Atatürk’ün talimatıyla 1920’li yıllarda Yamanlar Dağı’nda verem hastalarının tedavisi için kurulan ve sonradan terkedilen sağlık kampı, yıllardan beri yıkık görüntüsüyle gelen geçenin ilgisini çekiyor.

Haber / Engin YAVUZ

2002 yılında İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’ne 2011yılında ise Karşıyaka Belediyesi’ne devredilen tesislerin yeniden kullanılır duruma getirilmesi için şimdiye kadar tek çivi çakılmadı.İktisat Kongresi için İzmir’e gelen Atatürk’ün 1923 yılında verdiği talimatla Dr. Behçet Uz’un kurduğu “Veremle Mücadele Cemiyet-i Hayriyesi” tarafından Yamanlar Dağı’nda yaptırılan ve 1980’li yılların sonunda kaderine terk edilen sağlık kampı, aradan geçen uzun yılların etkisiyle harabeye döndü. 732 metre yükseklikte tahsis edilen 42 hektarlık alanda ilk kez Orman Bakanlığı tarafından bir kamp açıldı. 1944 yılında ise alanın kullanımı Verem Savaş Derneği’ne devredildi. O tarihten sonra ise 130 bin metrekare alanda sanatoryum, iki aeryum, 13 konaklama birimi, idari bina, gazino, yemek salonu ve yüzme havuzu gibi kalıcı kamp yapıları inşa edildi, 80 çadırın kurulabileceği bir bölüm hazırlandı. Bölgede voleybol sahası ve tenis kortu bile vardı. Tesisler tamamlandıktan sonra evler kiraya verilmeye başlandı.

1960 YILINDA OTEL OLDU

Verem hastalığı toplumsal risk olmaktan çıkınca 1960 yılında otel olarak işletilmeye başlanan tesisler, yalnızca sağlık sorunları olanlardan değil, dinlenmek isteyen ve gündüz çalışıp geceleri sakin bir ortamda olmak isteyenlerden büyük ilgi gördü. 1980’li yıllarda yapıların tümü kamp personeli tarafından kullanıldı, su ihtiyacı Yamanlar’daki kaynaklardan karşılandı. Daha sonra tesisler kapatıldı ve mobilyaları Verem Savaş Derneği tarafından Göğüs Hastalıkları Hastanesi’ne bağışlandı. 2002 yılında İzmir Orman Bölge Müdürlüğü’ne verilen yıkıntı halindeki tesisler, 2011 yılında ise Karşıyaka Belediyesi’ne devredildi.

sanator-(5)
İKİ YILDA BİTECEKTİ

Devir işleminden sonra dönemin Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak kamuoyuna şu açıklamayı yapmıştı: “Yedi yıldır tahsis için uğraşıyordum, sonunda anlaştık. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan yıllığı 76 bin liraya beş yıl kiraladık. Yenileme yatırımını yapmamız karşılığında ayrıca 24 yıl daha kiracı olarak kullanabileceğiz. Sanatoryumu Sağlık ve Spor Merkezi olarak düzenleyeceğiz. Bazı binalar çok zarar görmüş. Bunlar yıkılacak. Bungolavları koruyacağız. Havuz ve yeni tesisler de yapılacak. Doğa tutkunları için cazibe merkezi olacak. İki yıl içinde Sağlık Spor Merkezi olarak İzmir’e kazandıracağız.” Engin YAVUZ

Durumu hala belirsiz

Durak döneminde sanatoryuma bir tek çivi çakılmadı. Durak’ın ardından Karşıyaka Belediye Başkanı olan Hüseyin Mutlu Akpınar’ın icraatlarının anlatıldığı internet sitesinde “Yeni Yatırımlar” başlığı altında sanatoryum için şu ifadelere yer veriliyor: “Verem hastalarının tedavisinde kullanılmakta iken; amacı doğrultusunda yeterli hizmet veremeyecek duruma geldiğinde atıl olarak bırakılan taş evlerden oluşan sanatoryumun restore edilerek aktif olarak kullanılması için proje, etüt ve planlama çalışmalarına başlanılmıştır.”

Kültür mirasıdır

2015 yılında bu konuda bir araştırma yapan Yaşar Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. N. Ebru Karabağ Aydeniz ve Mimar Begüm Erdoğmuş, tespitlerinden yola çıkarak Yamanlar Sanatoryumu’nun geleceğiyle ilgili şu önerilerde bulundular: “Yeniden işlevlendirme sürecinde yapının İzmir’de modern mimarlık mirası olarak taşıdığı anlam ve önem üzerinde durulmalı, yapının prizmatik kütlesi ve modüler cephe düzenine zarar vermeyecek işlevlere öncelik verilmeli, karakteristik unsurlarını ortaya çıkaran yalın iç mekân ve çevre tasarım yaklaşımları benimsenmelidir. Yapıldığı dönemin mimari özelliğini yansıtan yapı, kentin tarihsel sürekliliği içinde yer alan belirli bir dönemi gelecek kuşaklara somut bir biçimde gösterme olanağı yaratmaktadır. Özetlemek gerekirse Yamanlar Sanatoryumu ve kamp alanı taşıdığı doğal, mimari, tarihsel ve toplumsal değerler korunarak kent yaşamına kazandırılmalıdır. Kültür mirası yapılar içinde yaşam sürdüğü sürece korunurlar. Bu sebeple yapı kompleksine günübirlik ve konaklamalı işlevler yüklenerek, kompleksi gece-gündüz, yaz-kış aktif tutabilecek senaryolar geliştirilmeli, birbirleri ve doğal çevreyle ilişkilerini güçlendirecek müdahaleler yapılmalıdır.”