Hazırlayan/ Serdar ÇELENK

Şimdi gelelim her zamanki konumuz turizme. Bir memleketimin kadim değerlerine bakıyorum, bir de yaptığımız turizme. Telaşlı, el yordamı ile, acemice, hoyratça yapılan turizme. Günah bu ülkeye, günah kadim kültürümüze. Para kazanma hırsı bu kadar mı gözlerini kör eder insanın.

Oysa gözlerimizi kör eden para hırsını bir kenara koyduğumuzda, ne güzellikler göreceğiz, onlarla iç içe yaşamaktan ne kadar mutlu olacağız. Hem de daha çok para kazanacağız. Bilemiyor, insanımız paranın veya tüketimin kölesi olmuş.

Tahtacı Köyü

İşte o güzelliklerden biri de, yanıbaşımızda diyebileceğimiz, Milas’a 15 km. uzaklıktaki Çomakdağı - Kızılağaç köyü. Bafa Gölü tarafında bir Kızılağaç köyü daha var, onunla karışmasın diye Çomakdağı - Kızılağaç köyü denmiş.

Köyün tarihi yaklaşık 500 yıl. Toroslar’dan kopup gelen Tahtacı Türkmenler bir süre göçebe hayatı yaşadıktan sonra buraya yerleşmişler. Farklı olan kültürlerini, örf ve adetlerini yüzyıllardır sürdürüyorlar. Başparmak (Latmos) Dağı'nın eteklerinde, doğanın koynunda özel ve güzel bir yaşam sürdürüyorlar.

Bölgeye yerleşen göçerler Karakeçili, Sarıkeçeli, Çayanlar, Mican, Aydın, Avşar ve Tahtacı Yörükleri köklerinden geliyorlar. Tahtacılar Alevidir, hayvancılık ve ağaç işleri ile uğraşan Türkmenler'dir. Osmanlı döneminde yasaklanan Cem ayinleri için dağların tepelerinde buluşurlarmış. Yatırlarını, mezarlarını da dağlara serpiştirmişler.

Çomakdağı köyü doğası, mimarisi ve insanları ile de çok ilginç bir köy. Biraz turizmden de nasiplenen köylü, arıcılık, ipek böceği, ipek dokumacılığı, hayvancılık, zeytin, zeytinyağı ve kadınların yaptıkları kendi el işleriyle kazanç sağlıyor.

Süslü Giysiler

Bana göre en ilginç yönleri gelenek-göreneklerine bağlılıkları, giysileri ve köyün taş evleri. Kadınlar günlük hayatta da çok değişik giysiler giyiyor ve takılar takıyor. Başlarına desenli pazen türü kumaştan yapılan, üstten büzülerek takılan ve adına "taka" denilen bir örtü bağlıyorlar.

Başlığın altına gelen ön kısmına sık bir şekilde 30 tane altın diziliyor. Takanın iki ucundan tutturularak çene altından geçirilen ince bez bandın üzeri boncuk işlemeli ve “sakındırak” adı veriliyor. Bu tür baş bezemeye yörede "Tura" deniliyor. Yeni evlenen kadınlarda bu başlık biraz daha farklı oluyor.

Esas bomba başlığa takılan çiçekler. Başın tamamını örten, “Çemperi" denilen ipek bir örtü ile kapatılıyor. Başlara her türlü bezemeden sonra, başın muhtelif yerlerine mevsim çiçekleri fesleğen, mor-sarı çiçekler ile zeytin dalı gibi bitkiler takılıyor. Bu da muhteşem bir görüntü oluşturuyor.

Kadınlar içlerine ipek-iplik karışımından dokunan yakasız bir gömlek giyiyorlar. Bu gömleğin kol yenleri iğne oyalı. Üstüne üç etek türünde bir üstlük giyiliyor. Buna "üç beş entari" adı veriliyor. Çoğunlukla lacivert-bordo düz kadife kumaştan dikilen göğüslükler ön kısım kapalı olacak şekilde arkadan bağlanıyor.

Tarihi Evler

Çomakdağı evlerinin taş işçiliğinden oluşan mimari tarzı ilgi çekiyor. Geleneksel binalarda, yörede bulunan taşlar kullanılıyor. Her odada bir ocak, dolap içi banyo, ki buna yunmalık deniyor, yorgan ve yatakların konulduğu yine kapaklı dolap, tencere ve tabakların konulduğu duvarda asılı tahta çanaklık bulunuyor.

Hangi taş ustası taşevi yaptıysa kendi imzasını evin bir köşesine atmış. Bir bacayı eğik görüyorsunuz, farkediyorsunuz ki yapan usta kayanın yapısına uymuş, onu bir kalıba sokmak için zorlamamış. Köyde taşustalığı hala devam ediyor.

Koruma altında bulunan 75 tane evin korunup korunamadığı biraz sıkıntılı bir durum. Taş cephenin üzerine yapılan sıva ile özelliğini gizleme, bakımsızlıktan yıkılması veya parasızlıktan onarılamaması büyük bir sorun. Bu mimari değerler göz göre göre yitip gidiyor.

Eğitimli Köy

Öncelikle köyde okuma yazma bilmeyen yok. Bunun yanında çocuklarını okutmak konusunda Çomakdağı-Kızılağaç köylüleri adeta bir yarış içinde. Tıp ve mühendislik okuyanlar çoğunlukta. Gençlerin tamamı en az liseyi bitirmiş.

Milas’ın pek çok köyünde olduğu gibi köy halkı yaz aylarında Bodrum ve çevresinde otellerde çalışıyorlar. Kadınlar çoğunlukla kat hizmetlerinde, gençler de diğer departmanlarda. Turizm sezonu bitince zeytin hasadı başlıyor. Çomakdağı-Kızılağaç köylüleri ancak kış aylarında biraz nefes alacak zaman bulabiliyorlar.

Çomakdağı köyü nefis bir coğrafya içinde bulunuyor. Çevrede yürüyüş ile keşfedilecek pek çok doğal güzellik de bulunuyor. Heraklia Antik Kenti'nde, yani Bafa Gölü kıyısındaki Kapıkırı köyünde biten Karya yürüyüş yolu da bu köyden geçiyor.

Önceki yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteklediği ve pilot köy olarak Çomakdağı-Kızılağaç'da "Geleneksel Giysili Bebek Projesi" ile kadınlar kendilerine yeni bir uğraşı alanı buldular. Güzel giysilerden oluşan geleneklerini bez bebeklere yansıttılar. Bebekler yurt içi ve dışında çok sayıda fuarda tanıtılıyor ve köye gelen yerli ve yabancı turistler, bez bebeklere ilgi göstererek satın alıyorlar.

Dört Gün Dört Gece Düğün

Çomakdağı-Kazılağaç Köyü’nün düğünleri de pek meşhur. Dört gün, dört gece süren düğünler günümüze kadar yüzyıllarca korunan Türkmen geleneklerini sergiliyor.

“Okuntu” denilen havlu, gömlek, mendil, şapka, ayakkabı gibi hediyeler göndererek, dost ve akrabaları düğüne davet ediyorlar öncelikle. Damat evine asılan bayrak gidilecek adresi gösteriyor. İlk gün misafirlere dibekte buğday dövülerek keşkek hazırlanıyor, erkekler zeybek oyunları oynuyor. Akşam gelin evine nişan bohçası getirilip, altın takılıyor.

İkinci gün gelinin köyde gezdirildiği hamam gezmesi, gelin evinde kına gecesi yapılırken, damat evi ise oğlan dolandırması ile eğleniyor. Üçüncü gün şeker paralama sonrasında damat ve yakınları bayrakla gelin evine giderek davul zurna eşliğinde aldıkları gelini at üzerinde köyde dolaştırıp damat evine getiriyor.

Eve girerken kapı eşiğine yağ ve bal sürülüyor, düğüne gelenler de zeybek oyunları oynayarak eğleniyor. Dördüncü gün duvak eğlencesi ile gelinin akrabalarına hediyeler verilip, damat evinde yenilen yemek ve eğlence ile düğün sona eriyor.

Milas’a Gelmişken

Hazır Milas’a gelmişken mutlaka çevredeki tarihi değerleri de ziyaret edin, görün. Bafa Gölü'nün Latmos-Beşparmak dağı yamacında, gölün hemen kıyısında Kapıkırı köyü var. Bu köy tamamen Heraklia Antik Kenti'nin üzerinde kurulmuş. Tapınağın üzerine restoran, agoranın üzerine de köy okulu yapılmış zamanında. Gerek çok ilginç jeolojik kaya formasyonları ile, gerekse Karya’nın ilk başkenti olan Heraklia Antik Kenti ile mutlaka görülmesi gereken bir yer.

Milas’a varmadan önce, hemen yol kıyısında bulunan Euromos Antik Kenti kalıntıları da görülmeye değer. Milas’a girmeden önce sağ tarafa sapan bir yol bizi Hekatomnos Anıt Mezarı ve Kutsal Alanı’na götürecek. Adına karısı 1. Artemisya tarafından dünyanın 7 harikasından biri olan Mauseleum mezar anıtı yaptırılan Mauzolos’un babası için burada yapılmış bir mezar anıtı.

Milas’ın içinde de şehir surları, çift taraflı balta kabartması, Arkeoloji Müzesi ve Gümüşkesen Mezar Anıtı görülebilir.

Nasıl Gideceğiz?

İzmir’den Bodrum’a giderken içinden geçtiğiniz Milas, köye en yakın ilçe. Milas’a 15 km. uzaklıktaki Çomakdağı köyü Beşparmak dağlarının yamacında bulunuyor. Milas'ın içinden ayrılan bir yolla kolaylıkla köye ulaşabiliyorsunuz.