İzmir'in Karaburun ilçesinde, 28 Mayıs 2022 tarihinde meydana gelen ve tüm Göztepe camiasını yasa boğan kaza, uzun ve çetin bir hukuk mücadelesinin ardından emsal niteliğinde bir kararla noktalandı. Komşusunun evindeki elektrik arızasını gidermek için yolun karşısına geçmeye çalışan 35 yaşındaki elektrikçi ve tutkulu Göztepe taraftarı Barış Polat Dörtköşe'ye, 1.72 promil alkollü olduğu tespit edilen Ege Özkaçar'ın (26) kullandığı otomobil çarpmıştı. Kazadan 20 gün sonra hastanede yaşamını yitiren Dörtköşe'nin ölümüyle ilgili davada, yerel mahkemenin verdiği ve kamuoyu vicdanını yaralayan düşük ceza, İstinaf Mahkemesi'nden döndü. Yeniden yapılan yargılamada sanığa verilen ceza ikiye katlandı.
Sosyal medya için çekilen video kazayı kaydetti
Kazanın sıradan bir trafik ihlalinden çok daha fazlası olduğunu ortaya koyan en çarpıcı delil, sanığın arkadaşı tarafından başka bir araçtan çekilen görüntüler oldu. Sosyal medyada paylaşmak amacıyla kaydedildiği anlaşılan videoda, sürücü Ege Özkaçar'ın trafiği tehlikeye atacak şekilde drift yaptığı, tehlikeli manevralarla ilerlediği ve kazanın hemen ardından arkadaki araçtan yükselen çığlıklar net bir şekilde yer alıyordu. Bu görüntüler, sanığın kaza anındaki kusurunun ve pervasızlığının en açık kanıtı olarak dava dosyasına girdi. Kaza sonrası yapılan kontrolde 1.56 promil alkollü sürücü olduğu belirlenen Özkaçar'ın, kaza tutanağında ayrıca 'hızını yol ve hava şartlarına uydurmadığı' da tespit edilmişti. Bu deliller, davanın seyrini "basit taksirden" çok daha ağır bir suçlamaya taşıdı.
Mahkemeler arasında gidip gelen adalet arayışı
Barış Polat Dörtköşe'nin ölümünün ardından başlayan yargı süreci, hukuki bir labirente dönüştü. Savcılık, sanığın yüksek promilli alkol ve tehlikeli sürüşünü göz önüne alarak, "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan cezalandırılmasını istedi. Ancak Dörtköşe ailesinin avukatları, fiilin ağırlığı nedeniyle suçun "olası kast" sayılabileceğini savunarak görevsizlik talep etti. Karaburun Asliye Ceza Mahkemesi, bu talebi yerinde bularak dosyayı Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Fakat Ağır Ceza Mahkemesi, eylemin olası kast niteliğinde olmadığına hükmederek dosyayı geri yolladı. Bu hukuki git-gelin ardından sanık, "taksirle ölüme neden olma" suçlamasıyla Karaburun Asliye Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılandı. Mahkeme, sanığı bilinçli taksir suçundan 4 yıl hapse mahkum ederken, 'iyi hal' indirimi uygulayarak cezayı 3 yıl 4 aya düşürdü. Bu karar, acılı aile ve kamuoyu tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı.
İstinaf mahkemesi "bu ceza az" dedi ve kararı bozdu
Dörtköşe ailesinin pes etmeyerek dosyayı bir üst mahkemeye taşıması, davanın seyrini tamamen değiştirdi. Dosyayı inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 19. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını hukuka aykırı bularak bozdu. İstinaf Mahkemesi, kararında tarihi nitelikte tespitlerde bulundu. Sanığın kazada asli ve tam kusurlu olduğunun altını çizen mahkeme, verilen temel cezanın alt sınırdan yeterince uzaklaşılmadığını, işlenen fiilin ağırlığıyla orantısız ve hakkaniyete aykırı şekilde "az ceza tayin edildiğini" vurguladı. Ayrıca, dosyada bazı eksik araştırmaların bulunduğuna işaret ederek, kararı esastan bozdu ve dosyayı yeniden yargılama yapılması için Karaburun Asliye Ceza Mahkemesi'ne geri gönderdi.
Yeniden yargılandı, ceza ikiye katlandı
İstinaf'ın bozma kararının ardından Karaburun Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada sona gelindi. Duruşmaya katılmayan sanık Ege Özkaçar'ın yokluğunda karar açıklandı. Savcı, esas hakkındaki mütalaasında sanığın alkollü olması, drift atması, hız sınırını ve sollama yasağını ihlal etmesi gibi bir dizi ağır kusurunu sıralayarak "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan en üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme, bu kez İstinaf'ın bozma gerekçelerini de dikkate alarak sanığı önce 5 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı. Ardından, suçun yüksek alkol oranı nedeniyle bilinçli taksirle işlendiğini kabul ederek cezayı artırdı ve sanığı neticede 7 yıl 4 ay hapis cezasına mahkum etti. Kararda, sanık hakkında herhangi bir takdiri indirim uygulanmasına yer olmadığı da özellikle belirtildi. Ayrıca sanığın ehliyetine 3 yıl süreyle el konulmasına hükmedildi.
