CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Aydın programının 2'nci gününde şoför, nakliyeci, servisçi, taksici ve minibüsçü esnafıyla bir araya geldi. Efeler Şehir İçi Özel Halk Kooperatifi'nde sabah saatlerinde gerçekleştirilen toplantıya CHP'li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, Aydın Şoförler Odası Başkanı Semih Özmeriç, Kooperatif Başkanı Okan Yalçın ve çok sayıda kooperatif üyesi katıldı. Toplantıda şoför esnafının sorunlarını dinleyip sorularını yanıtlayan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, petrol fiyatlarının artışına dikkat çekerek, "Bunlar sadece Aydın'ın sorunu değil. Dertleriniz ortak. İktidarlar durup dururken zam yapmaz. Nedenleri var. Dünyada petrol fiyatı arttı. Dünyada yüzde 6-7 artıyor, bizde yüzde 300 artıyor. Vergilere ihtiyaç var. O kadar büyük taahhütlerin altına girdiler ki bunlara para ödemek zorundalar. Dolar endeksli paralar. Dünyanın parasını ödeyecekler, söz vermişler. Parayı nereden bulacaklar? Her akaryakıt istasyonu bir vergi dairesidir, bunu unutmayın. Üstelik müteahhit Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, işin ve ihalenin yapıldığı yer Türkiye. Niye Türk lirası değil, Amerikan doları? Bu sorunun cevabını bilmelisiniz. Eğer soyuluyorsanız soygun düzenini bitirmeniz lazım. Alın teriyle geçinen herkese benim sözüm var. Bu 5'li çeteden bu devleti kurtaracağım" dedi.

'BEDAVA YAPIYORSAN, PARASINI VERECEKSİN'

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşimizi garantiye alalım diye sözleşmelerde yurt dışındaki mahkemeleri göstermişler. Vicdan sahibi hiçbir hakim, bir vatandaşın soyulmasına 'evet' demez. 65 yaş üstünde vatandaş, sosyal devlet gereği toplu taşımaya bedava biniyor. Bedava yapıyorsan, parasını vereceksin. 65 yaşın yükünü şoförün sırtına yüklüyorsun. Zaten zamları yapmışsın, perişan etmişsin bir de 'vatandaşı ücretsiz taşıyacaksın' diyor. İyi bir avukat tutarsanız davaların hepsini kazanırsınız. Bedava taşıma yoktur. Anayasada yasaktır. Yolcu sayısı bellidir. Ne kadarı bedava bindiyse devlet ödemek zorunda."

'MEMLEKET AÇLIKTAN ÖLÜR'

Şoför esnafına 1 hafta kontak kapatmaları halinde neler yaşanabileceğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Aslında siz 1 hafta bunu yapsanız memleket açlıktan ölür. Yolcuyu, yiyeceği, mazotu, petrolü taşıyan sizsiniz. Ekonomik hareketliliğin kalbi sizin elinizde. Gücünüzün farkındayım. İlle de bunu yapmayın, demokrasilerde iş sandıktadır. Büyük sıkıntılarınız var. Biraz daha sabredeceksiniz. Sandıkta ders vereceksiniz. Çocuğunuzun hakkı için, memleketin huzuru için elinizi vicdanına koyacaksınız. Güzel bir ders vereceksiniz. Toplumun haksızlık yapan bir iktidara ders vermesi lazım" dedi.

'YOKSULLUK KADERİMİZ DEĞİL'

Şehirlerarası taşımacılıkta yapacakları düzenlemeleri anlatan Kılıçdaroğlu, "Yollardan, köprülerden geçişi, bunların tamamını devletleştireceğiz. Destek verirseniz öyle dolar bazında olmayacak. Tamamını kamulaştıracağız. Şoförler para ödüyor bu maliyetler nasıl düşecek? Eriyen Türk lirası karşısında fiyat farkı ödüyorsunuz. Bu farklar zam olarak vatandaşa yansıyor. Siz bedava çalışmak zorunda değilsiniz ki, böyle imkanınız yok. Sesinizi bu kardeşiniz duyuyor. Mersin'de Türkiye'deki tüm şoförlerle bir toplantı yaptık. Nasıl bu dertlerden kurtulacaklarını anlattım. Her önüne gelen kamyon alıp şoförlük yapıyor. Plakanın sınırlanması lazım. Plaka sizin garantinizdir. Sizin plakalarınızın değeri olmalı. Her önüne gelen bu işi yapamaz. İhtiyaç belirlenmeli. Bundan sonra araçları yenileyemezsiniz. Otobüs olmuş 6 milyon lira. Hepsinin fiyatları uçmuş. Küçük karlarla hayata tutunmaya çalışıyorsunuz. Hayatın başka cephesi var. Yarın 'bizim kamyon yaşlandı, yenileyeceğiz' dediğinizde başka bir gerçekle karşılaşacaksınız. Fiyatların patladığını göreceksiniz. Demokratik yollarla saray yönetimini göndereceğiz. İstedikleri kadar bağırsınlar. Bizi tahrik ediyorlar. Polis üstümüze saldırsın bekleyeceğiz. Sandık gelecek bu otoriter yönetimi göndereceğiz. Size sözüm sarayda oturan vatandaşı emekli edeceğim. Milletin kanını emdiniz. Bu milletin gülmeye ihtiyacı yok mu? Alın terinin karşılığını almaya hakkı yok mu? Yoksulluk bizim kaderimiz değil" açıklamalarında bulundu.

'UMUTSUZ OLMAYIN'

Aydınlıların tarihteki öneminden de bahseden Kılıçdaroğlu, "Bu devletin nasıl kurulduğunu en iyi siz bilirsiniz. Aydınlılar Kurtuluş Savaşı'nın göbeğindeydi. Nasıl oluyor da o fakir cumhuriyet el avuç açmadan fabrikalar kurdu? Şimdi her şeyimiz var ama birileri alıyor her şeyimizi. Hep beraber 5'li çeteye çalışıyoruz. Sizin yazınız, kışınız yok, tatiliniz yok, devlete vergi veriyorsunuz. Alın terini döken cefa, öbürleri sefa çekiyor. Bu işi tersine çevirmek zorundayız. Sandığa gidip oyunuzu kullanacaksınız. Gerisini merak etmeyin. Bu memlekette hiç umutsuz olmayın" dedi.

GİRDİLERDEKİ ARTIŞA DİKKAT ÇEKTİ

Aydın Şoförler Odası Başkanı Semih Özmeriç ise toplantıda yaptığı konuşmada, Aydın'da Ulaşım Koordinasyon Merkezi'nde (UKOME) alınan kararlarla sorunsuz taşımacılık için çalıştıklarını ifade etti. Son 1 yılda girdi fiyatlarının yüzde 300 arttığını söyleyen Özmeriç, "Girdilerimizin artması nedeniyle hizmet edemeyecek duruma geldik. Aydın'ın tarım kenti olması nedeniyle üyelerimiz oradan kazandıklarıyla yaşamlarını sürdürüyor. Herkesin sorunları var. Ulaşım esnafı zamlara yetişemiyor. Akaryakıtı karşılayamaz durumdayız. Ulaşım politikası yeniden belirlenmeli. Müşteri sıkıntısı yok ama zarar ediyoruz. Trafik kazaları da ne yazık ki gündemden düşmüyor" diye konuştu.

YENİ ÜYELERE ROZETLERİNİ TAKTI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şoför esnafıyla gerçekleştirdiği toplantının ardından Şükran Güngör Yıldız Kenter Kültür Merkezi'nde düzenlenen, partiye toplu üye katılım törenine katıldı. Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada, "Hepimizin sorumluluğu var. Benimki biraz daha fazla. Çünkü ben bir siyasi partinin genel başkanıyım ve Türkiye'nin sorunlarını çözmeye talibim. Yeni katılan arkadaşlara ifade etmek isterim; CHP'ye üye olmak zor bir görevdir. CHP'li olmak demek, kul hakkı yememektir. Adalet demektir, hukuk demektir. CHP'li olmak sadece CHP'li mağdurların hakkına sahip çıkan değil, herkesin hakkını savunan parti demektir. CHP'li olmak demek, herkesin kimliğine saygı duymak demektir. Çünkü kimse kendi kimliğini seçme hakkına sahip değildir. Anne-babamızı seçme hakkımız yoktur. Herkesin inancına saygılı olacağız. Din ve vicdan özgürlüğünün temel nedeni budur. CHP'li olmak demek, herkesin yaşam tarzına saygı duymak demektir. Nasıl belediye başkanlarımız harcadıkları her kuruşun hesabını millete veriyorlarsa, biz de iktidar olduğumuzda 85 milyon insanın ödediği verginin hesabını vereceğiz. Biz bu amaçlarla yola çıktık. CHP'li olmak demek, adaleti her yerde savunmak demektir. Adaleti sağlamazsanız, devleti ayakta tutamazsınız. Adaleti ayağa kaldıramazsanız, toplumda çürüme başlar. Devleti bir anlamda kurumsal olarak ayakta tutan, bürokraside liyakatı sağlamak demektir, işi ehline vermek demektir. İşi ehline vermezseniz devlette çürüme başlar. CHP'li olmak demek, insan haklarına, herkese saygı duymak demektir. Bizim dışımızdaki bütün canlıların hakkını korumak demektir. Kainat adalet üzerine inşa edilmişse bütün adaleti sağlamalıyız. CHP'li olmak demek, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye'yi inşa etme rüyası görmek demektir. Bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Doğusu, batısı neresi olursa olsun yaşayan herkesin huzur içinde yaşamasını isteriz. Bize oy verir ya da vermez, ona hizmet götürmek bizim görevimizdir" dedi.

Yerel yönetimlerde görev yapan belediye başkanlarına 7 maddeden oluşan talimat verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bu maddelerden biri belediye başkanı olarak seçildiğinizde, yoksul mahallelerden başlayarak hizmet götüreceksiniz. Bol miktarda kreş açacaksınız. Çocuk orada sosyalleşecek, arkadaşlarıyla oyun oynamayı öğrenecek. Anne, akşam evladını huzur içinde alıp eve götürecek. Kadın 'ben de çalışabilirim' diyecek" ifadelerini kullandı.

'KOMŞULARIMIZLA HUZUR İÇİNDE YAŞAYACAĞIZ'

Millet ittifakı olarak Türkiye'nin kaderini değiştirmek istediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, "Bir yüz yılı devirdik. 2023'e giderken cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak istiyoruz. Bu amaçlarla yola çıktık. Bunları gerçekleştireceğiz. Bugünkü durum parti olayı olmaktan çıkmıştır. Biz Türkiye'yi ayağa kaldırmak zorundayız. Bugüne kadar hiçbir devlet başkanı para dilenmek için yurt dışına gitmedi. Bu duruma Türkiye Cumhuriyeti Devleti hiç düşmedi. Devleti kurduğumuzda Osmanlı'nın borcu ödendi ama yumurta satarak şeker fabrikaları kurduk. Çimento fabrikaları kurduk, kapitülasyonlar kaldırıldı, kabotaj ilan edildi. Batı'nın Türkiye üzerindeki emelleri sonlandırıldı. Küçük bir köyken Kırıkkale'de entegre savunma sanayi oluşturuldu. Demir çelik fabrikaları öyle yapıldı. Kimseye el avuç açılmadı. Şimdi el avuç açıyoruz. Türkiye'yi buradan çıkaracağız. Bölgesinde saygınlığı olan bir ülke inşa edeceğiz. Bütün komşularımızla da huzur içinde yaşayacağız. Bir sözüm var; eğer ittifak iktidar olursa Suriyeli kardeşlerimizi kendi iradeleriyle ülkelerine göndereceğiz. Irkçılık yapmadan, yollarını, okullarını, kreşlerini, köprülerini yaptıktan sonra göndereceğiz. Avrupa Birliği fonlarıyla bizim müteahhitlerimiz yapacak. Gaziantepli iş adamları fabrikalar kuracak. Türkiye'nin dokusunu değiştirmeden kendi ülkelerinde huzur içinde yaşayacaklar. Onların altyapılarını da oluşturacağız" dedi.

'HALKIN PARTİSİ OLMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ'

Gençlere iş sözü veren Kılıçdaroğlu torpile son vereceğini söyleyerek, "Kul hakkı yemek, en ağır günahtır. Bir genç sınava girip yazılıda kazanıp sözlüde eleniyorsa onun hakkı yeniyor demektir. KPSS olacak, kim sınavı kazandıysa ataması olacak. Mülakat kaldırılacak. Devlette liyakat önemlidir" dedi.

Bir işi ehline teslim etmek gerektiğine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Vakıf kuruyorlar. Bir burada bir ABD'de. Buradan milyon dolarları ABD'ye transfer edip gökdelen yapıyorlar. Kendi dünyalıklarını Amerika'da yapıyorlar. O paraların tamamını Türkiye'ye getireceğim ve size teslim edeceğim. Hakkı, hukuku ve adaleti sağlamak için tek başıma değilim. İnsanların kusurları olur. Bazen kurumların da yanlışları olur. Bizim de CHP olarak hatalarımız oldu. Bütün mesele bunlardan ders çıkarmaktır. Ankara'da güzel nutuklar attık. 'Niye bize oy çıkmıyor?' diye düşündük. Sen gidip vatandaşın sofrasına oturdun mu? Gezmek lazım, konuşmak lazım, dertleri dinlemek lazım. Başörtüsü sorununu Türkiye'nin bir numaralı sorunu yaptık. O kadının sorunu var mı? İşi gücü var mı? Bunlarla ilgilenmek lazım. Adımız 'Halk Partisi'. Halkın partisi olmak için çalışıyoruz. Her katmana gidiyoruz. Emin olun Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok. Para var, imkan var, çalışkan insanlar, bereketli topraklar var. Sandık günü gelecek, sandığa gideceksiniz. Elinizi vicdanınıza koyup oy kullanın. Türkiye'nin geleceğini düşünün. İlle bizim partiye oy verin, demiyorum. Neden verdiğinizi bilmeniz gerekiyor."

'SEÇİMİN KADERİ GENÇLERDE'

İktidarı tarım politikaları üzerinden eleştiren Kılıçdaroğlu, Hollanda ile Türkiye arasında bir karşılaştırma yapıp, "Çiftçi nasıl batar? Toprak büyüklüğü olarak Hollanda, Konya'dan küçük bir devlet. Hollanda'nın yıllık tarım ürünleri ihracatı 180 milyon doların üzerinde. Bizim onların yarısı kadar bile değil. O zaman kabahat çiftçi de mi? Yönetenlerde. Havza bazlı planlama yapsanız, herkes kazansa sadece kendi ülkemizi değil bütün Orta Doğu'yu besleriz" dedi.

Gelecek seçimlerin kaderini gençlerin belirleyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, 7,5 milyon gencin ilk kez sandığa gideceğini belirterek, "Endişe etmeyin, umutsuzluğa kapılmayın. İlk kez 7,5 milyon genç demokrasiyi inşa edecek. Dünya siyaset tarihine önemli bir miras bırakacaklar. Otoriter yönetimi kullandıkları oylarla sonlandıracaklar. Sarayda oturanı hep beraber emekli edeceğiz. Adalet, hak istiyorsanız bize katılın. Herkesin kimliğine inancına saygı duyulmasını istiyorsanız bize katılın. Biz Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz. Beraber yapacağız. Diktatör sözünü ilk kez Aydın'da bir mitingde kullanmıştım. Önceden yadırganmıştı. Bugün o ifadenin ne kadar doğru olduğunu herkes biliyor. Bugün Türkiye'nin geldiği durum iç açıcı değil. Kadınlar da bu iktidara gerekli dersi verecek. Uyuşturucu baronlarıyla kol kola giden siyasilerin defterlerini düreceğiz. Milyar dolarlarla gencecik evlatlarımızı zehirliyorlar. Polise yetki verip, hiçbirini yaşatmayacağız. Hangi siyasi müdahale ederse onun da defterini düreceğiz. Bütün sıkıntıların farkındayız. Nasıl çözeceğimizi de biliyoruz, bizi yetkilendirin" dedi.

'HİÇBİRİMİZ, HEPİMİZDEN GÜÇLÜ DEĞİLİZ'

Aydın CHP İl Başkanı Ali Çankır, partiye yeni üye olan 1211 kişiyle birlikte güçlerine güç kattıklarını belirterek, "Yoksulluğu yönetmek isteyen bir zihniyetle mücadele etmekteyiz. Ailemize yeni katılanlar, hiçbirimiz hepimizden güçlü değiliz. Üretirken tükenen çiftçileri, çalışırken batan esnafımızı ve okuyamayan çocuklarımızı düşüneceğiz. Tarihimizden aldığımız güçle Yörük Ali Efe'yi ve efelerin efesi Mustafa Kemal Atatürk'ü düşüneceğiz. Hep birlikte başaracağız. Artık vakit karamsarlık değil, umudu yeşertme vaktidir. Yarının Türkiye'sini el ele inşa etme vaktidir. Geleceğimiz için artık beraberiz. Milletin iktidarına çok az kaldı. Sorunları çözmek, ülkeye yeniden huzuru, adaleti, sevgi iklimini getirmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Aydın ortak paydamız diyen 1211 üyemiz CHP'ye hoşgeldiniz" diye konuştu.

Çankır'ın ardından yeni üye olan bazı partililer kürsüye çıkarak söz aldı. Partinin Nazilli Gençlik Kolları üyesi, üniversite öğrencisi Yağız Çağlar (21) da yaşıtlarının yurt dışına çıkmak istediğini ifade edip, "Ülkemde kalarak gelecek kaygısı yaşamak istemiyorum. KYK borçları altında eziliyoruz. Ben sadece yaşıtlarım ve kendim adına sosyal haklarımı istiyorum. Umudum sizsiniz" dedi.

Konuşmaların ardından Kılıçdaroğlu, 1211 yeni üyeden 25'ine temsili olarak rozet taktı. (DHA)