Haber/ Gökçe ADAR

ÇMO İzmir Şubesi'nin hazırladığı İzmir Çevre Durum Raporları incelendiğinde, İzmir'in çevre karnesi zayıf geldi. Son 2 yıldır, bakanlık tarafından onay verilen tesis sayılarının artmasıyla kentin, beton şehir haline geldiğine dikkat çekildi

Ege Bölgesi'nin incisi olarak nitelendirilen İzmir, her geçen gün betonlaşıyor. Özellikle son iki yıldır Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın onay verdiği ÇED raporlarıyla; İzmir'in Çeşme, Urla, Karaburun, Seferihisar, Dikili, Bergama ve Aliağa ilçeleri rant kurbanı oluyor.

TMOOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi'nin, her yılın Mayıs ayında yayımladığı, İzmir Çevre Durum Raporları kentin çevre karnesini gözler önüne serdi. 2020 ve 2021 yılında, ÇED olumlu raporu alınan tesislerin sayılarındaki artış, kentteki betonlaşmayı artırdı. 2010-2020 yıllarında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan 206 tesis için ÇED olumlu raporu alınırken, 2021 yılında ise bu tesislere 15 yeni tesis daha eklenerek, bakanlık tarafından onaylanan tesis sayısı 221 oldu. Rapora göre, bu tesisler şöyle sıralandı: Yat limanları, maden ocakları, kırma-eleme tesisleri, kapasite artışı ve depolama tesisleri, rüzgar enerji santralleri ve kalker ocakları.

TMOOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nin hazırladığı raporda dikkat çeken bir diğer konu ise, son iki yıldır Urla, Karaburun ve Çeşme ilçelerinde enerji tesisleri, taş ocakları ve balık yetiştirme tesisi yatırımlarının artması oldu.

ALİAĞA İLK SIRADA

Raporda, bakanlığın en çok onay verdiği projelerin yer aldığı ilçe Aliağa oldu. Öyle ki, Aliağa'ya 2020 yılında 64 tesis için ÇED olumlu raporu alınırken, 2021 yılında ise onaylanan tesis sayısı 69 oldu. 2021 yılı raporunda, Aliağa'nın çevre kirlilik kapasitesinin aşmış olduğu ifade edilerek, onay verilecek olan her projenin ilçe ve kent için olumsuzluklar yaratacağı vurgulandı. Raporda, “Aliağa bölgesi mevcut sanayi tesisleri ile çevresel kirlilik kapasitesini aşmış bulunmaktadır. Bölgede yapılacak her türlü tesis yaşanan kirliliğe olumsuz olarak etki edecektir. Bölge genelinde bütünsel olarak tespit ve planlama çalışması yapılmalı, planlanan tesislerin ÇED süreçlerinde tesis bazlı değil, bütünsel bir ÇED süreci yürütülerek kümülatif etkiler değerlendirilmelidir” denildi. Aliağa'yı, 2021 yılında 24 proje onayıyla, Kemalpaşa ve 2021 yılında 21 projenin onayıyla Karaburun takip etti.

'İHMAL VE ATIK SÜREÇ'

İzmir'in çevre karnesini değerlendiren Çevre Yüksek Mühendisi Helil İnay Kınay, “Kentleşme, sanayileşme, tarım, madencilik ve diğer tüm sektörlerin yarattığı çevresel risklerin planlanması, doğru yönetilmesi ve çevresel yüklerinin bütünsel bir planlama anlayışı ile değerlendirilmesi gerekmektedir. İzmir'de ne yazık ki, 'ÇED olumlu' kararı verilen, 'çevre izni' verilen tesislerde, kirlilik, çevresel kazalar, ihmal ve atık süreçleri yaşıyoruz” dedi. Son iki yılda art arda onaylanan projelerin denetim kısmının eksik olduğunu ifade eden Kınay, “Çevresel riski, yüksek madencilik tesisleri, enerji tesisleri, balık çiftlikleri, taş ocakları vb. sayı ve nitelik olarak yoğun olan tüm sektörlere ilişkin denetim sayıları, kesilen cezalar kurum tarafından çeşitli raporlar ile paylaşılıyor olsa da; insani çalışma koşullarında yeterli sayıda, doğru ve etkin denetim yapılıp yapılmadığını konusu sorunların başında geliyor” ifadelerini kullandı. 

Kesin veri bulunmuyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan alınan verilere göre ise; 2021 yılında bin 220 işletme çeşitli izin ve lisans konularında izin/lisans belgesi alındı. Bakanlığın sanayi tesislerinin sayısı ve nitelikleri değerlendirildiğinde mevcut tesislerin ne kadarının izin lisans sistemine dahil olduğu ve denetim süreçleri ile ilgili kesin veri bulunmuyor. TMOOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Serhat Tanyeri, denetimlerin eksik olmasının tesis sayılarının artmasına neden olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: “ÇED süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde özellikle Aliağa Bölgesi'nde ve diğer ilçelerde yer alan tesislere yönelik kapasite artışları, taş ocakları, enerji tesislerine yönelik veriler öne çıkıyor. Kamusal planlama yönetim ve denetimin en önemli mekanizma olduğu bu süreçte; bakanlığın yapılanması, personel sayısı ve yetkinliğine baktığımızda bu sürecin sağlıklı yürütüldüğünü söylemek mümkün değil.”

'İtirazlar dikkate alınmıyor'

İzmir Çevre Durum Raporları'nda, son 15 yılda 28 bin hektar orman alanı için izin verilirken, 8 bin hektar orman alan da orman yangınlarından tahrip oldu. 125 bin hektara yakın orman alanında 44 bin 467 madencilik izni verildi. İzmir'in adeta bir beton kent haline geldiğini ifade eden EGEÇEP Yürütme Kurulu Üyesi Erhan İçöz de, “Git gide onaylanan projeler artıyor. Özellikle, RES, GES ve turizm adı altında rant projeleri, hem canlıların hem de insanların hayatını mahvediyor. Firma sahiplerinin cepleri dolarken, İzmir'in havası, suyu yok ediliyor. Davalar açıyoruz, itirazlarımızı yargıya taşıyoruz. Ancak bu itirazlar dikkate alınmayarak, ÇED onayları devam ediyor” diye konuştu.