CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından her hafta çarşamba günleri İstanbul’un bir ilçesinde, her hafta sonu ise Türkiye’nin farklı illerinde düzenlenen "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin bu haftaki adresi İstanbul'un Sultanbeyli ilçesi oldu. İBB iddianamesinin açıklanmasının ardından düzenlenen ilk mitinge soğuk havaya rağmen mitinge on binlerce vatandaş katıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kalabalığa seslendi. İBB iddianamesinde yer alan gizli tanıklara ilişkin önemli açıklamalarda bulunan Özel "Birileri, yani gizli tanıklar, ilk başta 3 taneydi bunlar. Bunlar kimsenin bilmediği, yüzleri kapalı, adları gizli iftiracılardı.

Ekran Görüntüsü 2025 11 12 214526

Bunların sayısı şimdi 15'e çıkarmışlar. Bu 15 gizli tanık, söyledikleriyle iftiralar atıyor. Başsavcı diyordu ki, 'Kimseyi sadece tanık beyanıyla suçlamıyoruz, mutlaka kanıtını koyuyoruz'. Dün iddianame çıktı ve onlarca arkadaşımızın suçlamalarında gizli tanığın söyledikleri ya da iftiracıların söyledikleri var. Buradan bir çok üzerinde konuşacağımız bir bombayı ifade edeyim. İlk başlarda bir 'Çınar' vardı, her iftirayı o atardı. Sonra bu 'Çınar'la araları bozulmuş. Bu 'Çınar'ın söylediği sözler, verilen vaatler, attığı yalanlar birbiriyle örtüşmemiş.

Ekran Görüntüsü 2025 11 12 214904

Türk müziğinin efsanesinden kötü haber geldi
Türk müziğinin efsanesinden kötü haber geldi
İçeriği Görüntüle

Bu 'Çınar'ı 7'nci kata almamaya başlamışlar. Bu 'Çınar', 6'ncı katta intihara kalkışmış. Buradan bütün adliye muhabirlerinin bildiği intihara kalkışma olayındaki kişi 'Çınar'ın ta kendisidir. Şimdi o 'Çınar'ın aylar önce söylediği ifadeleri 'Çınar'dan almışlar 'İlke' diye yeni bir gizli tanığa söyletmişler. Yalan olduğu, kumpas olduğu buradan belli bir soruşturmada, gizli tanığın sekiz ay önce söylediklerini alıp 'İlke' denen gizli tanığa veriyorlar. Burası adaletin arandığı değil, bir kumpasın kurgulandığı iddianameye dönüşmüştür. Hepsinin farkındayız sonuna kadar da peşindeyiz." dedi.

Ekran Görüntüsü 2025 11 12 214904CHP'nin 19 Mart operasyonlarından sonra Şişli'den başlattığı "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" mitinglerinin 69’uncu adresi Sultanbeyli oldu. Mitingin yapılacağı Kent Meydanı polis barikatları ile kapatıldı. Miting alanına Türk Bayrağı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve CHP bayrakları asıldı.

Ekran Görüntüsü 2025 11 12 215040Dün tahliye olan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in de bir konuşma yaptığı mitingde Özel, "İlk kez bugün, mitingden saatler öncesinden başlayarak bu otobüsün üzerinde müzik çalmadı, çalmayacak. Çünkü bugün yüreğimiz dağlanıyor. Azerbaycan'ın Zafer Bayramı törenlerine katılan sonra yurda dönen kahraman askerlerimizi taşıyan askeri kargo uçağı Gürcistan-Azerbaycan sınırında düştü. 20 yiğit evladımızı, 20 iyi yetişmiş pırıl pırıl askerimizi, canımızı kaybettik. Onun için bugün burada şarkı yok, burada neşe yok, ben burada Sultanbeyli'den sizi ve televizyonlarının başında bizleri izleyen herkesi bir dakikalık saygı duruşuna ve ardından İstiklal Marşımızı hep birlikte okumaya davet ediyorum" ifadesini kullandı.

Özel'in sözlerinin ardından bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. İstiklal Marşı'nın ardından aynı zamanda imam olan CHP Arnavutköy İlçe Başkanı Tekin Aras, şehitler için dua okudu.

Saat 19.30’da Kent Meydanı'nda başlayan büyük buluşmada, on binlerce vatandaşa seslenen Özel’in konuşmasından öne çıkan ifadeler şöyle:

- Son zamanlarda çok kötü haberler aldık. Gebze'de çöken binada 4 vatandaşımızı kaybettik. Dilovası'nda yangında 3'ü çocuk 6 kadın işçimizi kaybettik. Diyarbakır'da iskele çökmesinden dolayı 4 işçimizi kaybettik. Hem onların hem iş kazalarında, iş cinayetlerinde, vatan savunmasında hayatlarını kaybedenlerin, tüm şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Bu memleket için görev yapan herkesi, polisimizi, askerimizi Allah korusun, böyle acıları bir daha yaşamayalım inşallah.

"Siz böyle durdukça zulmeden abad olamayacak"

Ekran Görüntüsü 2025 11 12 214654- Dün ilk kez bir güzel haber aldık ve dün bu saatlerde Silivri Cezaevi'nde olan seçildikten sonra 209 gün görev yapabilen ardından 377 gün hapiste yatan, dün bu saatte cezaevindeki hücresinde olan Ahmet Özer, özgürlüğüne kavuştu. Onun bir an önce görevine dönmesini beklerken, Silivri'de, İzmir'de, Antalya'da, Afyon'da, Gebze'de, Bolu'da hem partimizin belediye başkanları, belediye meclis üyeleri, bürokratları hem de Türkiye'nin tüm cezaevlerindeki siyasi tutsakların özgürlüklerine kavuşmasını ve hep birlikte onları bu otobüsün üstünde özgürlüklerini kutlayacağımız günleri bekliyoruz.

- Adalet ve Kalkınma Partisi'nin İstanbul'da en güçlü olduğu ilçelerden birindeyiz. Geçmişte gücümüzün çok düşük olduğu, güç kazandığımız ama arzu ettiğimiz noktada olmadığımız bir ilçedeyiz. Bugün Silivri'deydim. Dün devletin ajansının ve televizyonunun alet edildiği haysiyet suikastları duruyordu. Ama onların hiçbirisi başlarını öne eğmemişlerdi. Hepsi bir şeye bakıyordu. Bakalım bugün iddianameden sonra ilk miting ne olacak, Sultanbeyli nasıl olacak? Verdiğiniz destek için, bu tarihi duruşunuz için tüm arkadaşlarımız ve aileleri adına teşekkür ediyorum. Siz böyle durdukça zulmeden abad olamayacak. Biz kazanacağız, haklılar kazanacak, masumlar kazanacak, adalet kazanacak.

Ekran Görüntüsü 2025 11 12 215040"Adalet krizinin içindeyiz"

- Silivri'deki ve tüm cezaevlerindeki yiğitler, Sultanbeyli'nin bu sesini duyuyor, hücreleri bu sesle umut doluyor. Öyle bir adalet krizinin içindeyiz ki 19 Mart sivil darbesinden 237 gün sonra, neredeyse 8 ay sonra nihayet o iddianame yazıldı. Aylardır bekledik. Artık sabrımız kalmadı dedik. Yazın şu iddianameyi de hem iftiralarla hesaplaşalım hem kendimizi savunalım, hem de bu iddianamedeki haksızlıkları, yalanları yargılayalım dedik. Ekrem Başkan, bütün arkadaşlar, parti olarak biz, bütün aileler bekliyoruz ki cesaretiniz varsa yargılamaları canlı yayınlayın, millet haklıyı da görsün, iftiracıyı da görsün. Ben bunu söylediğimde Devlet Bahçeli de destek vermişti. Bunu bütün muhalefet partileri destekliyor. Adalet ve Kalkınma Partisi'nden ses çıkmıyor çünkü onlar yaptıkları kumpası biliyorlar, bu davanın hukuki değil siyasi olduğunu, Ekrem Başkan'ın önünü kesmek için olduğunu, CHP'yi iktidardan uzaklaştırmak için olduğunu biliyorlar. Değilse sayın Erdoğan hodri meydan. Canlı yayın istiyoruz, milletin önünde hesap vermek istiyoruz. İstifaya davet ettiğiniz kişi güya soruşturma gizli, 'Bir ahtapot var, kolları bütün Türkiye'ye uzanıyor' dedi. O gün o bunu dediğinde karşısına gerçek ahtapotu çıkarıp gösterdik. Kollarını gösterdik. O gün bugün ahtapot demedi ama iddianamede daha ilk sayfada ahtapot yazıyor, 4 kez yazıyor. Buradan soruyorum, ya bu iddianameyi yazan her zaman söylendiği gibi haftada bir gidip yürütmenin başına bilgi veriyor, emirlerini alıyor, ya da bu ülkeyi yöneten kişi bu yargılamayı yapanlara doğrudan talimat veriyor. Hangisi olursa olsun o ahtapotun kolları değil ama bu milletin adalet arayan iki eli yakanızdadır, bunu bilesiniz.

Ekran Görüntüsü 2025 11 12 214634"Bu kadar büyük kul hakkı yenmez"

- İddianamenin başında Ekrem Başkanı suçluyorlar. Zenginleşmek için yaptı diye. Ekrem Başkanın, siyasete gelene kadarki zenginliği belli, edindiği mal mülk belli, siyasetten sonraki kısmı belli. Arkadaşlarımız masumdur, iddianame bir iftiranamedir. Bırakın boş olmayı bomboştur. Buradan Sultanbeyli'den geçmişte son seçimde de en çok oyu AK Parti'ye veren Sultanbeyli'den Sultanbeyli'nin vicdanına, insafına sığınarak, şahitliğine başvurarak soruyorum. Var mısın Sayın Erdoğan. Çıkaralım Siyasi Ahlak Kanunu'nu bir günde. Tüm siyasetçilerin senin de benim de Ekrem Başkan'ın da siyaset öncesinden bugüne kadar kim zenginleşmiş, kimin varlığı artmış, kim haram yemiş, millet görsün, hodri meydan. Burada Özgür Özel'in alyansı var. Hani diyordun ya, 'Siyasete girerken bu vardı. Siyaseti ben bırakırken zenginleşmişsem bilin ki çalmışımdır'. Benim, Ekrem Başkan'ın bizim yüzükten geldiği noktada izah edemeyeceğimiz tek kuruşumuz yok. Ama sen o yüzüğün üstüne neler koydun be adam, neler koydun. Bunu anlat önce. Millete itibar suikastı yapmak kolay. İnsanların haysiyetiyle oynamak kolay. Ama bu kadar büyük kul hakkı yenilmez. Kendinden bildiğin işi başkasına kara diye çalma. Otur oturduğun yerde.

"15,5 milyon insan İmamoğlu'nu aday yaptı"

- Ekrem Başkan, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olmak istiyormuş, biz onu cumhurbaşkanı adayı yapmak istiyormuşuz. Bunu iddianameye suç gibi yazmışlar. Be adam, 23 Mart günü 15,5 milyon insan Ekrem İmamoğlu'nu aday yaptı, suçsa biz bu suçu 15,5 milyon kişi sokaklarda, meydanlarda, sandıklarda işledik. Seçim kazanmaya çalışıyormuşuz. Bugün Türkiye'de yapılan anketlerde en düşük oranla, yüzde 60'la millet iktidar değişsin istiyor, senin gitmeni istiyor, huzur istiyor, iş istiyor, aş istiyor. Seni değiştirmeye çalışmak suçsa, memleketin yüzde 60'ı ortaktır bu suça.

- Daha iddianame kabul edilmeden, yargılama olmadan, karar verilmeden, istinaf edilmeden, Yargıtay'da kesinleşmeden her gün hem de başsavcılık eliyle masumiyet karinesi zedeleniyor. Her gün Ekrem İmamoğlu suç örgütü deniyor. Dün de şemalar yayınlayıp milleti inandırmaya çalışıyorlar. Bu şemaları en son Ergenekon'da Balyoz'da yapıyorlardı. Kimseye suçu ispatlanmadan suçlu diyemezsiniz. Olmayan bir örgütü var diye gösteremezsiniz. Mahkeme yerine geçemez, karar kesinleşmeden kimseye suçlu muamelesi yapamazsınız. O örgüt dediklerinin faaliyetine başladığı tarihi yazmışlar, o tarihte yapılan şikayetle Büyükçekmece'de mahkeme görüldü. Geçen hafta Ekrem Başkan o iddiadan beraat etti. Dünkü iddianamede bu suç örgütünün başlangıcını o olaya dayandırmaya çalışıyorlar. İddianame dün çıktığı anda temel dayanağından, taşıyıcı kolonundan yoksun olarak çıkmıştır.

Ekran Görüntüsü 2025 11 12 214729"Burası adaletin arandığı değil, bir kumpasın kurgulandığı iddianameye dönüşmüştür"

- Basit bir şekilde iddianameyi özetleyecek olursak; iddia şudur: Birileri, yani gizli tanıklar, ilk başta 3 taneydi bunlar. Bunlar kimsenin bilmediği, yüzleri kapalı, adları gizli iftiracılardı. Bunların sayısı şimdi 15'e çıkarmışlar. Bu 15 gizli tanık, söyledikleriyle iftiralar atıyor. Başsavcı diyordu ki, 'Kimseyi sadece tanık beyanıyla suçlamıyoruz, mutlaka kanıtını koyuyoruz'. Dün iddianame çıktı ve onlarca arkadaşımızın suçlamalarında gizli tanığın söyledikleri ya da iftiracıların söyledikleri var. Buradan bir çok üzerinde konuşacağımız bir bombayı ifade edeyim. İlk başlarda bir 'Çınar' vardı, her iftirayı o atardı. Sonra bu 'Çınar'la araları bozulmuş. Bu 'Çınar'ın söylediği sözler, verilen vaatler, attığı yalanlar birbiriyle örtüşmemiş. Bu 'Çınar'ı 7'nci kata almamaya başlamışlar. Bu 'Çınar', 6'ncı katta intihara kalkışmış. Buradan bütün adliye muhabirlerinin bildiği intihara kalkışma olayındaki kişi 'Çınar'ın ta kendisidir. Şimdi o 'Çınar'ın aylar önce söylediği ifadeleri 'Çınar'dan almışlar 'İlke' diye yeni bir gizli tanığa söyletmişler. Yalan olduğu, kumpas olduğu buradan belli bir soruşturmada, gizli tanığın sekiz ay önce söylediklerini alıp 'İlke' denen gizli tanığa veriyorlar. Burası adaletin arandığı değil, bir kumpasın kurgulandığı iddianameye dönüşmüştür. Hepsinin farkındayız sonuna kadar da peşindeyiz.

- Biliyorsunuz her darbe döneminin yargılamalarında kendi eli ayağına dolaşır, kendi kendilerini rezil ederler. 12 Eylül öncesi ve sonrasındaki yargılamaları bilenler fıkralaşmış hikayeler bilirler. Dün akşam iddianame çıktı, iddianamede casusluk örgütünden bahsediyor. İngiliz istihbarat örgütü MI6 yazacağına 'İngiliz İstihbarat örgütü M 16' yazmış. Bu da 19 Mart darbecilerinin elinin ayağının karıştığı durumdur. Bir yerde bir suç varsa üstüne gidilmelidir. Suçun üstüne şöyle gidilir. Belediyelere müfettiş yollarsın denetler. Suçu bulur, delili arar, oradan suçluya gider, cezayı verir. Bugün yapılan iş suçtan suçluya gitmek değil, Tayyip Bey'in bildirdiği suçludan bir suç uydurmaktır. Suç uydurmak için delil bulmaktır. Delil bulamadığı için iftiracı yaratmaktır, gizli tanık yaratmaktır. Başsavcıya söylüyorum. Başta Kadriye Kasapoğlu, onlarca arkadaşımız sadece tanık beyanıyla içeridedir, onları derhal bırakmak boynunuzun borcudur.

3Dsjpg J19Cz E Yv Z0E Y A A9M6Eyg0 A

"Bütün yaz konuştunuz, bin 388 konser iddianamede nerede?"

- Biz yargılanmak için değil, yargılamak için iddianame istiyoruz dedik. 19 Mart gününün sabahında Başsavcılık 560 milyar TL yolsuzluk yapıldı demişti. 273 gün geçti, 560 TL'lik yolsuzluk ispat edemediler. Dün de 140 milyar TL demiş. Yurtdışından metro kredisi bulmuşuz da, metrolar bitmemiş de, demek ki bu paraları Ekrem mi yemiş. Bak, bak, bak kafaya bak. Bir kör kuruş ispat edebilen varsa çıkacak karşımıza. Buradan açıkça söylüyoruz, ilk günkü büyük yalan çökmüştür. Bir garaja girdiler, lüks arabaları çektiler, günlerce televizyonlarda oynattılar. MHP'nin milletvekillerinin arabası çıktı. Şimdi soruyorum, iddianamede nerede bin 200 cep telefonu, nerede İmamoğlu'nun lüks araç garajı, nerede? Bütün yaz dediniz ki 'Pandemide konserlere büyük paralar ödendi'. İddianame çıktı, bir tane konserden bahseden yok. Bütün yaz konuştunuz, bin 388 konser iddianamede nerede, nerede, nerede? Bitmedi.

"KİPTAŞ'taki 100 daireden bir tanesi bile yok iddianamede"

- KİPTAŞ'tan 100 tane daire, beşte biri fiyata yakın arkadaşlara ve kurultay delegelerine verildi. Dedim ki 'Yalan. Bir tane kurultay delegesi bulun, istifa ederim' dedim. İddianame çıktı, KİPTAŞ'taki 100 daireden bir tanesi bile yok iddianamede. Yandaş basın, sana soruyorum. Senin ahlakın nerede? Şimdi bunların yüzlercesini her hafta konuşacağız. Ama bir tanesini şahit huzurunda konuşayım. Ne dediler? Geldiler, kameraları bantladılar. Valizlerle para taşıdılar. Öyle mi? Gördünüz mü o yalanı? Valizlerle para taşıdılar. O valizi İstanbul İl Başkanı getirdi Özgür Çelik. Valizi ayağının dibine koydu. Açtı dedi ki 'Bunların içinde para yok, jammer vardı' dedi. Bütün Türkiye’ye gösterdi. Bakın iddianame çıktı, iddianame diyor ki 'Valizlerin içindeki jammerlar' diyor. 'Para var' diyorlardı, 'Jammer var' var dedik. İddianameye para yazamadılar, valiz yalanının içinden jammer çıktığını gizleyemediler. Şimdi de 'Jammer varmış' diye iddianameyi servis ettiler. Soruyorum, o paralar, o bavullar nerede? Yandaş basın, senin ahlakın nerede?

"Sen çık karşıma da bu yalancıları, bu sahtekarları savun bakalım"

- Murat Ongun’un 10 yaşındaki oğlunun karton kumbarasında para arayanlara ve genç kızının kulağındaki altın sandığı küpeye dedektör tutanlara, o küpeyi alıp zapta geçirmeye çalışanlara ve bunların üzerinden çoluğu, çocuğu ağlatanlara, eşleri yıldıranlara söylüyorum: Yaz boyunca attığınız yalanlar nerede? Sizin ahlakınız nerede? Tayyip Erdoğan diyor ki, 'Özgür Özel çıkmış şunu savunuyor, bunu savunuyor.' Ben 12 yaşındaki çocuğun, 14 yaşındaki gencin, gözü yaşlı annenin, sabahın altısında evi basılıp eşi yatak odasından gözaltına alınan eşlerin hakkını, hukukunu, arkadaşlarıma atılan iftiralar karşısında onların şerefini savunuyorum. Zevkle savunuyorum. Onurla savunuyorum. Gururla savunuyorum. Sen çık karşıma da bu yalancıları, bu sahtekarları savun bakalım. De ki 'Bu yalanları şöyle atmadılar, böyle atmadılar.'

- Her gece çıkıp televizyonda haysiyet cellatlığı yapanlara söylüyorum. Köşelerinden oturup arkadaşlarımıza iftira atanlara söylüyorum. Eğer kendinize güveniniz varsa mahkeme salonu orada. Ben orada olacağım, biz orada olacağız. Gelin iftiracılar. Sizin boyunuzun ölçüsünü orada alacağız. Kendine güvenen canlı yayını savunur. Kendine güvenen mahkeme salonuna gelir, karşımıza oturur. Gözümün içine bakar, bu iftiraları savunur. Buradan bütün İstanbul’a, bütün Türkiye’ye bilhassa gençlere sesleniyorum: 'istanbuliddianamesi.com' internet sitemizdir. Bu sitede atılan iftiralar ve cevapları vardır. Bu siteye girin, yalanı - gerçeği görün. Karşımızdakilerin ne kadar kötü niyetli, ne kadar gözü dönmüş, ne kadar korkak ve bizim bu konuda ne kadar haklı ve ne kadar cesur olduğumuzu görün. Hodri meydan. Ekrem Başkan ne hırsızdır, ne yolsuzdur, ne casustur, ne teröristtir, ne de birisi gibi diplomasızdır. Evelallah dört dörtlük bir Cumhurbaşkanı adayıdır.

Ekran Görüntüsü 2025 11 12 214600

"102 yıllık dev çınar ayakta duracaktır, düşmanların hepsi sefil olacaktır"

- Bu darbenin ve davanın savcısına vaktiyle eleştirilerde bulundum. Kızdırdı, kötü söz de söyledik. Ama ben kimseye beddua etmedim. Bu savcının yazdığı, başsavcının savunduğu bu iddianameyi görünce kendisine şöyle söylüyorum: Allah senden razı olsun. Ben buraya çıkıp da bu iddianamenin siyasi bir iddianame olduğunu asla ve asla bu kadar güzel anlatamazdım. Diyorsun ya ‘Bunların amacı Ekrem İmamoğlu’nu Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayı yapmak.’ Diyorsun ya ‘Bu sebepten dolayı bunların partisi kapanmalıdır.’ ‘Cumhuriyet Halk Partisi kapansın diye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçmelidir’ diyorsun ya. İşte sen kendi ağzınla bu davanın hukuki olmadığını, Ekrem Başkan’a ve diğer arkadaşlara söylenenlerin gerçeği yansıtmadığını, amacın siyasi olduğunu, talimatın Recep Tayyip Erdoğan’dan geldiğini itiraf ediyorsun. Bu parti, Tayyip Bey’in kurduğu parti gibi bir apartmanın dubleks çatı katında, bir rezidansta kurulmuş, bir avukat bürosunda kurulmuş bir parti değildir. Bu parti, milli mücadelenin partisidir. Bu parti, savaş meydanlarında kurulmuştur. Bu partinin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin birleşmesiyle oluşmuş Cumhuriyet Halk Fırkası’ndan, bu Cumhuriyet Halk Fırkası’nın mücadelesinden çok yılanlar oldu. Bizi sokmaya çalışan çok yılanlar da oldu. Bu mücadelede yılan oldu, yılmayan oldu. Gün geldi, Kenan Evren bu partiyi kapatmaya kalktı. Milletimizle birlikte yine açtık. 102 yıllık dev çınar ayakta duracaktır, düşmanların hepsi sefil olacaktır, beter olacaktır.

Ekran Görüntüsü 2025 11 12 214709"Recep Tayyip Erdoğan siyasette havlu atmıştır"

- Erdoğan’ın partisine kapatma davası açıldığında heyetler kurup, dünyayı gezip, anlatıp, ‘Türk demokrasi tarihine vurulmuş bir darbedir’ diyordu. Dünün mazlumu, dünün mağduru şimdi bugün gelmiş karşımıza bugünün zalimi olmuş. Parti kapatmak darbecilerin işi değil midir? Parti kapatmak senden korkanların işi değil midir? Demokratik siyaset yarışarak yapılacakken, yenemediğinin sırtını hakimlerle, savcılarla yere getirmeye çalışmak korkaklık değil midir? AK Partililere sesleniyorum: Artık Recep Tayyip Erdoğan siyasette havlu atmıştır. Kendi kadın kollarına, gençlik kollarına güvenini yitirmiştir. Yargı kollarıyla seçim kazanmaya çalışmaktadır. Bu milletin artık takdiri değil. Bu millete zorla kendini dayatmaktadır.

- Türkiye’deki bütün demokratlara sesleniyorum: Vakit parti kapatmalara karşı birlikte direnmek; vakit demokratik siyaseti birlikte savunmak; vakit siyasetin mertçe, dürüstçe ve serbestçe yapılmasını savunmaktır. Dün demokrasi ile gelenlerin bugün demokrasiden vazgeçmesi seçmeni de peşinden götürecekleri anlamına gelmez. Yarınları sizin demokrasiye inancınızla hep birlikte kurabiliriz. Darbecilerin arkasında durmayın. Darbecilerin karşısında, demokrasinin arkasında duralım. Biz hep birlikte Türkiye’yiz. Biz Türkiye İttifakı’yız. AK Parti‘ye mecbur değilsiniz. Bunlara katlanmak zorunda değilsiniz. Birlikte olacağız, güçlü olacağız, sabırlı olacağız, kararlı olacağız. Hep birlikte kurtulacağız. Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.

582798576 874366655116752 3421165464692283797 N

"Erdoğan kameraların karşısına geçip özür dilemeli"

- Sultanbeyli’den Erdoğan'a bir çağrım var. Yarın sabah kameraların karşısına geçmelisiniz. 237 gündür 'hırsız' deyip, 'yolsuz' deyip 'Belediyeleri soydular' deyip, 'casus' deyip hakkını yediklerinize, kul hakkına girdiklerinize, onların bu değerli ailelerine karşı bir özür borcunuz var. Buradan Erdoğan'a Türkiye siyaseti açısından bir dönüm noktası olabilecek bir çağrı yapıyorum. Eğer bu ailelerden özür dilerse, arkadaşlarımızdan özür dilerse, 'Bana da öyle söylediler, ama kanıt olmadığını gördüm. Bunların bir düzen olduğunu gördüm. Bundan benim sorumluluğum yok, beni de kandırdılar. Tanrım, milletim ve Rabbim beni affetsin' diyorsan, bir kez daha bu milletten özür dilersen, ben bundan sonra siyasi mücadeleyi seninle sandıkta yapmaya varım. 'Önümüzdeki baharda' diyorsan baharda, 'Yok iki ay sonra karda kışta' diyorsan, karda kışta. Sandığın gelmesine, aday olursan seninle yarışmaya, olamazsan seni emekli etmeye, aileyle, eşle çocukla uğraşmayacaksan zaten niyetimiz yok; senle, aileyle, eşle, çocukla uğraşmayacağız.

Ekran Görüntüsü 2025 11 12 214634

- AK Parti’nin kara düzeninde suç işleyenler elbette hesap verecekler. Yol yakınken yarın Ekrem Başkan’dan, arkadaşlarımızdan ve ailelerinden özür dilemek suretiyle bu AK Toroslar çetesinin arkasından çekilin, yeni bir Türkiye’ye uyanalım. Bu çetenin arkasından çekilmez, bu çeteyle bir bizi iktidara getirmemek için iftiraya devam ederseniz; bilin ki yılmayacağız, teslim olmayacağız, susmayacağız. Biliyorum ki biz bir kelime eksik söylersek, bu milleti susturacaksınız. Biz bir adım geri gidersek, bu millete 100 yıl geriye gidiş yaşatacaksınız. Biliyorum ki biz bir santim eğilirsek, siz bu millete diz çöktüreceksiniz. Ama biz diz çökmeye değil, geri adım atmaya değil, susmaya değil, teslim olmaya değil, mücadele etmeye kararlıyız. Biz mücadele edeceğiz ve bu kara düzeni değiştireceğiz. Erdoğan, yarın bu ailelerden özür dilerse, bu zulümden dönerse, bir sandık getirirse kolay yol oradadır, demokratik yol oradadır. Yoksa o sandığı bulana kadar, ucundan tutana kadar, bu iktidarı değiştirene kadar; sokak sokak, meydan meydan mücadeleye var mısınız? Var mısınız? Var mısınız? Biz korkmuyoruz, biz geri adım atmıyoruz.

Kaynak: AJANSLAR