Sinemacı kimliğiyle tanınan, ardından siyasete adım atarak halkın sesi olmaya çalışan Sırrı Süreyya Önder’in siyasi yolculuğu; cezaevlerinden Meclis Başkanvekilliği’ne uzanan inişli çıkışlı bir mücadele öyküsü.
Bir Hayat, Birden Fazla Mücadele
Sırrı Süreyya Önder… Yönetmen, senarist, yazar, aktivist ve siyasetçi. Türkiye’nin yakın tarihindeki en dikkat çeken isimlerden biri olan Önder, sadece ekranlarda değil sokaklarda, mitinglerde ve Meclis kürsüsünde de iz bıraktı. Hayatının merkezinde hep adalet, eşitlik ve ezilenlerin sesi olma çabası vardı. Bu yazıda Önder’in sinema ile başlayıp siyasete uzanan çok katmanlı yaşam öyküsüne birlikte göz atıyoruz.
Sırrı Süreyya Önder, 7 Temmuz 1962’de Adıyaman’da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde eğitim gördü. Gençlik yıllarından itibaren sosyalist mücadeleyle ilgilendi. 1980'li yıllarda Türkiye'de yükselen baskı ortamı içinde sol görüşleri nedeniyle siyasi faaliyetleri yüzünden tutuklandı.
Sırrı Süreyya Önder, 7 Temmuz 1962’de Adıyaman’da doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde eğitim gördü. Gençlik yıllarından itibaren sosyalist mücadeleyle ilgilendi. 1980'li yıllarda Türkiye'de yükselen baskı ortamı içinde sol görüşleri nedeniyle siyasi faaliyetleri yüzünden tutuklandı.
Sanat Hayatı: Sinema, Mizah ve Eleştiri
Cezaevi sonrası sinema alanında aktif olmaya başladı. 2005 yılında yönetmenliğini yaptığı Beynelmilel filmiyle büyük ses getirdi. Askeri darbe döneminde geçen film, müzik üzerinden bir politik hiciv sunuyordu. Film, Adana Altın Koza Film Festivali'nde En İyi Film dahil olmak üzere birçok ödül kazandı.
Sırrı Süreyya Önder, ayrıca Behzat Ç. gibi dizilerde de rol aldı ve yazılarıyla edebi alanda da iz bıraktı. Mizahı, siyasi eleştiriyle birleştiren diliyle farklı kesimlerin ilgisini çekti.
2011 yılında Türkiye siyasi tarihinde önemli bir dönemeçti. Sırrı Süreyya Önder, bağımsız aday olarak Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) destekli Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun İstanbul adayı oldu. Seçimlerde İstanbul 2. bölgeden bağımsız milletvekili seçilerek TBMM’ye girdi.
2012 yılında Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) girişimiyle kurulan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kurucu üyeleri arasında yer aldı.
Gezi Direnişi ve Halkla Kurduğu Bağ
2013 Gezi Parkı Direnişi’nde aktif rol aldı. TOMA’ların önüne dikilen, halkla omuz omuza duran siyasetçi imajı, onu genç kuşaklar arasında sembol bir figür haline getirdi. “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganının halk arasında yer etmesine katkıda bulundu.
Sırrı Süreyya Önder, Kürt sorununa çözüm amacıyla başlatılan “Çözüm Süreci” döneminde de önemli bir aktördü. 2013-2015 yılları arasında İmralı heyetinde yer alarak Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelere katıldı. Kamuoyuna mesajların iletilmesinde aracı olan Önder, sürecin en görünür isimlerinden biri oldu.
Meclis Başkanvekilliği Görevi
2018 genel seçimlerinde HDP İstanbul Milletvekili olarak Meclis’e geri döndü. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili seçilen Önder, bu görevle yasama faaliyetlerinde aktif bir rol üstlendi. Konuşmalarıyla, siyasi hicivleriyle ve demokratik duruşuyla Meclis kürsüsünde dikkat çeken isimlerden biri olmaya devam etti.
Son Dönemi ve Vefatı
2025 yılı Nisan ayında geçirdiği kalp krizi sonrası hastaneye kaldırıldı. Aort damarındaki yırtık nedeniyle 12 saatlik bir ameliyat geçirdi. Yoğun bakımda geçen 18 günlük mücadelenin ardından, 3 Mayıs 2025 tarihinde hayata veda etti. Ardında siyasi cesareti, mizahı ve halktan yana duruşuyla dolu bir miras bıraktı.