Haber/ Gökçe ADAR

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin hazırladığı rapora göre; Ağustos ayında en az 148 işçi yaşamını yitirdi. Ağustos ayında 148 iş cinayetinin 14’ü çocuk, 12’si kadın ve 11’i göçmen olarak kaydedildi. İş kollarına göre en çok cinayet; 41'i ücretli olmak üzere 68 tarım işçisi hayatını kaybetmesi sonucu tarım iş kolunda meydana geldi. Öte yandan, yayınlanan raporda hayatını kaybeden tarım işçilerinin mevsimlik işçi, topraksız köylü ve küçük üretici olduğu belirtildi. Ziraat Mühendisi, Sosyolog ve A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Banu Onan Erdal, tarım sektörünün tehlikeli bir sektör olduğunu dile getirerek, “İş kazası dendiği zaman akla direkt madencilik geliyor. Tarım iş kolu bu anlamda, çok önemsenen bir meslek kolu değil. Ancak, tehlikeli bir sektörümüz var. Böcek sokmaları, zehirlenmeler, ölümler yaşanıyor. Elbette, bu vakaların görünür olması için TÜİK verilerine yansıması gerekiyor. TÜİK verilerine yansıması için, çalışanın SGK kaydının olması gerekiyor. Tarım iş kolundaki en büyük sıkıntılardan biri de, kayıt dışı işçilerin fazla olması” diye konuştu.

Erdal: Kanayan yara

Kayıt dışı çalışan tarım işçilerinin çoğunlukla mevsimlik işçiler olduğunu dile getiren Erdal, “Mevsimlik işçilerin birçoğu dayı başı usulü denilen çok zor bir sistemle çalışıyorlar. Kadın ve erkekler aynı şartlarda ama kadınlar daha düşük ücretle çalıştırılıyor. Çadır gibi yerlerde kalıyorlar. Kadın işçi, o çadırlarda yemek yapıyor, çamaşırını yıkıyor çocuğunu büyütüyor birde çalışıyor. Kayıt dışı olmaları demek emekli olmayacaklar anlamına geliyor. Mevsimlik işçiler, sektörde kanayan bir yara. Bu işçiler kayıt altında olmalılar” dedi. Erdal, mevsimlik işçiler için ayrı bir sigorta kodunun olması gerektiğini dile getirdi.

Çözümler üretilmeli

İLO 184 yasasının, mevsimlik işçileriyle alakalı bir sözlemesi olduğunu ancak Türkiye'de uygulanabilirliğinin zor olduğunu ifade eden Erdal, “Nasıl ki, Soma faciasını yaşadığımızda, İLO'nun maden işçileriyle alakalı sözleşmesi Türkiye'de kabul edildiyse, tarım işçileriyle alakalı olan kısmı da kabul edilmelidir. Ancak bir yasayı, kanunu kabul etmek çok kolay bir şey değildir. Uzun soluklu bir politika gereklidir. Dolayısıyla alternatif bir şey yapılması lazım. Devlet, bakanlık, belediye başkanları, ilgili meslek odaları, üniversitedeki ilgili kurumlar bir araya gelerek alternatif çözümler üretilmelidir. Birebir köylere, alanlara inerek, tarım işçileri bilinçlendirilmelidir” şeklinde konuştu.