
"Sıcaklık trendlerinde 1961 yılından 2010 yılına kadar incelediğimiz veri serisinde, özellikle 1981- 2010 döneminde kış mevsimi hariç bütün mevsimlerde anlamlı sıcaklık artışı olduğu gözükmekte. 100 yılın sonuna kadarki dönemde yaklaşık olarak 2 ile 5 derece arasında, özellikle yaz mevsimlerinde güney bölgelerde daha fazla olmak üzere sıcaklık artışı var. Yağışı incelediğimizde ise yağış tam bir artış ya da azalış trendi göstermemesine rağmen sıcaklık artışıyla beraber yağış desenlerinde değişiklikler var. Kar yağışından yağmura doğru bir kayış, sonbahar dönemindeki yağışlardaki ciddi azalış, sıcaklığa bağlı olarak erken kar erimeleri oluşması gibi. İlkbahar ile yaz mevsimlerinde kıyı bölgelerde oluşabilecek şiddetli yağışları görüyoruz. Yağış artışları, bize sıcaklık artışı ile beraber denizden gelen buharlaşma etkisiyle bunun kuvvetli yağışlara dönüşeceği ve bu yağışların bir günde olup, sonrasında 20 günlük kuraklık yaşayacağımızın ipuçlarını göstermekte. Buna yanlış şehirleşme neden oluyor."
'SEL EN ÇOK YAZ OLUYOR'
Son yıllarda yağış kaynaklı afetlerin arttığını belirten Mesut Demircan, "Türkiye'de meteorolojik afetleri incelediğimizde son yıllarda bu konuda büyük bir artış olduğunu görmekteyiz. Zaman zaman 500 yılda bir gözüken yağıştan dolayı bu tip seller oluyor dense de Ankara örneğinde gördüğümüz gibi son yıllarda ciddi anlamda şiddetli yağışlar oluşmakta. Bunların afete dönüşmesinin nedeni ise bizim şehirlerimizi düzgün şekilde planlamamamız" dedi.
Selin en çok sahil bölgelerini etkilediğini ifade eden Mesut Demircan, mevsimlik dağılıma bakıldığında sel afetlerinin yüzde 41'inin yaz aylarında, yüzde 18'inin ilkbaharda, yüzde 28'inin ise sonbaharda gerçekleştiğini anlattı. Sel felaketlerinin aylık dağılımında ise yüzde 21 ile haziran ayının başı çektiğini, mayıs ve ekim aylarında yüzde 11 olduğunu dile getirdi. Sel felaketlerinin en çok Rize, Balıkesir, İzmir, Antalya ve Marmaris'te yaşandığı aktarıldı.