücadelesi sürüyor. Bu trajik olayın ardından Gıda Mühendisleri Odası (GMO) İzmir Şubesi'nden kritik uyarılar geldi.

GMO İzmir Şube Başkanı Ömer Ulaş Kırım, yaşanan facianın mikrobiyal bir zehirlenme olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu belirtti. Kırım, özellikle toplu tüketim yerlerindeki risklere dikkat çekerek, bu tür vakaların aslında sürekli yaşandığını ancak ölümlü sonuçlar doğduğunda kamuoyunun gündemine gelebildiğini ifade etti.

'Bacillus cereus' ve 'botulinum' şüphesi

Başkan Kırım, zehirlenmeye yol açan gıdayla ilgili henüz net bir bilgi olmasa da, şüphelendikleri iki spesifik bakteri türünü açıkladı. Kırım, "Son vakada 'Bacillus Cereus' ve 'Clostridium Botulinum' bakterilerinden şüpheleniyoruz. Özellikle pirinç kullanan işletmelerde bu tarz zehirlenmelere çok fazla rastlıyoruz" dedi.

Bu bakterilerin ortaya çıkış sebebini, toplu tüketim yerlerindeki yaygın ancak tehlikeli bir uygulamaya bağlayan Kırım, "Toplu işletmelerde özellikle sıcak sunulan ürünlerde, ürün o gün satılmazsa dolaba kaldırılıp, ertesi gün tekrar ısıtılarak satışa sunuluyor. Bu da zehirlenme vakalarında riski katbekat artırıyor" şeklinde konuştu.

'48 saate kadar reaksiyon gösterebilir'

Faciayla ilgili en çok tartışılan konulardan biri de ailenin hastaneye başvurduktan sonra taburcu edilmesi ve ardından evde tekrar fenalaşması oldu. Ömer Ulaş Kırım, bu tür mikrobiyal zehirlenmelerin gecikmeli reaksiyon gösterebileceğine dikkat çekti.

Kırım, "Pirinç, tavuk ya da toprakla temas eden ürünlerdeki bakterilerden kaynaklı etkiler 48 saate kadar görülebilir. Bu nedenle hastaların müşahede altında tutulmasının daha doğru olabileceğini düşünüyoruz. Çocukların bağışıklık sistemi daha zayıf olduğu için bu tarz mikrobiyal yükler, hayati tehlikelerini maalesef daha da artırıyor" ifadelerini kullandı.

Risk neden artıyor: Gıda kontrolörü sayısı yetersiz

Geçen yıl İzmir Buca'da yaşanan kumpir zehirlenmesi ve Kocaeli'nde çok sayıda vatandaşı etkileyen tavuk döner vakalarını hatırlatan Kırım, denetim mekanizmasındaki eksikliklere vurgu yaptı. Kırım, "Ortaköy'de de kumpir ya da midye kaynaklı bir zehirlenme vakasıyla karşı karşıyayız. Risk gitgide artıyor" dedi.

Kırım, İstanbul'daki olayın yaşandığı işletmenin denetim sıklığının mutlaka incelenmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye'de 500 binin üzerinde gıda işletmesi olmasına rağmen, gıda kontrolörü sayısı trajikomik derecede eksik. Bu sayının acilen artırılması gerekiyor" eleştirisinde bulundu.

'Tavuk ve pirinç bozulsa bile fark edemiyoruz'

Başkan Kırım, vatandaşları dışarıda yemek yerken özellikle iki gıda grubuna karşı uyardı: Tavuk ve pirinç. Bu ürünlerin riskinin diğer gıdalardan daha yüksek olduğunu belirten Kırım, "Birçok gıdanın bozulduğunu gözümüzle, kokusuyla ya da damağımızla anlayabiliriz. Ancak tavuk ve pirinç ürünleri çok hızlı bozulsalar bile bunu her zaman fark edemiyoruz" dedi.

Özellikle midye dolma gibi baharatla karıştırılmış pirinçlerde bozulmayı anlamanın imkansıza yakın olduğunu söyleyen Kırım, "Tavukta da ciddi bir bozulma olmadıkça bakteriyel yükü tespit etmemiz mümkün olmuyor. Bu bakteriler vücut sıcaklığında (36-37 derece) çok hızlı gelişebiliyor. Düşük miktarda alınsa bile vücutta hızla çoğalıp, ölüme kadar gidebilen sonuçlara yol açabiliyorlar. Dışarıda tüketilen pirinç pilavları, açıkta satılan ürünler, tavuk ürünleri, mezeler ve benzeri ürünler de bu risk grubunun içinde" uyarısında bulundu.

'Sirkülasyonun yüksekliği kontrolü zorlaştırıyor'

Olayın yaşandığı bölgenin turistik bir alan olması ve işletmedeki sirkülasyonun yüksekliğine de değinen Kırım, bunun kontrolü zorlaştıran bir faktör olduğunu belirtti. Kırım, "Sirkülasyonun yüksekliği aslında ciddi bir risk oluşturuyor. Çünkü işletmeci kontrolü sağlayamayabiliyor" dedi.

Denetimdeki bir başka zafiyete daha işaret eden Kırım, "Türkiye'de belediyelerin ruhsat biriminde çalışan gıda mühendisi oranı yüzde 1'in altında. Zabıta işletmelerinde gıda mühendisi çalışmadığı için de denetime gidildiği zaman sadece gözle kontrol sağlanıyor, mikrobiyal bir analiz yapılamıyor" dedi.

Seyyar satıcılar her zaman risk barındırır

Kırım, özellikle seyyar satıcılardan gıda tüketiminin büyük tehlike barındırdığını vurguladı. "Gezici oldukları için seyyar tezgahların denetlenmesi çok daha zor" diyen Kırım, "Birçoğunun satış ve üretim izni olmayabilir. Merdiven altı üretim olduğu düşünülen yerlerden kesinlikle uzak durulması gerekiyor. Daha güvenilir ve uzun yıllardır alışveriş yapılan işletmelerin tercih edilmesi daha sağlıklı olur. Seyyar satıcılar her zaman risk barındırır" dedi.

Kırım, vatandaşların şüpheli durumlarda Alo 174 Gıda Hattı üzerinden doğrudan ihbarda bulunabileceğini hatırlatarak, "Her tüketici kendi sağlık sorumluluğunu taşımalı, bir nevi denetmen gibi davranmalı" çağrısında bulundu. İstanbul'daki facianın kesin nedeni, laboratuvar incelemelerinin tamamlanacağı 4 ila 8 gün içinde netleşecek.