Ege Bölgesi Sanayi Odası Vakfı (EBSOV) Kadınlar Birliği'nce düzenlenen “Saygın Kadın Saygın Toplum” konulu panelde konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Misket Dikmen, “Eğer bir toplum erkek iktidarına boyun eğiyorsa o hayata yenik başlamıştır” dedi.

Ege Bölgesi Sanayi Odası Meclis Salonu'nda gerçekleştirilen panelde Dikmen'in yanı sıra Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Yönetim Bilimci Elfin Tataroğlu ve Avukat Sibel Önder konuşmacı olarak yer aldı. Paneli 22. Dönem İzmir Milletvekili Türkan Miçooğulları yönetti.

Medya şiddeti körüklüyor


İGC Başkanı Misket Dikmen, Türkiye'de her 5 kadından birinin şiddete uğradığını, erkeklerden daha düşük ücretlerle çalıştırıldığını belirterek, “Binlerce kadın tecavüze uğruyor. Durum böyleyken medyanın kullanması gereken dil çok önemli. Medya hem şiddet haberlerinden besleniyor hem de farkındalık yaratıyor. Türkiye'de basın hiç bu kadar karanlık bir dönem yaşamamıştı. Kitle iletişim araçları hiçbir dönemde insan zihnini bu kadar etkisi altına almamıştı. Medya, askeri güç, sermaye ve teknolojide tekelleşme var. Yüzde 80'lik bir iletişim aracı yoğunluğuyla aynı algıyı yaratan medya ile karşı karşıyayız” dedi.
Kadın odaklı habercilik yapılması gerektiğini de dile getiren Misket Dikmen, “Kadın hakları konusunda bilgilendirici, güçlendirici, kadınların maruz kaldığı hak ihlallerini takip eden bir habercilik anlaşına önem vermeliyiz. Bunun yaygınlaşması için çalışmalıyız” diye konuştu.


Cezaevleri kültürevine dönüşmeli


“Saygın olmak istiyorsak cezaevleri kültürevlerine dönüşmeli” diyen Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, “10 yıldır bir ayağımız cezaevlerinde. Sonra bir odada tekrar giyiniyorsunuz. İçeri girdiğinizde saygın toplumun olmazsa olmazı olan basın özgürlüğünü savunan gazetecileri ziyaretiniz size çok fazla acı veriyor. Gazeteciler küçük beton odaların içinde yaşıyor. 4 yıl 5 yıl içeride yatıyorlar. Vatandaşa haber iletmek, gerçeği iletmek için tutsaklar. Gazetecilerden terörist çıkmaz. Gazeteciden çıksa çıksa vatansever çıkar. Ülke sevgisi çıkar. Böyle saygın toplum olunmaz. Kanal İstanbul'ları yapmakla. Gökova'yı imara açmakla saygınlık olmuyor. Bunun düzelmesi için hepimiz birer nefer gibi çalışmalıyız. Nerede yanlış varsa, nerede bizi koyunlaştırma durumu varsa biz orada mücadele etmeliyiz. Elele vermeliyiz. Başka yolumuz yok. Bunu da torunlarımız için yapmalıyız” diye konuştu.

“Hakları kimse elimizden alamaz”


Türkan Miçooğulları da, kadınlar sinemada, tiyatroda, müzikte, siyasette çalışma yaşamında canı isterse evinde canı isterse sokakta her istediğini yapabileceğini belirterek, “Bu hakları kimse bizim elimizden alamaz. Meclisteki tüm kadın milletvekillerini tiyatro sahnesinden kadınların uzaklaştırılması olayını kınamaya davet ediyoruz” dedi.

Kız çocukları eğitilmeli


Elfin Tataroğlu da, saygın kadın yaratmanın 4 temel basamağı olduğunu belirterek, “Kadın ve kız çocukların eğitim ve istihdam, şiddet ile toplumsal cinsiyet eşitsizliği problemlerinin saygın toplum ve saygın kadın yaratılması için acilen çözülmesi gerekiyor. Saygın toplum kız çocuklarını eğiterek, kadınlara değer vererek olur” dedi.
Avukat Sibel Önder de, şiddete, tecavüze uğrayan ve öldürülen kadınlara ilişkin gönüllülük esasıyla aldığı davalardan örnekler verdi. Bu davalarda kadınların da şiddet tecavüz ve öldürme olaylarında erkeklere yardımda bulunduğunu dile getiren Önder, şunları söyledi:
“Her zaman erkeklerin kadınlar üzerinden uyguladığı fiziksel şiddetten bahsediyoruz ama kadınların birbirine yaptığı fiziksel ve psikolojik şiddeti görmezlikten geliyoruz. Sadece şubat ayında 47 kadın öldürüldü. Bunun önüne geçmek için çocuklarımızı en iyi şekilde eğitmeliyiz. Erkek çocuklarına gereksiz özgüven verilmemeliyiz.”