Haber/ Gökçe ADAR

İzmir'de yaşayan 34 yaşındaki Serdal Rodoplu ve 22 yaşındaki Ece Güngör, birbirlerine olan sevgileriyle herkesi kendilerine hayran bırakıyor. Down sendromlu olan iki gencin aşkı, 2018 yılında taktıkları yüzük ile taçlandı. Serdal Rodoplu'nun annesi Gülnaz Rodoplu, takılan yüzüklerin sembolik olduğunu ancak oğlunun ve Ece'nin birbirine aşık olduklarını ifade ederek, "Aşkın engel tanımadığını söylerlerdi, oğlum yaşayınca anladım. Aşk, +1 kromozom da tanımıyor. Serdal ve Ece birbiri olmadan yaşayamıyor" dedi. Down sendromlu bireylerin duygularının daha yoğun olduğunu söyleyen Rodoplu, "Onların duygusu bizimkilerden çok daha yoğun. Her akşam belli saatleri var. Görüntülü konuşuyorlar. Serdal aramazsa, Ece kızıyor. Ece aramazsa Serdal kızıyor. Birbirlerini aşırı kıskanıyorlar. Serdal, kimsenin Ece'ye yaklaşmasını istemiyor. Bir topluluğa girdiğimizde, hiç ayrılmıyorlar. Serdal, Ece'nin yemeğini yediriyor, ağzını burnunu siliyor. Hiç kimseyi dinlemiyor, dünyada sadece o varmış gibi davranıyor. Ece ise kadın olduğu için daha duygusal ve daha sahiplenici hareket ediyor" ifadelerini kullandı.

Birlikte yaşamaları imkansız

Serdal ve Ece'nin aynı evde yaşamak istediklerini ancak down sendromundan dolayı böyle bir şeyin mümkün olamayacağının altını çizen Rodoplu, “Aynı evde yaşamak istiyorlar ama bu mümkün değil. Yüzük takmaları elbette sembolik. Bu özel çocukların tüm ihtiyaçlarını aileleri karşılıyor. Kendi başlarına yaşamaları imkansız. Onlar da sevebiliyor, aşık olabiliyor, sahipleniyor, ancak tek başlarına yaşayamazlar” diye konuştu. Yurt dışında böyle özel çocukların aynı evlerde yaşadıklarını da ekleyen Rodoplu, Türk geleneklerine göre bu durumun kabul edilir bir şey olmadığını da hatırlattı.

Toplumda olmalılar

Down sendromlu bireylerin birbirleriyle bir arada olması gerektiğini belirten Rodoplu, şöyle konuştu: “Serdal ile dışarıya çıkıyoruz ama benimle hiç mutlu değil çocuklarla bir araya geldiği zaman inanılmaz mutlu. Belirli bir yaştan sonra bu çocuklar farklı bireyler olduklarını farkediyorlar. Bu yüzden birlikte oldukları zaman çok daha verimli oluyorlar. Bu çocukların toplumun içinde olması gerekiyor. Eve kapatılmamaları gerekiyor. Down sendromlu çocuklar, okulu bitirdikten sonra yeniden eski durumlarına dönüyorlar. Bizim tek amacımız, çocukları hayata kazandırmak. Bu çocuklar da çalışabilir, aşık olabilir, sevebilir, üzülebilir, kırılabilir" diye konuştu. İzmir Down Sendromu Derneği'nin başkanlığını yürüttüğünü hatırlatan Rodoplu, "Bizim tek amacımız; mutlu, bağımsız bir hayat kurabilmelerini sağlamak. Yaşamın her alanında eşit haklara sahip olmalarını sağlamak. Böyle özel çocukların olduğunu bilmek, onlara farklı olduklarını hissettirmeden yaklaşmak gerekiyor.”