Gazeteci Yusuf Kanlı ve Sedat Bozkurt moderatörlüğünde gerçekleşen sanal oturumda açılış konuşmalarını Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş yaptı.

Halkın Bilgi Alma Hakkı İçin Mücadele Ediyoruz

Etkinliğin ilk konuşmasını yapan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin şöyle konuştu;

“3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nün sadece gazeteciler için önemli olduğu düşünülüyor. Basın özgürlüğü sadece gazeteciler için değil halkın haber alma hakkı için de savunulmalıdır. Geçmişte birçok arkadaşımız insan haklarını, ifade özgürlüğünü savunduğu için zorluk çekti. Cemiyetimizde eski başkanlarımız da basın özgürlüğünü savundukları için hapisle cezalandırıldı. Demokrasi ve özgürlük için basın özgürlüğünün, doğru bilgi alma hakkının sağlanması gerekiyor. Basın özgürlüğünü memleketimiz için savunmaya devam edeceğiz.” 

Emniyet'in Son Genelgesiyle Halkın Haber Alma Hakkı Engellenmektedir

Ardından konuşma yapan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen geçtiğimiz günlerde yayımlanan Emniyet Genelgesi’nin haber alma hakkını engellediğini vurgulayarak şunları söyledi;

“Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı ses ve görüntü kaydı alınmasını yasaklayan genelge, kolluk kuvvetlerinin yasalara aykırı eylemlerini gizleme çabasıdır. Yasal düzenlemeler dikkate alındığında genelgenin bir tür sansür uygulaması olduğu açıkça görülmektedir. Halkın bilgi edinme hakkı engellenmektedir. Bu genelge insan hakları ve özgürlüklerine aykırı yaptırımların daha da artacağı endişesini yaratıyor.”

Sendika Çatısı Altında Örgütlenmek Gerekiyor

Etkinlikte söz alan Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş TGS’nin başlattığı “Basın Belada” kampanyası hakkında bilgi vererek, 2020 yılında basın sektöründe yaşanan sorunları sayısal verilerle paylaştı.

2020 yılında gazetecilere toplam 226 yıl hapis cezası verildiği, 128 davada 274 gazetecinin yargılandığı, 101 gazeteciye soruşturma açıldığı ve 43 gazetecinin cezaevinde olduğunu belirterek “Meslektaşlarımıza ve basın kuruluşlarına sendika çatısı altında örgütlenme çağrısında bulunuyoruz, geçen yıl Türkiye Gazeteciler Sendikası olarak beş iş yerinde daha örgütlendik. Sendikal dayanışmayla yaşadığımız sorunları aşabiliriz.” şeklinde konuştu.

Dayanışmaya Önem Veriyoruz

Dünya Basın Özgürlüğü Günü Özel Oturumu’nda konuşan Avrupa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Paolo Magagnotti Türkiye'deki basın özgürlüğü mücadelesini desteklediklerini belirterek, “Türkiye’deki gazeteciler ülkelerinde demokrasiyi yaşatmak için olağanüstü çaba içerisindeler, Türk gazetecilerle olan dayanışmamıza önem veriyoruz. Desteklemeye devam edeceğiz” dedi. Avrupa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Paolo Magagnotti sözlerine şunları da ekledi;

“Bu yılki Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nü çok önemli bir slogan olan “Kamunun Bilgilendirilme Hakkı” altında kutluyoruz, basın özgürlüğü ve interneti hedef alan ve dünya çapında artan saldırılara karşı birlikte ses çıkarmalıyız.”

Medya Üzerinde Baskı Yaratan Uygulamalar Yapıldı

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor, darbe girişiminin ülkedeki demokrasiyi zedeleyen uygulamalara sebep olduğunu belirterek, “Türkiye’de darbe girişimi sonrasında, iktidar demokrasiyi güçlendirmek yerine muhalefet ve medya üzerinde baskı yaratan uygulamaları tercih etti. Terörle mücadele yasası gazeteciler aleyhine işletiliyor, çoğu kez basın mensuplarına terörist suçlaması yapıldığını görüyoruz.” dedi. 

2021 Yılının Birinci Çeyreğinde Basın Özgürlüğü Atmosferi

Demokrasi için Medya, Medya için Demokrasi Projesi 2021 yılı Ocak – Mart dönemi ilk üç aylık raporunu paylaşan Kenan Şener, gazetecilerin hedef gösterildiğini vurgulayarak şunları söyledi;

“2021 yılının ilk üç ayına dönüp baktığımızda gazetecilerin hedef gösterildiğini, sokak saldırılarına maruz kaldığını gördük. Saldırganların cezasız kalması onları cesaretlendiriyor. 20 gazeteciye hapis kararı verildi. Basın özgürlüğünü tehdit eden gelişmeler var. Tiraj verilerini elde etmede zorluklar yaşanıyor. Yüzlerce gazeteci basın kartı bekliyor, bunun yanında pek çok meslektaşımızın kartı iptal edildi. Bunları çözmek için sendikal örgütlenmeye ihtiyacımız var.” dedi.

Hukuka Aykırı Genelge Yönetimi

Etkinliğin konuklarından gazeteci Müyesser Yıldız gazetecilerin hukuka aykırı gerekçelerle yargılandığını belirtti. Türkiye'de yasada yeri olmayan sözlü talimatlarla yaptırımların uygulandığı vurgulayan Yıldız, basın özgürlüğü ve demokrasinin içinde bulunduğu kötü durumdan baskıya karşı mücadeleyle çıkılabileceğini söyledi.

Medya ve Hukuk Araştırmaları Derneği Eş Direktörü Veysel Ok ise Türkiye'de mevcut yargı sisteminde ve HSK yapısında bağımsız karar alınmadığını söyledi. Alınan kararların gazetecileri baskı altına almaya yönelik kararlar olduğunu ifade etti.

Türkiye'de yargı sisteminde bağımsız kararlar alınmadığını vurgulayan Barış Terkoğlu, “Yargıda bağımsız, adaletli kararlar verilmiyor. Gazeteciler için casusluk ve terörist gibi suçlamalarla yargılama öncesinde toplum önünde infial yaratmak amaçlanıyor. Sosyal medyada da gazeteciliğe karşı olan herkes elindeki taşı size atıyor, linç ediliyorsunuz.” dedi.