Türkiye ekonomisinin nabzını tutan en önemli göstergelerden biri olan dış ticaret endeksleri, 2025 yılının Temmuz ayında olumlu bir performans sergiledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bugün açıklanan "Dış Ticaret Endeksleri, Temmuz 2025" bültenine göre, Türkiye'nin ihracat hacmi bir önceki yılın aynı ayına göre önemli ölçüde artarken, ihraç edilen ürünlerin daha değerli satılması ve ithal edilen ürünlere daha az ödenmesi sayesinde dış ticaret hadlerinde son bir yılın en güçlü iyileşmesi kaydedildi. İmalat sanayindeki ihracat artışı lokomotif görevi görürken, aylık bazda ithalatın hız kesmesi, ekonominin dışa bağımlılığını azaltma ve cari dengeyi iyileştirme yolunda umut verici bir işaret olarak yorumlandı.
İhracat hem miktar hem değer olarak güç kazandı
TÜİK verilerine göre, Temmuz 2025'te ihracat miktar endeksi, bir önceki yılın aynı ayına kıyasla yüzde 6,0'lık bir artış gösterdi. Bu artış, Türkiye'nin yurt dışına daha fazla mal sattığı anlamına geliyor. İhracattaki bu hacimsel büyümenin arkasındaki ana itici güç, Türk sanayisinin bel kemiği olan imalat sanayi oldu. Gıda, içecek ve tütün hariç imalat sanayi ihracatı, miktar olarak yüzde 9,6'lık güçlü bir artış sergiledi. Bu durum, sanayi üretimindeki çarkların ihracat pazarları için dönmeye devam ettiğini gösteriyor. Dikkat çeken bir diğer artış ise yüzde 17,9 ile yakıtlar sektöründe yaşandı. Ancak aynı dönemde, gıda, içecek ve tütün sektöründeki ihracatın miktar olarak yüzde 9,1 oranında azalması, tarım ve gıda ihracatında bir yavaşlamaya işaret etti.
İhracat cephesindeki olumlu tablo sadece miktar artışıyla sınırlı kalmadı. İhraç edilen ürünlerin uluslararası piyasalardaki fiyatını gösteren ihracat birim değer endeksi de aynı dönemde yüzde 4,7 oranında arttı. Bu, Türkiye'nin ürünlerini bir önceki yıla göre daha yüksek fiyattan sattığını ve ihracattan daha fazla gelir elde ettiğini gösteriyor. Bu alanda en dikkat çekici artış, yüzde 10,5 ile gıda, içecek ve tütün ürünlerinde yaşandı. Her ne kadar bu sektörde miktar olarak daha az ürün satılmış olsa da, satılan ürünlerin daha değerli olması, bu alandaki gelir kaybını bir miktar telafi etti. İmalat sanayi ürünlerinin birim değeri de yüzde 4,7 artarak genel ortalamaya paralel bir performans sergiledi.
İthalatta yavaşlama sinyalleri ve lehimize dönen fiyatlar
İthalat cephesinde ise daha dengeli bir tablo ortaya çıktı. Temmuz ayında ithalat miktar endeksi, yıllık bazda yüzde 5,0 oranında arttı. Bu artışın temel kaynağı, yüzde 7,6 artan imalat sanayi ürünleri ithalatı ve yüzde 6,5 artan yakıt ithalatı oldu. Ancak gıda ve ham madde ithalatında miktar olarak sırasıyla yüzde 2,3 ve yüzde 1,9'luk bir düşüş yaşanması, iç talebin ve sanayi üretimindeki ara malı ihtiyacının bir miktar yavaşladığı şeklinde yorumlanabilir.
Aylık bazda bakıldığında ise ithalattaki soğuma çok daha net görülüyor. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre, ithalat miktar endeksi Temmuz ayında bir önceki aya (Haziran 2025) göre yüzde 5,2 oranında azaldı. Bu durum, ekonomideki yavaşlamanın ithalat talebini düşürdüğünü ve dış ticaret açığının kapanmasına yardımcı olabilecek olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Buna karşılık, aynı dönemde mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ihracat miktar endeksinin yüzde 4,6 oranında artması, ihracatın ithalatı karşılama oranında pozitif bir beklenti yarattı.
Dış ticaret hadleri son bir yılın zirvesinde
Temmuz ayı verilerinin en sevindirici ve en stratejik sonucu ise dış ticaret hadlerinde yaşandı. İhracat birim değer endeksinin ithalat birim değer endeksine bölünmesiyle hesaplanan ve bir ülkenin dış ticaretten ne kadar kazançlı çıktığını gösteren dış ticaret haddi, Temmuz 2025'te 92,2 seviyesine yükseldi. Bu rakam, bir önceki yılın aynı ayında 88,4 olarak gerçekleşmişti. Aradaki 3,8 puanlık bu artış, son bir yılda Türkiye'nin dış ticaretten elde ettiği göreceli refahın en yüksek seviyeye ulaştığı anlamına geliyor.
Peki bu iyileşme nasıl sağlandı? Bunun temel nedeni, ihraç ettiğimiz ürünlerin fiyatlarının (yüzde 4,7 artış), ithal ettiğimiz ürünlerin fiyatlarından (yüzde 0,4 artış) çok daha hızlı artmasıdır. Özellikle küresel piyasalarda enerji ve ham madde fiyatlarının gerilemesi, Türkiye gibi bu ürünlerde dışa bağımlı bir ülke için büyük bir avantaj yarattı. TÜİK verilerine göre, Temmuz ayında yakıtların ithalat birim değeri bir önceki yıla göre yüzde 8,8, yakıt dışı ham maddelerin ithalat birim değeri ise yüzde 5,6 oranında geriledi. Yani, Türkiye enerji ve ham maddeye daha az döviz öderken, sattığı sanayi ve gıda ürünlerinden daha fazla döviz kazandı. Bu durum, hem döviz kurları üzerindeki baskıyı azaltma potansiyeli taşıyor hem de ülke ekonomisinin dış şoklara karşı daha dirençli hale gelmesine yardımcı oluyor. Bu olumlu seyrin önümüzdeki aylarda da devam edip etmeyeceği, küresel emtia fiyatlarının ve jeopolitik gelişmelerin seyrine bağlı olacak.