Erdoğan, NATO liderleri aile fotoğrafına katıldı
Erdoğan, NATO liderleri aile fotoğrafına katıldı
İçeriği Görüntüle

Ünlü psikiyatr ve yazar Gülseren Budayıcıoğlu, katıldığı bir programda kişisel yaşamı ve mesleki deneyimlerine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Özellikle "Kral Kaybederse" kitabının yayınlandığı dönemde adeta bir kadın devrimi yaşandığını belirten Budayıcıoğlu, "Narsist erkekler biz kadınlar için gerçekten çok tehlikeli" dedi. Kitap sayesinde birçok kadının, narsist erkeklerle olan bağımlı ilişkilerini fark ettiğini ve hayatlarında önemli kararlar aldığını ifade etti.

Budayıcıoğlu, narsist erkeklerin kadınları önce göklere çıkardığını, sonra ise bir anda yerin dibine sokabildiğini belirterek, "Kadınlar bu oyunu zamanında fark edemiyor. Ama kitabı okuyanlar kendi durumlarını dışarıdan görmeyi başardı" dedi. Narsistlerin iç dünyasının aslında oldukça kırılgan ve mutsuz olduğunu da ekledi.

Aldatılma ve affetme üzerine çarpıcı sözler

Gülseren Budayıcıoğlu, programda aldatılma konusundaki yaklaşımıyla da dikkat çekti. "Aldatılsaydım affederdim" diyen Budayıcıoğlu, bu cevabıyla birlikte affetmenin psikolojik önemine dair tespitlerde bulundu. Ünlü psikiyatr, "Çünkü affetmeyince hayatı engelli gibi yaşıyorsunuz" diyerek, affetmemenin insanın hayat yolculuğunda taşıdığı ağır bir yük olduğunu belirtti.

Aldatmanın şekline ve zamanlamasına göre affetmenin zorluğunun değişeceğini ifade eden Budayıcıoğlu, "Aldatmanın türü çok önemlidir. Duygusal bir boşluk anında yaşanmış geçici bir durumsa, telafisi mümkündür. Ama kasten, yıpratmak için yapılmışsa orada başka duygular devreye girer" diyerek konunun katmanlı yapısına işaret etti.

"Eşim aldatmadı, aldatmasaydı da saklayamazdı"

Hayat arkadaşının sadakatine duyduğu güveni de dile getiren Budayıcıoğlu, eşinin son derece dürüst ve açık bir insan olduğunu söyledi. "Eşim dünyanın en net, en dürüst insanıydı. Aldatsaydı bunu saklayamazdı" diyerek eşine olan güvenini belirtti.

"Eşim yaşasaydı bu başarıların hiçbiri mümkün olmazdı"

Budayıcıoğlu'nun açıklamalarındaki en çarpıcı noktalardan biri ise, eşinin hayatta olması durumunda bugün ulaştığı üretkenlik ve başarı seviyesine erişemeyeceği yönündeki itirafı oldu. Eşinin çok kıskanç biri olduğunu ve kendisini hep yanında görmek istediğini şu sözlerle anlattı: "Eşim hayatta olsaydı, İstanbul'a gelmeme, kitap yazmama, gece muayenehanede kalmama asla izin vermezdi. Benim görünür olmamdan hoşlanmazdı."

Kaynak: haber merkezi