Sol Parti İzmir İl Örgütü, Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Geçmişin İzinde Gelecek Buluşması”nda bir araya geldi. “Mahirler’den Mine’lere bu tarih bizim. Bitmeyen yolculuğun serüvencileri buluşuyor” çağrısıyla gerçekleşen buluşmada, Tariş’ten kampüslere, Gültepe’den Gezi’ye ve 19 Mart’a uzanan devrimci mücadelenin mirası yeniden hatırlandı. Etkinlikte, geçmiş kuşakların deneyimleri ve bugünün politik sorumlulukları üzerine yapılan konuşmalar yoğun ilgi gördü. Ayrıca buluşmada devrimci mücadelenin yarım asrı aşan birikimi konuşuldu. Şiirlerin de okunduğu buluşma müzik dinletisiyle son buldu.

Etkinliğin açılış konuşmasını yapan SOL Parti PM Üyesi Coşkun Öztaş, konuşmasına şu ifadelerle başladı: “Bizler, devrimciler; Giresun’da fındık, Uşak’ta buğday, Malatya’da kayısı üreticisi; ODTÜ ÖTK’da, Ege Dev-Genç’te üniversiteli; Yeni Çeltek’te, Aşkale’de madenci; Fatsa’da söz yetki karar halkındır diyen bir terzi; Tariş’te işçi; Tuzluçayır’da, Gültepe’de halkın gecekondu mücadelesinde bir nefer; İncirli’de, İDOD’ta bir liseli; Töb-Der’de öğretmen; Çorum’da direniş komitelerinde, barikatlarda ‘faşizme ölüm tek yol devrim’ diyen, 12 Eylül karanlığına karşı göğsünü siper eden bir militan olduk. Halkın içinde, meşru-kitlesel mücadelenin öncüsü olduk. Bu salonda, her türlü baskıya işkenceye tutuklamalara rağmen, idamlarda, mücadele içinde yanı başında düşen arkadaşlarının bıraktığı yerden, yüreğinde onun acısını taşırken, gençliğin ve halkın sorunlarını dert ederek gecesini gündüzüne katarak bu sorunlara halk için halkla beraber çözüm aramak isteyenler var. 12 Eylülde ve öncesinde kaybettiğimiz tüm arkadaşlarımızı bugün bu buluşmada saygı, sevgi ve özlemle bir kez daha anıyoruz.”

"YÜRÜYECEK YOLUMUZ VAR"
"Ülkenin ABD’de Beyaz Saray koridorlarında kurulup servis edilen siyasal İslamcı faşist bir yönetim altında 25 yıla yakındır bir karanlık zihniyetle yönetildiğini" ifade eden Öztaş, “AKP’yi kuran akıl bu salondaki pek çok arkadaşımızın yaşayarak gördüğü üzere, 12 Eylül’ü yapıp bu ülkeyi yağmaya daha da açık hale getirmeye çalışanlardır. Şimdi 12 Eylül’ün ürünü olan bu yapıya karşı eşitlik özgürlük mücadelemiz sürüyor. Dolayısıyla 12 Eylül ile mücadele bitmedi, sürüyor. Bizler 12 Eylül’ün mağduru değil muhatabı olduğumuzu söylemiştik. Bu muhataplık bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde kendini gösteriyor. Yıllardan, yollardan sonra memleketin dört bir yanında teslim olmayanların mücadelesinde kendini gösteriyor” dedi.

Bugün ülkenin çoklu bir krizin içinde olduğunu aktaran Öztaş, “Milyonlar açlık, yoksulluk sınırı altında yaşamaya mahkum ediliyor. Hayat pahalılığı her geçen gün artıyor. Zenginden ve güçlüden yana olan bu sistem varlığını sürdürüyor. Emekçilerin her türlü kazanımına göz dikiliyor. İnsanlar çalışırken ölmek zorunda kalıyor. Emekliler, açlık sefalet koşullarında yaşamaya mahkum ediliyor. Gençler geleceksizleştiriliyor, kadınlar katlediliyor. Gerici rejim her yerde tahakküm kurmaya çalışıyor. Cumhuriyetin ilerici kazanımları adım adım ortadan kaldırılıyor. Ama umutsuzluğa yer yok biliyoruz. Her karanlığın bir şafağı olduğu gibi bu ülkeyi maviye boyayacak, gecelerinde aç yatılmayan, gündüzlerinde sömürülmeyen bir ülke haline getireceğiz” dedi.

“Onların dostluğu Trump’gillerle, bizim dostluğumuz halkladır” diyen Öztaş, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Geçmişte olduğu gibi bugün de halkla, halk için, hakça bir düzen için varız. Var olacağız. Ve eşit-özgür-laik, emekten yana bir ülke, devrimci demokratik bir cumhuriyet için saray rejimine karşı memleketin dört bir yanında olduğu gibi, dün Uşak'ta Adana'da Burhaniye ve Samsun’da olduğu gibi 29 Kasım’da İzmir’de düzenlenecek olan yürüyüşümüzle sürdüreceğiz."

"MÜCADELE SÜRECEK"
Dev-Genç hareketini aktaran Ahmet Seyhan Gürelli ise, dönemin devrimci mücadelesini anlattı. Ege bölgesindeki direniş hattına ilişkin aktarımlarda bulunan Gürelli, konuşmasını devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaşamını yitiren yoldaşlarını anarak sonlandırdı.

Rahmi Mit ise, İzmir’deki devrimci gençlik mücadelesini “Anti-faşist Mücadele”, “İzmir’deki Devrimci Gençlik” ve “Akademik Demokratik Mücadele” başlıkları altında aktardı. “Önce sıkıyönetim, sonrasında 12 Eylül cuntası hayata geçirmeye çalıştığımız tüm güzellikleri yok etti” diyen Mit, "Birçok arkadaşımız güzelliklere karşı kötülükler yaşadı. Temsilci arkadaşımız öğretim görevlisi, dekan, rektör olmayı düşlerken 81 yılında zor mezun oldu. Sadece okullarda değil yaşadığımız kentin varoşlarında da bu mücadeleye katkı koyan genç devrimci kadrolar zorluklarla, işkencelerle ağır hapis cezalarıyla ve ölümle tanıştılar” dedi. Yitirdiği tüm yoldaşlarını saygıyla andığını ifade eden Mit, konuşmasını mücadelenin süreceği vurgusuyla tamamladı.

"TESLİM ETMEDİK"
Öte yandan İzmir Devrimci Ortaöğretim Derneği (İDOD) hakkında aktarımlarda bulunan Kadir Bülbül ise, “Bu memleketi faşist çetelere teslim etmeyen bir devrimci mücadele vardı. Teslim etmedik arkadaşlar” dedi. Bülbül, konuşmasını yitirdiği yoldaşlarını anarak sonlandırdı.

"BİAT ETTİREMEYECEKLERİNİ BİLİYORUZ"
Ardından söz alan ve Ege’deki devrimci mücadelenin birikimini aktaran Ertuğrul Gül, “Evet, bugün her zamankinden daha çok işimiz var. Bugün o türküleri yeniden, yeniden söylemeye kararlıyız
Bizler, başka bir yaşamın olduğunu biliyoruz. Hepimiz başka bir dünya için, emegin sömürülmediği bir dünya için yıllarca mücadele ettik, bedeller ödedik. Babalarımızın, analarımızın çalıştığı Tekel fabrikalarını, Tariş fabrikalarını satsalar da, derelerimizi, sularımızı, her yeri maden firmalarına sermayeye peşkeş çekseler de, yaşamımıza ipotek koyamayacaklarını, bizi biat ettiremeyeceklerini biliyoruz. Bildiklerimizi, çocuklarımıza öğretmeye, gökyüzünün mavi olduğunu, güneşin sıcaklığına dokunabileceğimizi anlatmaya devam edeceğiz” dedi.

Cemil Tugay’dan TCDD’ye İZBAN çıkışı
Cemil Tugay’dan TCDD’ye İZBAN çıkışı
İçeriği Görüntüle

GELECEĞİMİZİN KURUCUSU
Buluşmada konuşan Dicle Duru Elmacı ise, şunları kaydetti: “Bugünümüz bir yanıyla dünde saklı olduğu gibi; yarım yüz yılı aşarak bugüne ulaşan Dev-Genç’in siyaset anlayışı, örgütlenme ve mücadele tarzı kalplerinin közü kararmamış, inançlı ve yürekli bugünün devrimci gençlerinin elinde, geleceğimizin de kurucusu olacaktır.”

YARINLARI BUGÜNDEN ÖRERKEN…
Elmacı’nın ardından söz alan Ali Demirhan da, “Gezi direnişinde, 19 Mart'ta gençliğin mücadelesi hayatın her alanında kendisini gösterdi. Kampüslerde, forumlarda, barikatlarda buluşan gençler kendi geleceklerini kazanmak için bir araya geliyor. Bugünün gençleri, kendi dinamikleriyle mücadelenin nasıl daha ileri taşınabileceğini düşünüyor, daha fazla alan yaratmaya çalışıyor. Bizler okurken çalışmak zorunda kalan, niteliksiz yurtlarda bozulan asansörlerde ölüme sürüklenen, fahiş fiyatlarda barınma, ulaşım, yemekhane fiyatlarıyla yaşamaya zorlanıyoruz. MESEM'lerde çocuk işçiliğe zorlanan, çalıştırılırken ölüme itilen gençleriz. Bu yüzden mücadele ediyoruz. Söz de bizim gelecek de bizim diyoruz. 68'den, Dev-Genç'ten aldığımız mirası bugün parasız,demokratik, bilimsel, laik eğitim mücadelesiyle yolumuza devam ediyoruz. Tüm bunları yaparken de şunun farkında: Bizler yarınları bugünden örerken sırtımızı geçmişimize, hareketimizin köklerine dayıyoruz” ifadeleriyle sözlerini sonlandırdı.

Kaynak: AJANSLAR