Soruşturma kapsamında haklarında "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan dava açılan 1'i tutuklu 2 sanığın yargılanmasına İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.

Duruşmaya tutuklu sanık Ş.A, taraf avukatları ve müştekiler katıldı, tutuksuz sanık ise katılmadı.

Depremde yıkılan binada kızını yitirdiğini ifade eden tanıklardan H.Y, yıkılan apartmanın arsa maliklerinden biri olduğunu, arsayı müteahhitlik yapan tutuklu sanık Ş.A'ya kat karşılığı verdiklerini, bina tamamlandıktan sonra B bloğun temelinde su birikmeye başladığını belirtti.

Bu suyun yandaki bahçeden geldiğinin iddia edilmesine rağmen zeminden kaynaklandığını gördüklerini ifade eden H.Y, "Dipten, zeminden kaynaklanan bir durumdu. Yönetici pompa taktırmıştı. Biriktikçe tahliye ediyordu. Apartman teslim edildiğinden beri bodrum kata su dolma olayı vardı. B blokun temelinde su birikintisi olduğu gibi diğerlerinde de oluyordu. Ancak A blok yıkılmadı, Allah'ın takdiridir." dedi.

Tanık H.Y, taraf avukatlarının soruları üzerine, daha önceki depremlerde binada sıva çatlakları oluştuğunu, dükkan için kolon kesildiği söylemlerinin doğru olmadığını öne sürdü.

Tutuklu sanık Ş.A. ise çok sayıda inşaat yaptığını, hiçbirinde sorun olmadığını savunarak, yıkımın perde ve kolon kesilmesinden kaynaklandığını iddia ederek, "Yağcıoğlu apartmanının A bloğunda yıkılma olmadı, B bloktaki yıkılmanın tek sebebi 23 numaralı kolonun kesilmesidir ve bundan dolayı suç duyurusunda bulundum. B bloğun bodrum katındaki su birikmesi zeminden kaynaklanan bir birikme değil, yağmur ve bahçe sulamasından kaynaklıdır." şeklinde savunma yaptı.

Mahkeme heyeti, Ş.A'nın tutukluluk halinin devamına ve eksik belgelerin tamamlanmasının beklenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

İzmir'de 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde yıkılan Yağcıoğlu Apartmanı B Blok'ta 11 kişi hayatını kaybetmiş, 7 kişi yaralanmıştı.