Uyku Apnesi Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi Uyku Apnesi Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

MERT YASİN ALPDÜNDAR- Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararına göre, beşeri tıbbi ürünlerin fiyatlandırılmasında kullanılacak Türk Lirası cinsinden 1 Euro değeri Temmuz ayında yüzde 30,5 oranında artırılarak 14,0387 TL olarak belirlenirken, konu hakkında İzmir Eczacılar Odası Tuncay Sayılkan ve Birlik Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Birlik Sağlık-Sen) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Doğruyol, dokuzeylul.com’a değerlendirmede bulundu. İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, ilaçların yüzde 50’sinden fazlasının ithal olduğunun bilgisini verirken, “Aralık ayından bu yana 10,75 TL Euro kurunda ısrar ederek tasarruf edildiğini sanıyorlar ama yanlış yapıyorlar. Vatandaşı mağdur ediyorlar. İnanın her reçetede bir kalem eksik.” diye konuştu. İlaçta uygulanan sistemin yanlış olduğunu söyleyen Sayılkan, enflasyonun belirli oranın üzerine çıktığında ilaç fiyatlarının güncellendiği bir sisteme geçilmesi gerektiğini söyledi. Birlik Sağlık Sen Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Doğruyol ise ilaca ulaşmanın zorluklarının çıkardığı sonucun ‘ilacı millileştirilmek’ olduğunu vurguladı. 

‘DERDİMİZ İLACIN BULUNABİLİR OLMASI’

İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, Türkiye'de ilaçların yüzde 50'sinden fazlasının ithal olduğunu hatırlattı. Yerli üretiminde hammaddesinin bir çoğunun ithal olduğunu ifade eden Sayılkan, “Biz bu dövizdeki artışla beraber ilaç yokluğu yaşamaya başlamıştık. Bir zam talebi vardı yalnız bu talep eczacıların değil firmaların talebiydi. Bizim derdimiz ilacın piyasada bulunabilir olması. Biz bunun mücadelesi içerisindeyiz. Yüzde 30'luk zam bu işi çözer mi? Onu hep birlikte göreceğiz.” diye konuştu.  

tuncay-sayılkan

’OTOMATİK GÜNCELLENEN MODELE GEÇMEK LAZIM’

İlaçta Euro kurunu sabit tutma yönteminin sorunlarından bahseden Sayılkan,  “Bu yöntemle bu iş yürütme şansımız yok. Euro ilaçta 10,75 TL’den 14 TL’ye yükseldi. Gerçek kur 30 TL. Bizim euro ile değil enflasyonla ilintili yani enflasyon belli bir noktayı geçtiğinde ilaç fiyatlarının otomatik güncellendiği bir modele geçmemiz lazım. Aralık ayından bu yana 10,75 TL Euro kurunda ısrar ederek tasarruf edildiğini sanıyorlar ama yanlış yapıyorlar.” diye belirtti.

‘İNSAN SAĞLIĞINDAN TASARRUF OLMAZ’

Eczacıların ve vatandaşların ilaç bulmakta zorlandığının altını çizen Sayılkan, “Vatandaşı mağdur ediyorlar. İnanın her reçetede bir kalem eksik. Eczacı arkadaşlar sabahtan akşama ilaç bulmaya çalışıyor, vatandaşlar ise kapı kapı eczane gezerek ilaç arıyor. Bunun sonucunda ‘sağlıkta tasarruf yapıyoruz’ diye övünülüyorsa yanlış yapılıyordur. Çünkü insan sağlığından tasarruf olmaz. İlacın piyasadan kayboluşunu bilerek aylarca fiyat güncellememek yanlıştır.  Tamamen Euro üzerine bir sistem kurulmuş ve bu işin madurları eczacılar il vatandaşların oluyor.” ifadelerini kullandı.  

ŞİRKETLER FİYATLARI TOLERE EDEMİYOR

“İlaca gelen zam ile ekonomik olarak ulaşmak zorlanacak ama bu işin bir gerçeği var.” diyerek sözlerine devam eden Sayılkan, “Enflasyonu bu hale getirmeseydik böyle bir sorun olmayacaktı. İlacın alınabilir olduğu dönemden bugüne her şey 8 katına çıkmışsa, ilacı ben iki katında tutarım algısı yanlıştır. Tutamazsınız. Keşke yerli üretim söz konusu olsa da ilaç fiyatları tutulabilse. Enflasyon düşükken firmalar bu fiyatları tolere edebiliyordu yalnız dövizin 30 TL olduğu yerde yarı fiyatından işlem yap, bana yarı fiyatına ilaç ver diyemezsiniz.” dedi. 

‘İLAÇ MİLLİLEŞTİRİLMELİ’

Dövizin sabit tutulmasıyla beraber ilaç şirketlerinin düşük döviz kurundan Türkiye’ye ilaç satmak istemediğini ve ilaca ulaşımın zorlaştığını söyleyen Birlik Sağlık Sen Yönetim Kurulu  Başkanı Ahmet Doğruyol, “ İlaç fiyatlarındaki güncellemeyle birlikte ise ilaç fiyatları artıyor. Bu sefer de ekonomik olarak vatandaşlar zorlanıyor.. Her ne kadar vatandaşlarımız ilaçları ücretsiz alıyor gibi görünse de muayene ücreti ödüyorlar. Aynı zamanda bazı ilaçların yüzde 50 fiyatını vatandaş ödüyor. Tüm bunların ortaya çıkardığı bir sonuç var. İlaç mutlaka millileştirilmeli. İlaç stratejik bir üründür aynı silah gibi ” diye konuştu. 

ahmet-dogruyol-3

‘İLAÇ FİRMALARI İSTİYOR DİYE İLAÇ FABRİKASINI KAPATTIK’

2005 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu’nun ilaç fabrikasının olduğunu lakin gerekçe olmadan kapatıldığı bilgisini veren Doğruyol, “ Biz bu ilaç fabrikasını, ilaç firmaları istedi diye kapattık. Bu yanlıştan geri dönmemiz lazım. Mutlaka SGK’nın elinde ilaç fabrikası olması gerekiyor. Yarın bir savaş çıksa ve yabancı ilaç firmaları ilaç vermiyoruz dese, biz meydanda kalabiliriz. ” ifadelerini kullandı. 

‘ANAYASAMIZIN İLKE VE KURALLARINA UYMAMIZ GEREKİR’

SGK’ya yıllarca prim ödemiş vatandaşların ilaca para ödemesinin doğru olmadığını söyleyen Doğruyol, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir sosyal devlettir. Sosyal devlette eğitim, sağlık, güvenlik ve yargı hizmetlerinin devlet tarafından, tüm vatandaşlara eşit ve ücretsiz vermesi gerekir. Anayasamıza göre bunun böyle olması gerekiyor ama maalesef bir türlü olmuyor. Anayasamızın ilke ve kurallarına bizim uyabilmemiz, o noktaya gelebilmemiz gerekiyor” diye söyledi. 

‘ÜLKEMİZDE İLAÇ İSRAFI ÇOK FAZLA’

Ülkemizde ilaç israfının da çok fazla olduğunu söyleyen Doğruyol, “ Bunun da önüne geçilmesi gerekiyor. Bu mali olarak büyük bir külfet getiriyor. Her ufak rahatsızlandığımızda tanelerce ilaç kullanmak doğru bir yaklaşım değil. İlaç kullanmadan ziyade Sağlık Bakanlığı’nın politikalarını koruyucu sağlık hizmetleri üzerine yönlendirmeli. Bunu iyi bir şekilde vermesi vatandaşın hasta olmamasını sağlayacak ve ilaç kullanımını da azaltacaktır.” dedi. 
 

Kaynak: MERT YASİN ALPDÜNDAR