Türk futbol tarihine adını altın harflerle yazdırmış, kazandığı kupalar ve yetiştirdiği yıldızlarla sadece bir teknik direktör değil, aynı zamanda bir futbol ikonu haline gelmiş olan Fatih Terim, kariyerindeki yurt dışı maceralarına bir yenisini eklediği Suudi Arabistan'da, sezonun tamamlanmasıyla birlikte bir devri kapattı. Geçtiğimiz sezonun devre arasında, Suudi Pro Lig'in köklü kulüplerinden Al-Shabab'ın teklifini kabul ederek Körfez'e yelken açan Terim, yaklaşık altı aylık bir serüvenin ardından Riyad ekibiyle yollarını ayırma kararı aldı. Bu karar, Terim'in kariyerinde yeni bir sayfa açma arzusunun bir yansıması olarak yorumlanırken, Al-Shabab kulübünün de yeni sezona farklı bir teknik heyetle başlama zorunluluğunu ortaya koydu.

Çöl macerası beklenenden kısa sürdü

Fatih Terim'in Al-Shabab'ın başına geçmesi, geçtiğimiz kış transfer döneminin en çok konuşulan olaylarından biri olmuştu. Panathinaikos'taki görevinden ayrıldıktan sonra bir süre dinlenmeyi tercih eden Terim, Suudi Arabistan'dan gelen cazip teklifi kabul ederek, kariyerinde yeni bir meydan okumayı seçmişti. Cristiano Ronaldo, Neymar, Karim Benzema gibi dünya yıldızlarının transferleriyle bir anda futbol gezegeninin en popüler liglerinden biri haline gelen Suudi Pro Lig, Fatih Terim gibi karizmatik ve tecrübeli bir ismin katılımıyla daha da renklenmişti.

Piriştina çok farklı bir başkandı!
Piriştina çok farklı bir başkandı!
İçeriği Görüntüle

Terim, Al-Shabab'ın başına geçtiğinde, takım ligde hedeflerinin gerisinde kalmış, istikrarsız bir görüntü çiziyordu. "İmparator"dan beklenen, takıma getireceği disiplin, taktiksel birikim ve kazanma ruhuyla, sezonun ikinci yarısında bir toparlanma süreci başlatması ve takımı üst sıralara tırmandırmasıydı. Nitekim Terim'in gelişiyle birlikte takımda bir hareketlenme yaşandı ve bazı önemli galibiyetler alındı. Ancak bu toparlanma, sezon sonu hedeflerine ulaşmak için yeterli olmadı.

Rakamlar ne söylüyor? imparator'un körfez karnesi

Fatih Terim yönetiminde Al-Shabab, yarım sezonluk bir periyotta toplam 23 resmi karşılaşmaya çıktı. Bu maçlarda Suudi Arabistan ekibi, 12 galibiyet, 4 beraberlik ve 7 mağlubiyetlik bir performans sergiledi. Matematiksel olarak bakıldığında yüzde 50'nin biraz üzerinde bir galibiyet oranı yakalayan Terim, takımı ligde orta sıralarda tutmayı başarsa da, bu karne ne kulüp yönetiminin ne de Terim'in kendi standartlarının beklentilerini tam olarak karşılamadı.

Özellikle, ligin zirvesinde yer alan Al-Hilal, Al-Nassr gibi dev bütçeli takımlarla olan makasın kapatılamaması ve takımın sezonu bir kupa veya bir Asya Şampiyonlar Ligi bileti almadan tamamlaması, projenin istenilen seviyeye ulaşamadığını gösterdi. Terim'in, sınırlı bir kadroyla ve sezon ortasında devraldığı bir takımla ortaya koyduğu bu performans, bazı çevrelerce makul karşılansa da, "kazanmaya" endeksli bir kariyere sahip olan İmparator için bu tablonun tatmin edici olmaktan uzak olduğu biliniyordu.

Ayrılığın perde arkası: beklentiler mi karşılanmadı, yeni bir meydan okuma mı?

Fatih Terim ile Al-Shabab'ın yollarını ayırma kararının ardında yatan nedenler, spor kamuoyunun en çok merak ettiği konu. Bu ayrılığın, tek taraflı bir fesih değil, sözleşmede yer alan "1 yıllık uzatma opsiyonunun kullanılmaması" şeklinde gerçekleşmesi, kararın karşılıklı bir anlayış çerçevesinde alındığını gösteriyor. Ancak kulislerde konuşulanlara göre, bu kararın arkasında birkaç temel faktör yatıyor.

Birincisi, kulübün yeni sezon için planladığı transfer bütçesi ve kadro yapılanmasının, Fatih Terim'in beklentilerini karşılamamış olabileceği. Suudi Ligi'ndeki rekabetin her geçen gün arttığı ve şampiyonluk için devasa yatırımların gerektiği bir ortamda, Terim'in, zirveye oynayacak bir kadro kurma konusunda yönetimden istediği garantileri alamamış olabileceği düşünülüyor.

İkinci ve daha güçlü bir ihtimal ise, kararın bizzat Fatih Terim tarafından alınmış olması. Kariyeri boyunca her zaman en üst düzeyde mücadele etmeye ve şampiyonluklar kazanmaya alışkın olan Terim'in, orta sıralara oynayan bir takım projesinin içinde uzun süre kalmak istememiş olabileceği belirtiliyor. "İmparator"un, Al-Shabab'daki potansiyeli gördüğü, ancak bu potansiyeli zirveye taşımak için gereken şartların oluşmadığına kanaat getirerek, yeni ve daha iddialı bir meydan okuma için bu opsiyonu kullanmadığı konuşuluyor.

Gözler şimdi gelecekte: 'imparator' için sıradaki durak neresi olacak?

Fatih Terim'in Al-Shabab'dan ayrıldığının resmiyet kazanmasının ardından, şimdi tüm futbol dünyası aynı sorunun cevabını merak ediyor: İmparator'un bir sonraki durağı neresi olacak? 70 yaşını aşmış olmasına rağmen, enerjisi, hırsı ve futbol tutkusuyla hala en üst düzeyde görev yapmaya hazır olan Terim için masada birkaç farklı seçenek bulunuyor.

Türkiye'ye Geri Dönüş: Fatih Terim'in adı, Türkiye'de bir büyük kulüp teknik direktör arayışına girdiğinde her zaman ilk akla gelen isimdir. Her ne kadar Galatasaray ile özdeşleşmiş olsa ve sarı-kırmızılı kulüpte bir "onursal başkan" gibi görülse de, profesyonel futbolda her zaman sürprizler yaşanabilir. Beşiktaş veya Trabzonspor gibi kulüplerin, olası bir teknik direktör değişikliğinde Terim'in kapısını çalması, her zaman bir ihtimal olarak masada duruyor.

Bir Milli Takım Projesi: Terim, Türkiye Milli Takımı ile elde ettiği tarihi başarılarla, aynı zamanda çok iyi bir milli takım hocası olduğunu da kanıtlamış bir isim. Kariyerinin bu döneminde, bir kulüp takımının yoğun temposu yerine, 2026 Dünya Kupası'nı hedefleyen, potansiyeli yüksek bir milli takımın başına geçerek, son bir büyük başarıya imza atmak isteyebilir. Bu, hem Avrupa'dan hem de farklı kıtalardan bir milli takım olabilir.

Farklı Bir Avrupa Macerası: İtalya'da Fiorentina ve Milan'ı çalıştırarak Avrupa'da da kendini kanıtlamış olan Terim, doğru bir proje ve vizyon sunulması halinde, İtalya, Yunanistan veya farklı bir Avrupa ülkesinde yeni bir maceraya atılabilir.

Fatih Terim'in vereceği karar ne olursa olsun, kesin olan bir şey var ki, o hala futbol sahnesinin en karizmatik ve en çok konuşulan figürlerinden biri. "İmparator"un bir sonraki hamlesi, sadece kendi kariyerini değil, aynı zamanda gideceği kulübün veya ülkenin futbol kaderini de şekillendirecek. Futbol dünyası, şimdi bu büyük ustanın yeni rotasını merakla bekliyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ