Brezilya Donanması’na ait olan ve bünyesinde 600 ton asbest barındırdığı iddia edilen “NAe São Paulo” isimli uçak gemisinin sökülmek üzere, geçen yıl Haziran ayında İzmir Aliağa’ya gönderileceği açıklanmış ve bu kamuoyunda büyük tepkiye yol açmıştı. TBMM Çevre Komisyonu CHP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, konuyu o dönem Meclis gündemine taşımış; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sorular yöneltmişti. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, “Bahse konu gemi ile ilgili gemi sökümcüsü/acentesi tarafından Bakanlığımıza yapılmış herhangi bir izin talebi bulunmamaktadır” yanıtını vermişti. Ancak geminin, Aliağa’ya gelmesiyle ilgili sürecin başladığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın geminin sökülmek üzere Aliağa’ya getirilmesi yönündeki başvuruya, itirazının olmadığına dair görüş verdiği ortaya çıktı. CHP’li Murat Bakan, başvurunun detaylarını ilgili Bakanlıklara soracağını belirterek, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na verdiği izni geri çekmesi için çağrı yaptı ve “O gemiyi İzmir’de de ülkemizde de istemiyoruz. Bunun için var gücümüzle mücadele edeceğiz” dedi.

 

Bakanlık, sorumluluk almadığını ve almayacağını belgelemiş

CHP’li Murat Bakan konuya dair şu açıklamayı yaptı: “Geminin geçen yıl Haziran ayında Aliağa’ya geleceği duyurulmuştu, Ulaştırma Bakanlığı önergemize verdiği yanıtta, gemi sökümcüsünün izin talebinde bulunulmadığını açıklamıştı. Şimdi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bir yazısı kamuoyuna yansıdı. Anladığımız kadarıyla başvuru yapılmış, Çevre Bakanlığı da görüş vermiş ve zaten hukuken öyle olması gereken şeyler ‘şart’ olarak sıralanıp bu ‘şartlarla’ itirazı olmadığını belirtmiş. Yani Bakanlık, sorumluluk almadığını ve almayacağını belgelemiş. Biz bunu böyle yorumluyoruz. Tüm denetim mekanizmalarının felce uğratıldığı bu sistemde, hukuk tanımazlığın ve yaptırımsızlığın karşısında hiçkimse sorumluluk alma ihtiyacı hissetmiyor. Birileri istiyor, birileri yapıyor. Çıkabilecek herhangi küçük bir pürüzde ya da büyük bir felakette ne bu işten rant sağlayanlara ne de izin verenlere bir şey oluyor. Her şey kitabına uyduruluyor olan alın teri ile evine ekmek götürmeye çalışan emekçinin sağlığına oluyor. Biz, ülkemizin doğasını katletmek ve halk sağlığını hiçe saymak pahasına birilerine kaynak yaratan bu sistemi de bu denetimsizliği de ifşa etmeye devam edeceğiz.

 

Çevre Bakanlığı’na verdiği bu ‘temkinli’ izni geri çekmesi için çağrı

Geminin sökümü için yapılan başvuru ve detaylarını hemen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na soracak, asbest içeren gemilerin söküm işlemlerinin yapıldığı işletmelerde çalışan işçilerin çalışma koşulları, asbeste maruz kalınması sonucunda oluşan meslek hastalıkları ve halk sağlığı kapsamındaki sorularımızı yanıtsız bırakan Sağlık Bakanı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na sorularımızı tekrar yönelteceğiz. Çevre Bakanı’nın en son önergeme verdiği yanıttaki verilere göre; 2016-2020 yıllarında, yani 5 yılda Türkiye’de 714 gemi sökümü yapıldı, 74 bin 226 ton tehlikeli atık ve toplam 241 bin 970 kg asbestin bertaraf edildi. Bu geminin bünyesinde 600 ton asbest olduğu iddia ediliyor. Yani Türkiye’nin 5 yılda bertaraf ettiği asbestin 2 katı sadece bu gemide olduğu söyleniyor. Çevre Bakanlığı’na verdiği bu ‘temkinli’ izni geri çekmesi için çağrı yapıyoruz. O gemiyi İzmir’de de ülkemizde de istemiyoruz. Bunun için var gücümüzle mücadele edeceğiz.”