Özel/Gökçe ADAR
Türkiye'nin ilk sessiz şehir (cittaslow) unvanına sahip Seferihisar, maruz kaldığı talan ve rant ile kentin gündeminden düşmüyor. Bir yanda JES, GES, RES projeleri için vatandaş, mücadele ederken, diğer yanda da ilçenin kıyı bölgelerine yapılmak istenen balık çiftlikleriyle, halkın denize girme hakkı engellenmeye çalışılıyor. Her iki konu için Seferihisarlı çevrecilerin mücadeleleri devam ederken, geçtiğimiz günlerde bir balıkçı firması tarafından Akarca'da bulunan Haritacılar Koyu tel örgüler ile kapatılmış, yüzer iskele inşa edilmişti. Tel örgülerin üzerine, 'Özel Mülktür Girilmez' tabelası asılmıştı. Yaptıkları basın açıklaması ile denize girme haklarının engellenemez olduklarını ifade eden vatandaşlar tel örgülerin kaldırılmasını ve sahilin açılmasını istemişlerdi.

'KANUN AÇIK VE NET'
Vatandaşların tepkileri devam ederken, koyda yapılan iskelenin İzmir Bölge Liman Başkanlığı'ndan ve Milli Savunma Bakanlığı'ndan izninin olduğu iddia edildi. Söz konusu yetkililer, vatandaşların tepkileri üzerine, 'İznimiz var' şeklinde vatandaşa açıklama yaptı. Alanın özel mülk olup, olmadığının bile belirsiz olduğunu ifade eden Av. Erguvan Yücel, koyun kapatılmasının yasa dışı olduğunu ifade etti. Av. Yücel, “Burada, oldu bitti hali mevcut. Söylenene göre, Milli Savunma Bakanı'ndan izin almışlar, Liman Başkanlığı'ndan da yüzer iskele için izni almışlar. Bu yüzer iskeleyi kıyıya sabitleyip, üzerine toprak dökmüşler. Bu tamamen kanunsuz bir durum. Kıyı Kanunu'ydu, Anayasa'ydı gerçekleri ortaya koyarak hareket etmek zorunda bile değiliz. Yasalar çok açık ve net. Oraya tahta iskele bile yapamazlar. Tahta iskeleye bile izin verilmezken, üzerine tır çıkarabilen bir devasa iskele yapıldı. Bunun kabulu mümkün değil. Bu iskeleyi kaldırmaları gerekiyor” diye konuştu.

'YASA DIŞI'
Haritacılar Sitesi Başkanı Av. Nurgül Başgut da, “Kum dolu kamyonlarla plaja geldiler. Kumsalın üzerine, kamyonların içerisindeki topraklı kumları dökmeye başladılar. Gittim, görüştüm. Balık yemi sevkiyatı yaptıklarını söylediler. Ancak, orası bir halk plajı. İnsanlar, oraya denize girmek, deniz keyfi yapmak için giriyorlar. Bu hem sağlık açısından da çok riskli. Ayrıca bölge tatbikat bölgesine de çok yakın. Nasıl Milli Savunma Bakanlığı'ndan izinleri varmış, anlamış değiliz” dedi. Av. Başgut, şöyle devam etti: “Anayasa'nın 43'üncü maddesi; 'Kıyılar devletin hükmü altındadır. Ancak, kullanımında kamu yararı gözetilir' der. Buradaki olay tamamen yasa dışı. Kıyı Kanunu'na göre de; 'Halkın denize erişim hakkı engellenemez.' Kanunlar bu limanın yıkılması gerektiğini söylüyor.”