Haber / Didar DEMİRCİ

İzmir Bornova Pınarbaşı Bölgesinde uzun yıllardır taş ocağı işleten Z.A. Madencilik, kazı sahasını 23.74 hektardan, 54.79 hektara çıkarmak için ÇED girişiminde bulundu. Söz konusu firmanın taş ocağı işletmesi için bulunan ruhsat süresinin dolduğunu iddia eden vatandaşlar, yıllardır rahatsız oldukları taş ocağının kapasite artırımı ve faaliyete devam etmek istemesine tepki gösterdi. Vatandaşlar, daha öncesindeki şikayetlerinde yetkililerin, firmanın ruhsat süresinin dolmasıyla bölgeyi terk edeceği sözünü verdiğini hatırlatarak, kandırıldıklarını söyledi.

Konuya ilişkin bölge halkı öncelikle sivil toplum kuruluşlarıyla görüştü. Ardından siyasi partilerin İzmir’deki il başkanlıklarıyla iletişime geçerek destek istedi. İlk olarak MHP İl yönetimi ile görüşen vatandaşlar, dün de CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ile görüştü. Görüşme hakkında gazetemize bilgi veren Pınarkent Geliştirme ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Birol Çulhaoğlu, “CHP İl Başkanı Deniz Yücel ile görüştük. Taleplerimizi ilettik. Konuyla ilgili olacağını söyledi. Ayrıca bizi TBMM Çevre Komisyonunda yer alan CHP’li Milletvekilleri ile iletişime geçireceğini ve konuyu takip edeceklerini söyledi” dedi. Ayrıca Çulhaoğlu, önümüzdeki günlerde AKP İl Başkanlığına konuya ilişkin ziyarette bulunacaklarını açıkladı.

10 yıldır mağdur ediliyoruz

Söz konusu kazı sahasındaki firmanın; Gürpınar, Kemalpaşa, Ümit, Yeşilçam ve Kavaklıdere Mahallelerine 540 metre mesafede olduğunu ve bu mahallelerde yaşayan vatandaşları 10 yıldır mağdur ettiğini dile getiren Çulhaoğlu, “Ocağın yakınlığından ve kod farkı olarak yüksekliğinden dolayı en ufak rüzgarda evlerimizin üzerine toz yağmakta; balkona çamaşır astığımızda çamurlu şekilde topluyoruz. Evimizin penceresini dahi açamamaktayız. Yağmur yağdığı zaman firmanın bölgedeki bitki örtüsünü yok etmesinden kaynaklı akan sular, Pınarbaşı sokaklarını felç ediyor. Taş ocağındaki dinamit, galeri patlamalarından dolayı gürültü ve titreşim ile Gürpınar mahallemizdeki özellikle Fırat Yılmaz İlkokulunun öğrencileri, deprem oluyor korkusuyla sınıf kapılarına koşmakta; öğrencilerin ve Pınarbaşılıların psikolojisini bozmaktadır. Bölgemizde bu taş ocağına 700 metre mesafede turizm ve rekreasyon alanı bulunmakta. Buradaki işletme sahipleri de ocağın oluşturduğu çevre kirliliğinden dolayı zor anlar yaşamaktadır. Ne kadar da mıcır ocağı kendine orman içinden yol açmışsa da bir çok ağır yüklü kamyonlar Pınarbaşı içinden çalışarak trafiği tehlikeye sokmakta, kazalar oluşmakta, gürültü kirliliği yaratmaktadırlar.  Mıcır ocağının üst kısmı yani Pınarbaşı yayla mevki dediğimiz alandaki zeytinliklerimiz, üzüm bağlarımız tozdan dolayı ya kurumuş ya da verimi düşmüş. Buradan geçimini sağlayan rençberler, çiftçiler sıkıntıya düşüyor. Oysaki zeytin alanına böyle bir işletmenin en az 3 bin metrede olması gerekmektedir” diye konuştu. Çulhaoğlu, öte yandan 2003 yılından itibaren Pınarbaşı sağlık ocağına kayıtlı, solunum hastası oranının artığını dile getirerek, “Bu hasta artışı İzmir İl Sağlık Müdürlüğünden teyit alınabilir. Bu mıcır ocağının çevreye yaydığı partiküller sonucu akciğer kanseri olan hastalar, Sosyal Güvenlik Kurumuna ağır yük getirdiği net bir gerçektir” dedi.

Çulhaoğlu, ÇED prosedürü gereği yapılan Halkın Katılım Toplantısının, yeri nedeniyle sorun yaşandığını açıklayarak, aynı toplantının yeniden yapılması için İzmir Valiliği Çevre Şehircilik Müdürlüğüne dilekçe verdiklerini söyledi.