Haber / Didar DEMİRCİ

2014 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın (YTB) bursuyla Türkiye’ye okumaya gelen Amena Azad, Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nden mezun oldu. Ardından İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde Yeni Medya İletişim ve Habercilik Bölümü’nde yüksek lisansa başladı. Gelecek hayallerini gerçekleştirmek için Türkiye’de eğitim hayatını sürdürürken bir anda ülkesinden acı haber geldi. ‘Taliban, Afganistan’da yönetimi ele geçirdi!’ Çocukluğundan bu yana Taliban hakkında, kötü şeyleri dinleyerek büyüyen Afgan Amena, bu haberle yıkıldı. Eğitim hayatının zirvesinde, elinde olmayan sebeplerle kendini karanlık bir dünyanın içinde buldu. Taliban yönetiminde olabilecekleri gören Amena, dünyaya seslendi.

HER ŞEY BOŞA GİTTİ

Taliban’ın yönetimi ele geçirmesiyle Afgan kadınlar için yeniden karanlık bir dönemin başladığını aktaran Amena, “2001’de Taliban rejimi düşmüştü. Bu olayla kadınlarımız hayata sıfırdan başladı. Her alanda çalışarak kendisini geliştiren kadınlarımız, 21 yılda çok ilerledi. Ama artık hepsi boşa gitti. Taliban, haklarımızı ve hayallerimizi çaldı. Bize yeniden belirsiz bir yaşam kaldı” dedi. Amena, Afgan kadınların bu kez daha güçlü olduğuna da dikkat çekerek, “Geçmişten daha güçlüyüz. Nerede olursak olalım, sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Öte yandan dünyaya seslenen Amena, “Susmayın!  Bize ses olun ve bizimle birlikte içine düştüğümüz durumu dünyaya duyurun. Yeniden hapis gibi evde oturmamıza izin vermeyin” çağrısında bulundu.

TALİBAN’A İNANMAYIN!

Taliban’ın söylemlerinde samimi olmadığını dile getiren Amena, “Taliban yönetiminin kadınlar hakkındaki söylemlerinin hiçbirine inanmıyorum. Çünkü biz, bir kadının Taliban yönetimindeki rolünü çok iyi biliyoruz. Onlar değişmedi ve değişeceklerini de düşünmüyorum. Şimdi sadece kendi hükümetinin, diğer ülkeler ve Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmesinin peşindeler! O nedenle, ‘kadınların haklarını şeriat kuralları çerçevesinde, uygun bir şekilde koruyacağız’ diyorlar. Onların ‘şeriat kuralları’ dediği, kızların ve erkeklerin aynı sınıfta karışık bir şekilde okumaması, bir kadın öğretmenin erkeklere ders verememesi ve tam tersi bir erkek öğretmenin kadınlara ders verememesi” sözlerini kaydetti.

Ayrıca, geçtiğimiz gün 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutladığımızı hatırlatan Amena, “Bence 1 Eylül Dünya Barış Günü, sadece sembolik bir gün ve hiçbir şey ifade etmiyor. Dünyada barışın sağlanmasına etkisi olduğunu da düşünmüyorum” dedi.

KABUL ETMEYİN

Taliban yönetiminin kabul edilmemesi gerektiğine ve Afgan kadınların bu yönde bir talebi olduğuna dikkat çeken Amena, “Onlar katil! Yıllardır hastaneleri, okulları, üniversiteleri, dershaneleri bombaladılar. Binlerce sivil insanı öldürdüler. Taliban’ın ve Taliban’a yardım edenlerin cezalandırılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı. Dünya’da konuşulanların dışında Afganistan’da daha fazlasının yaşandığını dile getiren Amena, “Durum çok vahim! Medya sadece Kabil’de neler olduğunu gösterebilir. Gece kadın aktivistleri, emniyet çalışanlarını, gazetecileri bilinmeyen bir yere götürüyorlar. Bu insanlar kaybediliyor. Her şey durdu! Sistem çalışmıyor. Ekonomi sıfır, herkes korkudan evinde duruyor ve artık insanlar açlıktan ölüyor. Afganistan’da olup bitenler gerçekten bizim seçimimiz değil. Biz aslında Büyük devletlerin politik oyunlarının kurbanıyız. Herkes kendi çıkarı için Afganistan’ı bir savaş alanı olarak kullandı” şeklinde konuştu.