Demokratik Sağlık Sen İzmir İl Başkanı Ahmet Doğruyol’un yaptığı basın açıklaması şöyle;

Memur ve memur emekli maaşlarına yapılan zam oranları kabul edilmez seviyededir

Son yıllarda memur ve memur emeklilerine yapılan maaş zammı oranları, memur ve memur emeklilerine açlık sınırına doğru çekmektedir. Vatandaşın enflasyonuna, reel enflasyona göre değil de, sözde enflasyon oranlarında verilen maaş zamları, alım gücünü her geçen gün düşürmüştür. 2002’den bu güne sabit ücretlilerin alım gücü altınla kıyaslandığında en %200 oranında gerilemiştir.

Asgari ücrete yapılan artış yetersiz olmasına rağmen yapılan %15’lik zam oranının bile, memurlara verilmemesi, asgari ücretten alınmayan gelir vergisinin memurlardan %5’lik dilimler halinde artırılarak yükseltilmesi asgari ücretlilere gelir vergisinde yapılan pozitif ayrımcılık, memurlara negatif ayrımcılık olarak yansımaktadır.

Vergi dilimlerinde yapılması gereken, asgari ücretlilerde gelir vergisi diliminin uygulanmaması. Yani bir yıllık net asgari ücret toplamının vergi diliminin ilk dilimi olarak belilenmesi, memurların ilk vergi diliminin de net asgari ücretin bir yıllık toplamı olarak belirlenmesi. İkinci %5‘ik vergi diliminin de, net asgari ücretin iki katı olarak belirlenmesinde yarar vardır. Böyle bir düzenlemenin vergi dilimleri tartışmasını da kısmen ortadan kaldıracağını düşünüyoruz.

Yeni göreve başlayan bir memurun aldığı net maaş 2430 TL civarında olduğunu düşünürsek, yılın ikinci yarısında memurun maaşı, vergi diliminden muaf olan asgari ücretlinin maaşından daha düşük olacağı bugünden görülmektedir. %5, %5 artan vergi dilimleri memurun maaşına yapılan zammın %5 in altında olması durumunda, memurun maaşının artmasını değil, vergi dilimine girdiğinden itibaren maaşının düşmesini getirmektedir.

2020 yılının ilk 6 ayı için yapılan %4+%1,5 =%5,5’luk zam memurlar ve emekliler için hüsrandır. İnsanların yaşamını idame ettirmesi için zorunlu harcama kalemleri olan elektik, su, doğalgaz, temel gıda maddeleri gibi pek çok ürüne %20, %25, %30, vergilere ortalama %22.5 zam yapılırken maaşlara yapılan yıllık %8’lik, %10’luk zamlar memurun alım gücünü yaklaşık %50 düşürmektir.

Mevcut hükümet yetkilileri kendi ifadeleriyle GSMH’nın (gayrisafi milli hasıla) 3.500 dolardan 10.000 dolarlara çıktığı ifade etmektedirler. Ve memurlara, sabit ücretlilere sözde enflasyon oranında zam yapıldığı ifade ediliyorsa, artan GSMH dan memura pay verilmediği alenen ortadadır. O zaman sormak gerekir ki, zenginleşen ülkemizin gelirleri kimin ya da kimlerin cebine girmektedir. Memurlar bu ülkenin vatandaşları değil midir?

Memura yapılan %5.’lik zammın basın yayın organlarına yansıması da maalesef gerçekleri yansıtmamaktadır. Hesaplamalar evli, eşi çalışmayan, eş yardımı alan bir memurun üzerinden yapılmaktadır. Her memurun evli olma, ya da eşinin çalışmaması üzerinden hesaplama yapılması ve kamuoyuna öyle sunulması doğru bir uygulama değildir.

Mevcut iktidar, varlık sebebinin kendisi olduğu bir sendikayı beslemiş büyütmüş, 2009 yılından buyana birlikte yetkili olan sendikayla birlikte toplu sözleşmelerde tiyatro oynamaktadırlar. Tiyatronun oynanmasına vesile olan mevcut sendikaya üye olarak destek veren yaklaşık 1.020.000 sendika üyesidir. Faturayı ödeyenlerse tiyatroya gitmeyen memurlardır.