Bugün 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü. Otizmin farkında ve yanında olduğunu söyleyenlerin fotoğraflı haberlerini, mesajlarını göreceğiz basında, sosyal medyada. Yetkililer yine otizm için neler yapacaklarını açıklayacak. Çocuklarımızı kreşlerinde okullarında, apartmanlarında, restoranlarda, kamusal alanlarda istemeyenler bile bugün otizmin farkındayız, onların yanındayız diyecekler. Oysa otizmli aileler olarak bu içi boş farkındalıktan bıktık ve de usandık.
Otizmin farkında olun…
Otizmde bilinen ve uygulanan en yaygın yöntem özel eğitimdir. Erken çocukluk döneminde haftada 40 saat olması gereken eğitim saatinin haftada sadece 2 saati devlet tarafından karşılanmaktadır. Bu yetersiz eğitim saati ülkemizdeki otizmli çocuklar ve ailelerinin karşısındaki ilk çıkmazdır. Ailenin maddi olanakları ölçüsünde bu 2 saatin üstüne çıkılabilmektedir.
Otizmli çocuklar için ülkemizde uygulanan haliyle özel eğitim sistemi de yeterli değildir. Çünkü ülkemizde bütünleşik bir eğitim uygulanmamaktadır. Duyu bütünleme ve spor aktivitesi gibi elzem, müzik gibi tamamlayıcı eğitimler, otizmin planlanmış eğitiminde mutlaka yer alması gereken unsurlardır.
Devlet tarafından düzenlenmeyen ve karşılanmayan bütün bu eksiklikler, aile tarafından tamamlanmaya çalışılmaktadır ve bu ne yazık ki ortalama gelire sahip bir aile için bile mümkün değildir. Otizmli bir çocuğun bu eğitimlerden eksik kalarak büyümesi nihayetinde yetişkin olması, kendi ayakları üzerinde durarak yaşamını idame ettiren bir birey olmasının önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Otizm konusunda yaşanan sorunlar, tamamen devletin konuya ilişkin yaklaşım eksikliğinden ve gerekli düzenlemeleri yapmamasından kaynaklanmaktadır. Otizm ailelerinin kurduğu STK’ların hazırladığı Otizm Eylem Planı’nın karşılıklı görüşme ve çalışmaların sonucunda 2016 yılında Resmi Gazete’de yayınlamasına karşın uygulamamıştır. Aileleri bu konuda yalnız bırakan planı uygulamaya geçirmeyen sistemdir.
Otizmin farkında olun…
Siz de otizmi yalnızlaştıran ve ayrıştıran bu sistemin parçası olmayın. Nasıl mı? Apartmanda üst katınızda oturan ailenin kapısına çok gürültü geliyor diye dayanmayın mesela. Çocuğumun başarısını aşağıya çeker diyerek çocuğunuzun sınıfında otizmli çocuk bulunduğunda ortalığı ayağa kaldırmayın mesela. Okul müdürüyseniz, otizmli çocuğunuzu okuluma kayıt edemem, onlar için başka okullar var demeyin mesela. Sınıf öğretmeniyseniz, ben o çocuğu sınıfımda istemem demeyin mesela. Sınıfınızdaki otizmli çocuğu bir kenara itmeyin mesela. Otizmli bir çocuğu olan anne babanın işvereni, iş arkadaşıysanız çocukla ilgili işten uzak olması gereken zamanlar için bedel ödetmeyin mesela. Toplu taşım sürücüsü iseniz ya da restoran işletiyorsanız, müşteriler rahatsız oluyor çocuğunuzu çıkarın buradan demeyin mesela. Yolda, parkta, AVM’de gözünüzü dikip bakmayın, acıma duygularınızı iletmeyin mesela.
Bunun yerine…
Üst katınızda oturan ailenin kapısını çalın, çocukla ve ailesiyle iletişim kurun. Çocuğunuzun sınıfındaki otizmli çocuk varsa, otizmin özelliklerini öğrenin, kendinizi ve çocuğunuzu bu konuda eğitin, geliştirin. Okul müdürüyseniz veya öğretmenseniz otizmli çocuğu dışlamayın, aynı şekilde kendinizi, öğrencilerinizi eğitin ve geliştirin. Çalışanınız veya iş arkadaşınız otizmli bir çocuğa sahipse elinizden gelen desteği esirgemeyin. Ailenin eğitim masraflarını karşılamak için gelire ihtiyacı var çalışması gerekiyor ama aynı zamanda çocukla ve programıyla ilgilenebilmek için zamana ihtiyacı var. Bu zamanı hediye edin onlara.
Bir farkındalık gününü daha bitirirken beklentimiz net. Otizmli bireylerin hizmetlerden diğer bireylerle eşit olarak yararlanmasını sağlamak ve bağımsız biçimde toplumsal yaşamın her alanına katılımlarını kolaylaştırmak amacıyla hazırlanan ve 2016’dan bu yana uygulanmasını beklediğimiz Otizm Eylem Planı’nda yer alan unsurların hayata geçirilmesi. Hem de hemen, şimdi!
Zaman hızla geçiyor, geçen her dakika çocuklarımızın hayatından çalıyor.
Son söz: Otizmi fark etmek yetmez, otizmliyi hayatın içine al.