Türkiye’de üniversite öğrencileri için barınma krizi artık sınır tanımıyor. Yüz binlerce genç, uygun fiyatlı ve güvenli bir çatı bulmakta her geçen gün daha fazla zorlanıyor. Büyükşehirlerde tırmanan kiralar ve yetersiz yurt kapasitesi, bu krizin en büyük tetikleyicileri. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropollerde “öğrenci dostu” bir ev bulmak neredeyse imkânsız hale geldi. Bütçesi kısıtlı öğrenciler, bir yandan ailelerinin desteğiyle ayakta durmaya çalışıyor, bir yandan da eğitimlerini sürdürebilmek için part-time işlerde çalışmak zorunda kalıyor.
Barınma sıkıntısı yüzünden kayıt dondurma oranı her yıl artarken, devlet yurtları talepleri karşılamaktan uzak. Başvurular rekor seviyeye ulaşsa da kapasite sınırlı, kalacak yer bulamayan binlerce öğrenci ise çaresizce yüksek kiralı evlere yöneliyor.
20 bin liraya ev bulmak hayal
Üniversite sınav sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte kiralık konut talebinde adeta patlama yaşandı. Yeni akademik yıl öncesinde özellikle üniversite kampüslerine yakın bölgelerde yoğun ilgi dikkat çekerken, öğrenci nüfusunun yoğun olduğu ilçelerde kiralar son üç ayda yüzde 15-20 aralığında yükseldi. EVA Gayrimenkul Değerleme’nin araştırmasına göre İzmir’de öğrencilerin en çok tercih ettiği Bornova’da kiralar 30 bin TL’ye ulaşırken, Balçova’da 29 bin TL, Çiğli’de 24 bin 500 TL, Konak’ta 23 bin TL, Buca’da ise 22 bin 500 TL seviyelerinde. Son üç yılda İzmir’de kira artışı yüzde 400’ü aşarak Türkiye ortalamasının çok üzerine çıktı; bu durum, yeni akademik yıl öncesinde özellikle kampüslere yakın bölgelerde ev bulmayı öğrenciler için neredeyse imkansız hale getirdi.
İlk depremde yıkılacak binalarda öğrenciler yaşıyor
İzmir’de az ve orta hasarlı binalarla ilgili konuşan İZDEDA Kurucu Başkanı Haydar Özkan şunları söyledi:
“İzmir depreminin ardından ayakta kalan bazı binalar şu anda yıkılmıyor. Az hasarlı bina sayısı yaklaşık beş bin civarında. Eski ve hasarlı olduğu için içinde oturan ev sahibi vatandaşlar güvenli konutlara taşınıyor. Ancak bir süre sonra, boşalttığı evin maddi bir kayıp olduğu düşüncesine kapılıyor. Ardından da bu evi, yanındaki güvenli konutlara göre daha uygun fiyata kiraya veriyor. Bu evleri kiralayanlar genellikle öğrenciler.
Az hasarlı binalar için kanuna göre güçlendirme zorunluluğu yok. Bu nedenle vatandaş çaresiz kalıyor. O konutu ne yapacağını bilmiyor; kendisi oturamıyor, yıkıp yeniden yapmak istese ekonomik yükümlülüklerle karşılaşıyor. Bu durumu yerine getiremeyenler kısır bir döngünün içinde kalıyor.
Bu konuda amasız, fakatsız, siyasetten uzak bir şekilde güvenli konutlara ulaşmak için adımlar atılması gerekiyor. Aksi takdirde olası bir depremde can kaybı çok olacak. Depremden dolayı yıkılıp yeniden yapılan konutların kiraları 40 bin lira ve üzerinde. Eski konutların kiraları ise yaklaşık 25 bin lira seviyesinde. Ancak bu eski binalar, özellikle öğrenciler için ciddi bir risk barındırıyor. İlk depremde yıkılabilecek bu binalarda kimsenin oturmasını istemiyoruz. Riskli yapıların yoğunlaştığı yerler arasında Bayraklı ve Bornova var.“
“Ölüm riski ise ikinci planda”
Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi öğrencisi Ali Demirhan:
Ben görece ortalamadan az bir kira ödüyorum, çünkü evim çok eski. Arkadaşım geçen yıl 14 bin liraya sözleşme yapmıştı, bu sene kira 21 bin lira oldu. Bu artış çok ciddi. Benim oturduğum ev 45 yıllık, Buca’da. En üst katta oturuyorum, en ufak sallantıda bile çok hissediliyor. Eğer kira daha düşük olsaydı, riskli bir binada da olsa oturmayı tercih ederdim. Konum önemli ama konum dışında ucuzsa öğrenciler genelde tercih ediyor. Şu an öğrencilerin en büyük kaygısı geçinebilmek. Ölüm riski ise ikinci planda. Bu konuyu genellikle ekonomik olarak daha üst sınıflar daha fazla düşünüyor. Bizim gibi toplumda en çok ezilen kesimlerden biri olan öğrenciler için bu tür riskler ikinci, hatta üçüncü planda kalıyor.
Şimdi düşündüğümüzde bir öğrenci bursu 3 bin lira. Ben öğrenciyim ama sürekli çalışıyorum. Okul döneminde sabah 8.30’da okulda oluyorum, 16.00’da çıkıyorum. 16.30-17.00 gibi işe başlıyorum ve gece 23.00’e kadar çalışıyorum. Bu nedenle zamanımın tamamını okulda geçiremiyorum, bazen okula gidemediğim dönemler oluyor. Sadece sınavdan sınava gittiğim zamanlar da oldu.
Şu anda barista olarak çalışıyorum. Öncesinde garsonluk gibi işlerde de çalıştım. Konum olarak daha farklı bir yere geçtim. İzmir’e öğrenci olarak gelmiştim ama şu an kendimi çalışan biri olarak görüyorum.
Kira dışında taşınma maliyeti de külfet
Ege Üniversitesi Gazetecilik öğrencisi olan ve Bayraklı’da yaşayan Hayri Mert alternatif olmadığını belirterek “Tek başıma kalıyorum ama hem ailem destek oluyor hem de okurken çalışıyorum. Bu şekilde bir Şu an evimin kirası 20 bin lira. Buradan çıksam bulabileceğim ev güncel kiramın kat be kat üstünde olacak. Buradan çıkmayı düşündüm fakat hem ev taşıma ücreti hem kira fiyatlarının yüksekliği beni alternatifsiz bıraktı.” Diye konuştu.