Otomobil dünyasında, bazen en değerli hazineler en beklenmedik yerlerde, zamanın acımasız etkisinden korunmuş bir şekilde ortaya çıkar. İşte böyle bir "garaj buluntusu" hikayesi, bu kez Karabük'ün Yenice ilçesine bağlı Şirinköy köyünde yaşandı. Tam 44 yıl boyunca bir garajda, üzerine branda çekilerek adeta bir zaman kapsülü içinde saklanan, 1980 model Fiat lisanslı Zastava 1100, ilk günkü orijinalliği ve parlaklığıyla yeni sahibine kavuştu. Bir dönemin Yugoslavya'sında polis aracı olarak da kullanılan ve yolların efsanesi haline gelen bu özel otomobil, sadece 23 bin kilometrede olmasıyla koleksiyonerlerin hayallerini süslüyor. Yıllara meydan okuyan bu klasik, 15 bin Euro'luk bir bedelle el değiştirirken, yeni sahibi tarafından onarımları yapıldıktan sonra klasik otomobil fuarlarında sergilenecek.
Alacağa karşılık alınıp garaja çekildi
Bu inanılmaz hikayenin kahramanı, Almanya'da yaşayan gurbetçi Abidin Bostancı'nın babası Hüseyin Bostancı. 1980'li yıllarda Almanya'da bir otomobil fabrikasında çalışan Hüseyin Bostancı, o dönemde çalıştığı yerden olan alacaklarına karşılık, Fiat lisanslı bir Zastava 1100 satın alır. O yıllarda, özellikle dağılmadan önceki Yugoslavya'da polis teşkilatı tarafından da yaygın olarak kullanılan bu model, sağlamlığı ve performansıyla biliniyordu. Hüseyin Bostancı, 1981 yılında gözü gibi baktığı otomobilini memleketi olan Karabük'ün Yenice ilçesine bağlı Şirinköy'e getirir. Köyde sadece birkaç kez kullanılan otomobil, daha sonra ailenin evinin altındaki kapalı garaja çekilir ve üzerine bir branda örtülerek adeta derin bir uykuya yatırılır. İşte bu uyku, tam 44 yıl sürecektir.
Yarım asırlık bekleyiş ve ilk günkü gibi orijinallik
Yaklaşık yarım asır boyunca kapalı garajda, dış dünyanın tüm etkilerinden korunarak bekleyen Zastava 1100, bu uzun bekleyişin sonunda adeta bir mücevher gibi gün yüzüne çıktı. Aracın en dikkat çekici özelliği, bu 44 yıl boyunca hiçbir modifikasyona uğramadan, fabrikadan çıktığı tamamen orijinal haliyle günümüze ulaşmış olması. Boyası, döşemeleri, krom kaplamaları, motoru ve iç aksamı, ilk günkü parlaklığını ve temizliğini koruyor. Kapalı ve nemsiz ortamda saklanması sayesinde, klasik otomobillerin en büyük düşmanı olan çürüme, paslanma ve deformasyona uğramamış olması, onu daha da değerli kılıyor. Aracın kilometre sayacının sadece 23 bini göstermesi ise, onun ne kadar az kullanıldığının ve ne denli özenle korunduğunun en somut kanıtı. Bu özellikleriyle, sadece Türkiye'de değil, Avrupa'da bile bir benzerinin bulunmadığı iddia ediliyor.
4 yıllık ısrar ve 15 bin Euro'luk satış
Bu nadide klasiğin yeni sahibi, koleksiyoner Muhammet Kaya oldu. Kaya, bu özel aracın varlığını öğrendikten sonra, tam 4 yıl boyunca Abidin Bostancı'yı ikna etmek için uğraştığını belirtiyor. Sonunda babasının hatırası olan aracı satmaya karar veren Bostancı ile 15 bin Euro (yaklaşık 540 bin TL) bedel üzerinden anlaşma sağlanır. Aracın eski sahibi Abidin Bostancı, "Almanya'dan geldiği gibi garaja girdi. Burada 1-2 defa kullanıldı, ondan sonra hep garajda kaldı. 44 yıldır garajda duruyor ama tertemiz duruyor. Çok sağlamdır. Bu aracın Türkiye'de tek olduğunu, Avrupa'da da bir benzerinin bulunmadığını düşünüyorum" diyerek, aracın değerini vurguladı.
Önce bakım, sonra fuarlar
Aracın yeni sahibi Muhammet Kaya ise, bu değerli klasiği satın almanın mutluluğunu yaşarken, önündeki yol haritasını da çizmiş durumda. Kaya, aracın bu kadar orijinal olmasını beklemediğini belirterek, "Bu kadar orijinal olduğunu ben de düşünmüyordum. Kromları hiç bozulmamış, hiçbir yıpranma yok. O gün nasıl konulduysa bugün de aynı şekilde. Şimdi araç, İstanbul Esenyurt'taki bir Fiat bayisine gidecek ve orada motor bakımı gibi mekanik işlemleri yapılacak" dedi. Kaya, ilk etapta en az 5 bin Euro'luk bir masraf öngördüğünü, bu bakımların ardından aracın ilk durağının İstanbul'daki bir klasik otomobil fuarı olacağını söyledi. "İki-üç fuar için şimdiden söz aldık. Hedefimiz, aracı yurt dışındaki fuarlara da çıkarmak. Oradan sonra da bir hatıra olarak, kendi iş yerimizde, tezgâhımızda sergileyeceğiz" diyen Kaya, bu efsaneyi otomobil tutkunlarıyla buluşturacak olmanın heyecanını yaşıyor. 44 yıllık uykusundan uyanan bu Yugoslav efsanesi, yakında fuarların parlayan yıldızı olmaya hazırlanıyor.