Florida Üniversitesi'nden Profesör Leslie Hendeles, neredeyse yarım asra yaklaşan bir süredir fenilefrin maddesinin uyuşturucu etkisi olan burun açıcı ilaçlarda kullanılmasına karşı çıkıyordu. Bu ilaçların işe yaramadığını ve halk sağlığına zarar verebileceğini öne sürdü. İddialarını desteklemek için yıllarca araştırmalar yürüttü ve sonunda FDA'i ikna etmeyi başardı.
FDA Fenilefrin Maddesini Reddetti
FDA'nın danışma kurulu, fenilefrin maddesinin burun tıkanıklığı ve grip ilaçlarında işe yaramadığı kararına oy birliğiyle vardı. Bu karar, dünya genelinde milyonlarca kutu ilaçta kullanılan fenilefrin maddesinin geleceğini etkileyebilir. İlaçlar, burun spreyi olarak kullanıldığında etkili olabilirken, hap veya şurup formunda kullanıldığında işe yaramadığı görülüyor.
Yıllardır Süren Bir Tartışma
Fenilefrin maddesinin etkisizliği, 1970'lerden beri tartışma konusu olmuştu. Ancak bu madde, uzun yıllar boyunca onay almış ve kullanılmıştı. Profesör Hendeles, 1993 yılında bu maddeye yönelik eleştirel bir makale yayınladı ve tartışmaları daha da alevlendirdi. Ancak FDA, bu eleştirilere yanıt vermedi.
FDA'in Değişen Tutumu
Pandemi yasalarıyla birlikte FDA'de değişiklikler yaşandı ve fenilefrin maddesine yönelik itirazlar daha yakından incelenmeye başlandı. FDA ekibi, fenilefrin hakkında ayrıntılı bir inceleme yaptı ve Hendeles'in iddialarını doğruladı. Bu incelemenin ardından FDA danışma kurulu, Hendeles'in görüşlerine tam destek verdi ve fenilefrin maddesinin işe yaramadığını kabul etti.
İlaç Şirketleri Mahkemede
Bu kararın ardından ABD'de fenilefrin içeren ilaçları üreten şirketlere karşı davalara yol açıldı. Bazı davalar, ilaçların reklamlarının yanıltıcı olduğunu iddia etti ve bu ilaçların etkisiz olduğunu bildikleri öne sürüldü. Fenilefrin içeren ilaçlar, yüksek tansiyon veya kalp hastalığı gibi sorunları olan kişiler için tehlikeli olabilir.
Profesör Hendeles'in uzun yıllara yayılan mücadelesi, tüketici sağlığını koruma ve etkisiz ilaçların pazardan çekilmesi için önemli bir adımı temsil ediyor. FDA'in bu kararı, tüketicilerin daha güvende olmasına katkı sağlayabilir ve sağlık endüstrisinin daha fazla sorumluluk taşımasına yol açabilir.