Haber/ Didar DEMİRCİ

İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen depremde hasar alan ve ardından boşaltılan İzmir Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası’nın yıkılması gündeme geldi. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin temmuz ayı olağan birinci oturumunda binanın güçlendirmeye uygun olmadığı açıklandı, ardından ise Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, binanın yıkılacağını duyurdu. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne bağlı (TMMOB) Mimarlar Odası İzmir Şubesi, konuya ilişkin bir basın açıklaması yaptı. İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleşen basın toplantısında binanın yıkım kararına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı İlker Kahraman, söz konusu binanın kültür mirası niteliği taşıdığını belirterek yıkım kararını hatalı bulduklarını söyledi. Kahraman, yıkım kararını hatalı görmelerinin gerekçelerini sıraladı.

KURUL GÖRÜŞÜ OLMADAN YIKIM OLMAMALI

Büyükşehir hizmet binası için Koruma Kuruluna tescil başvurusu yapıldığını açıklayan Kahraman, “Bina kent belleğinde önemli bir yere sahiptir ve korunması gereken kültür varlığı olarak Koruma Kuruluna tescil başvuru talebimiz iletilmiştir. Koruma Kuruluna başvuru olduğu için yıkımın kararı kurul görüşü gelene kadar uygulanmamalıdır” dedi. Kahraman, Koruma Kurulu kararının Mimarlar Odası’nı destekleyecek bir karar olacağı kanaatinde olduğunu da dile getirdi. Ayrıca binanın yarışma ile elde edilmiş bir kültür mirası olduğunu dile getiren Kahraman, “Binanın korunması sayesinde bölgede farklı tarihsel katmanlardan izler bulunması sağlanacaktır. Binanın güncel ihtiyaçlara daha etkin şekilde yanıt veren bir kamusal binaya dönüşmesinin sağlanması durumunda, İzmir Atatürk Meydanı’nında Antik, Osmanlı, Modern ve Çağdaş dönemlere ait tüm tarihi katmanların bir arada korunması mümkün olabilecektir. Böylece Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Türkiye Cumhuriyeti’nin her zaman öncü kenti olmuş İzmir’in sahip olduğu Simge Değeri ve özgün mekânsal değerlerinin anlaşılması mümkün kılınacaktır. Tarihi Kemeraltı Çarşısı’nın ve Konak semtinin sahip olduğu çok katmanlı kültürel iz ve bellekten modern mimarlık mirasının silinmesi İzmir’in ‘modern’ kimliğini zedeleyecek, bölgedeki diğer önemli modern mimarlık miras örneklerinin yok edilmesine emsal oluşturacaktır” şeklinde konuştu.

RAPOR AÇIKLANMADI

Büyükşehir binasının korunmasına yönelik Mimarlar Odası’nın açtığı yarışmanın sonuçlandığını duyuran Kahraman, “Mimarlar Odası İzmir Şubesi bahse konu binanın farklı işlevlerle yeniden kullanımına yönelik bir tasarım yarışması açmıştır. Mimarlık öğrencilerine yönelik olarak açılan yarışmaya 42 proje başvurmuş ve değerlendirme tamamlanmıştır. Projelerin sergisi halen Mimarlar Odası İzmir Şubesinde devam etmektedir. Ödül alan projeler kente çok değerli katkılar sunmaktadır. Şubemizin, jürilerin, yarışmacıların büyük özverisi ve emeği ne yazık ki yeterince değerlendirilmemiştir” dedi. Öte yandan binanın yıkılması gerektiğini açıklayan bir raporun henüz yayınlanmadığına dikkat çeken Kahraman, “Büyükşehir Belediyesi’nin İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü ile döner sermaye yönetmeliği çerçevesinde bir protokol yapıldığı, Enstitü Müdürü Sayın Prof. Dr. Ercan Yüksel’den öğrenilmiştir. Sayın Prof. Dr. Ercan Yüksel’in şubemize yaptığı yazılı açıklamada raporun henüz yayınlanmadığı, protokolde öngörülen takvime uygun bir şekilde tamamlanıp yayınlanacağı bilgisi tarafımıza aktarılmıştır. Sayın Ercan Yüksel, yazılı açıklamasında ayrıca “İBB Binası önemli bir kültürel mirastır. Konunun farklı boyutları bulunması nedeni ile bu tür binalarda güçlendirme kararının verilmesi ve güçlendirme yönteminin seçimi noktasında nihai karara varılması oldukça zorlu bir süreçtir. Yapılan çalışmanın bu sürece katkı sağlamasını umarım.” demiştir. Ercan Yüksel hocamız, sürecin içinde bir kişi olarak binanın önemli bir kültürel miras olduğunu kendisi de kaydetmiştir” sözlerini kaydetti. Binanın güçlendirilmesi ve yıkılması konusunda yorum yapabilmek için önce raporu görmek gerektiğine dikkat çeken Kahraman, “Oysa ortada bir rapor yoktur. Sözlü açıklamalar ile imzalı, onaylı bilimsel rapor farklılık gösterebilir ve elbette bilim ışığında ilerleyen kişiler için rapor önemli olacaktır. Rapor olmadan yorum yapılamayacağını bir kez daha belirtmek isteriz” dedi.

MEYDANIN BÜYÜMEYE İHTİYACI YOK!

‘Atatürk Meydanı’nın büyümeye ve yenilenmeye ihtiyacı yoktur’ diyerek meydan hakkında konuşmalarını sürdüren Kahraman, meydanın tarihine dikkat çekti. Kahraman, “Büyükşehir binasının yıkılması meydanın büyümesine yüzde 10 oranında bile katkı yapmayacaktır. İzmir Saat Kulesi’nin içinde yer aldığı kentsel ve kamusal boşluğu tanımlayan İzmir Büyükşehir Belediye Binası’nın ortadan kalkacak olması, İzmir Atatürk Meydanı’nın yeniden kontrolsüz ve uçsuz bucaksız bir boşluğa dönüşmesine neden olacaktır. İzmir’de aynı hat üzerinde Gündoğdu Meydanı, Cumhuriyet Meydanı, Atatürk Meydanı bulunmaktadır. Gündoğdu meydanında miting ve benzeri kalabalık etkinlikler yapılmakta, Cumhuriyet bulvarında resmi törenler gerçekleştirilmektedir. İzmir Atatürk Meydanı'nda diğer meydanlarla yarışacak bir büyüklüğe ihtiyaç duyulmamaktadır” diye konuştu.

YEREL YÖNETİM TEMSİLİYETİ ZAYIFLAYACAK

Büyükşehir binasının yıkılması durumunda kentin en önemli meydanında sadece merkezi hükümete ait binaların kalacağını ve yerel yönetime ait temsiliyetin zayıflayacağını aktaran Kahraman, “1950'lerde yapılmış olan kent planları, Konak Meydanı çevresinde var olan yönetici merkez işlevlerinin gelişmesi kararını önermiştir. İzmir Büyükşehir Belediye Binası, İzmir Atatürk Meydanı’nın 19. yüzyıl ortasından itibaren kentin “yönetim merkezi” olarak oluşmasında, bilinmesinde ve sürdürülmesinde aktif rol alan önemli bir yönetim binasıdır. Bina yıkılır ise kentin en önemli meydanında sadece merkezi hükümete ait binalar kalacak, yapılması planlandığı söylenilen sembolik bir başkanlık ve meclis binası da yönetim merkezinin yerel yönetim ayağını temsil etmekte yetersiz kalacaktır. Ayrıca sembolik olacağı düşünülen bu binanın hangi tasarım parametreleri ile yapılacağı belirsizdir” açıklamasını yaptı.

‘YAPIM İZNİ NASIL ALINACAK?’

‘Bildiğimiz kadarı ile binanın arsası Milli Emlak’a aittir’ diyerek açıklamalarını sürdüren Kahraman, “Yıkım gerçekleşse dahi bu arsaya bina yapmak için görüş alınması gerekecektir. İl Özel İdaresi Hizmet binası olmak üzere restore edilen, yarısı Konak Tapu Müdürlüğü tarafından Büyükşehir adına tescil edilen binayla ilgili Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir Valiliği’ne binanın yarısını kullanmak için yazı yazdığı tarafımızca bilinmektedir. Kullanım hakkı mahkeme kararı ile ilan edilen bir bina bile zorunlu durum olmasına rağmen kullanıma açılmazken yıkımdan sonra belediyeye ait olmayan bir arsada yapım izni nasıl alınacaktır?” dedi.

‘BELEDİYE YIKMAZ, YAPAR’

‘Binanın zemininin kötü olduğuna dair söylemlerine değinen Kahraman, “Aynı zeminde, hizmet binasının hemen arkasında Cumhurbaşkanlığı kullanımında bir bina, yan tarafta belediyeye ait İZSU binası, az ileride vergi dairesi, Valilik binası, Atatürk Kültür merkezi ve Sabancı Kütür merkezi vardır. Zeminin kötü olması sebebi ile tehlikede olan diğer bina sahiplerine İzmir Büyükşehir Belediyesi uyarı yazısı yazacak mıdır? Bu binalar da aynı sorunla karşı karşıya gelmemekte midir? Belediye, örnek olmalı ve hemşerilerine umut vermelidir. Oysa belediye “ben dört az hasarlı bir orta hasarlı bölümü olan binamı yıkıyorum” demektedir. Orta hasarlı bina sahipleri bir sene içinde binalarını güçlendirmeye çalışırken verilen mesaj biz yıkıyoruz olmaktadır. Oysa belediye yıkmaz, yapar” açıklamalarında bulundu.

‘ÖNERİ SUNABİLİRİZ’

‘Büyükşehir Belediyesi’nin hizmet binası olarak hangi yapının kullanılması gerektiğine dair alternatif öneriniz var mı?’ sorusunu yanıtlayan Kahraman, “Görüş sorulursa öneride bulunuruz. Biz sürece nasıl katkı verebiliriz diye bakıyoruz. Biz bu binanın yıkılmayıp kullanılması için bir çalışma yaptık. Karar verici belediyedir ama bizlerle bir toplantı yapılırsa bu konuda bir çalışma yapabiliriz” dedi.