Haber / Didar DEMİRCİ

Her geçen gün ücretliler ve alt gelir grubundakiler için Türkiye’de yaşamanın zorlaştığını dile getiren Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, Türkiye’deki gelir adaletsizliğine hazırladığı raporla dikkat çekti. Sarı, Türkiye’deki Gini katsayısının (Gini katsayıları, zengin ve yoksul arasındaki gelir veya refah bölünmesini ölçmek için kullanılan popüler bir yöntemdir) son bir yılda 0.395’ten 0.410’a yükseldiğini dile getirerek, “Gini rakamları Türkiye’de 2010’dan beri en yüksek düzeyini gördü. Böylece Türkiye, gelir eşitsizliğinde Avrupa birincisi oldu. Gini katsayısının düşmesi hükumetlerin izleyeceği sosyal politikalarla mümkün olur. Nitekim güçlü sosyal politikalar uygulayan Batı ve Kuzey Avrupa ülkelerinde Gini katsayısı oldukça düşüktür. Gini katsayısı en düşük olan üç ülke 0.228 ile Slovakya, 0.239 ile Slovenya ve 0.240 ile Çekya’dır. Avrupa Birliği’nin 27 ülkesinin Gini katsayısı ortalaması ise 0.302’dir” dedi.

BÜYÜME PAYI SERMAYENİN CEBİNDE

Gelir eşitsizliğindeki adaletsizliğin pandemiyle birlikte daha da arttığını söyleyen Sarı, “Kovid-19’un görülmesiyle küçülen ülke ekonomisi, salgının etkilerinin hafiflemesi ve ekonominin açılmasıyla TÜİK’e göre 2021 ikinci çeyreğinde yüzde 21.7 arttı. Baz etkisiyle çok yüksek görünen büyümeden alınan paylara bakıldığında eşitsizlik daha da çarpıcı hale geliyor. Büyümeden payı emekçiler değil, sermaye alıyor. Emekçilerin milli gelirden aldıkları pay 2020 ikinci çeyrekte yüzde 37 iken, 2021 ikinci çeyrekte yüzde 32.9’a geriledi. Sermayenin payı ise yüzde 45’ten yüzde 50’ye yükseldi” diye konuştu. Son olarak Kamu Toplu İş Sözleşmesi'nde imzalanan zam maddesine dikkat çeken Sarı, “Resmi enflasyona bağlı ücret artışları halihazırda düşük olan ücretleri yeterli ölçüde yükseltemedi. Oysa enflasyon düzeyinde yapılan ücret artışlarının yeterli olmadığı biliniyor. Enflasyona endekslenmiş, enflasyona hapsedilmiş ücret zammı yöntemleri (eşel-mobil gibi) emekçileri yoksullaştırıyor. Bu nedenle ücretler belirlenirken enflasyonun yanında büyüme ve verimlilik de esas alınmalıdır” sözlerini kaydetti. Çalışanların ve emeklilerin büyümeden pay alması gerektiğini söyleyen Sarı, “Aksi durumda ücret zamları işçileri korumaktan uzak olacaktır. Gelir dağılımı eşitsizliğinin giderilmesi, işsizliğin azaltılması ve çalışanlar ile emeklilerin yoksulluğunun önüne geçilmesi için çalışanların ve emeklilerin gelirlerini koruyacak önlemler hayata geçirilmelidir” diye konuştu.

İZMİRLİ SANAYİCİLERE ÇAĞRI

İzmir’deki iş insanlarına ve sanayicilere çağrıda bulunan Sarı, “Derinleşen yoksulluğa ve adaletsiz gelir dağılımına karşı yeni bir düzen kurulması için İzmirli iş insanlarına ve sanayicilere bir çağrım var. Derin yoksulluğun önlenebilmesi ve çarkların dönmesi için örgütlü ya da örgütsüz iş yerlerinde enflasyon altında ezilen işçileri, emekçileri, memurları rahatlatacak seyyanen bir zam talep ediyoruz. Bunun İzmir’den başlaması da tüm Türkiye’ye umut ışığı olacaktır” dedi.