İzmir Karabağlar’daki Esentepe’de dönüşüm krizi büyüyor. Mahkeme durdurdu, şirket belgesiz, bakanlık “Biz yetkilendirmedik” diyor. Mahalle sakinleri ise yılan hikayesine dönen geri dönüşüm krizinde, barınabilecekleri bir çözüm bekliyor.


Sürecin merkezinde yer alan TurkMall isimli şirketin vergi kayıtları ve yeterlilik belgeleri de soru işaretlerini artırıyor. Mahalledeki gerilimi yükselten en önemli gelişme İzmir 3. İdare Mahkemesi’nin kararı oldu. Yaklaşık 7 hektarlık bölgeyi kapsayan rezerv yapı alanı kararına dayanarak hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı plan notu değişikliğinin yürütmesi mahkeme tarafından durduruldu. Mahkeme, daha önce rezerv alan kararının iptal edildiğini hatırlatarak, “Hukuken geçerliliği kalmamış bir statüye dayalı plan düzenlemeleri uygulanamaz” değerlendirmesinde bulundu. Kararda, planın devam ettirilmesinin mahalleli açısından telafisi güç zararlar doğurabileceği de vurgulandı.

Whatsapp Image 2025 11 19 At 15.14.18 (3)


Ancak sahadaki uygulamalar, mahkeme kararının aksine ilerliyor. Birçok evin doğalgazı kesildi, elektrik kesintilerini mahalleli durdurdu. Mahalle sakinleri, Karabağlar Belediyesi tarafından tahliye ve yıkım tebligatları gönderildiğini, ardından elektrik, su ve doğalgaz kesintilerinin başladığını belirtti.
Tartışmaların merkezindeki TurkMall şirketiyle ilgili ortaya çıkan belgeler tansiyonu iyice yükseltti. Mahalleliler tarafından paylaşılan vergi levhası sorgulama kayıtlarında şirketin 2019, 2020 ve 2021 yıllarında “0 TL matrah – 0 TL tahakkuk” bildirdiği görülüyor. Bir hukuk metninde, şirketin müteahhitlik belgesine sahip olmadığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın sisteminde TurkMall adına düzenlenmiş herhangi bir yeterlilik belgesine rastlanmadığı ortaya çıktı. Bu tablo, “Mali faaliyeti görünmeyen, müteahhitlik belgesi bulunmayan bir şirket devasa bir dönüşüm projesini nasıl üstleniyor?” sorusunu mahallede daha yüksek sesle gündeme taşıdı.

Whatsapp Image 2025 11 20 At 12.23.57 (1)


Mahalle sakinlerinin elindeki iki ayrı resmi yazıda, rezerv yapı alanıyla ilgili “Bakanlıkça herhangi bir yetkilendirme işlemi yapılmadığı” açıkça ifade ediliyor. Aynı yazılarda, hak sahipleri ile herhangi bir firmanın yaptığı sözleşmelerin tamamen “özel hukuk ilişkisi” olduğu, Bakanlığın bu sözleşmelerin tarafı olmadığı da belirtiliyor.
Esentepe’deki belirsizlik her geçen gün büyürken, çoğunluğu emekli maaşıyla geçinmeye çalışan yüzlerce ailenin aklındaki ortak soru değişmiyor: “Mahkeme ‘durdurun’ diyor, Bakanlık ‘yetki vermedik’ diyor, şirketin kaydı yok… O hâlde bu mahalle neden boşaltılmak isteniyor?”

Genel4-1
Dava sürerken yıkım yapılıyor


Elinde belgelerle konuşan Makbule Öztürk “Hastası, bebeği olanın gazını kestiler” diyerek yaşanan mağduriyeti anlattı:
“Elektrik ve doğalgaz bu hafta içerisinde peyderpey kesilmekte. Vatandaşın yatalak hastası var, bebekli olanlar var. Yeni ameliyat olmuş hastalarımız var. Bunların yaşamak için temel hakları göz ardı edilerek mağdur edilmekte. Yatalak hastanın ısınmaya ihtiyacı var, ameliyatlı hastanın ısınmaya ihtiyacı var, bebekleri olanların ısınmaya ihtiyacı var. Ama doğrudan doğalgazları kesildi.
Yürütmeyi durdurma kararı gösterildiği hâlde, Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne biz defalarca gittik. Bu durumları anlattık. Burada büyük bir rant döndüğünü, vatandaşların bu rant uğruna mağdur edildiğini defalarca kendilerine söyledik. Yetkililerle de görüştük. Onlar da bize buranın Turkmall Forum Göztepe’ye verildiğini beyan ettiler. Ancak bakanlığın yazısında hiçbir şekilde hiçbir firmanın görevlendirilmediği bize söylendi. Bizim evlerimizden hemen çıkmamız isteniyor. Dava Danıştay’da sürüyor. Biz 3 tane davayı yerel mahkemede kazandık. Rezerv alan iptal edildi.

Makbule Öztürk


Bilirkişi raporlarıyla. Bunların başvurusu üzerine İstinaf Mahkemesi’nin verdiği kararda rezerv alan “olur” yazısı geldi. Ancak İstinaf Mahkemesi hiçbir şekilde buradaki bilirkişi raporunu dikkate almamıştır. Rezerv alan ‘olur’ yazısını verirken de bizden sonra çıkan kanun maddelerini göstermiştir. Ancak kanun maddeleri hiçbir zaman geriye doğru işlemez. Yani bizim zamanımızdaki kanun maddelerinin işletilmesi gerekir. Biz de bu yanlış karar üzerine Danıştay’a başvurduk. Dosyamız Danıştay’da ve hâlâ sürmekte.
Firmanın hiçbir şeyi yok. Matraf sıfır, vergi sıfır. Zaten devletimizin A sınıfı, B sınıfı, C sınıfı firmaları bitti. Bu iş buna mı kaldı? Ben Danıştay’daki davanın sonuçlanmasını bekleyeceğim, sonra gereğini yapacağım. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Gerekirse İnsan Hakları Mahkemesi’ne gideceğiz.
810 daire var. 810 küsur dairenin tamamı mağdur. Kiralar 30 bin lira. Vatandaş emekli maaşı alıyor, eşi de emekli. Bu vatandaş nereye gidecek? Bu yaşlılar, anneler babalar kime sığınacak? Gidecek yerleri yok. Bu mağduriyetimizin bir an önce İzmir Gaz, İZSU, elektrik kurumları tarafından giderilmesini talep ediyoruz. Kesintiler durdurulmalı ve kesilen yerler yeniden bağlanmalı.”

Başkan Tugay’dan Dünya Çocuk Hakları Günü mesajı
Başkan Tugay’dan Dünya Çocuk Hakları Günü mesajı
İçeriği Görüntüle

Fırat Doğan

Mahalle sakinlerinden Fırat Doğan mahkeme kararını işaret ederek “Vatandaşın can güvenliği de kalmadı. Belgenin sorgulamasında hiçbir şey çıkmamış. Yani hiçbir şey yok burada. Bize en son 90 günlük bir süre verildi. Biz bunu mahkeme kararıyla iptal ettirdik. Ve bu karar hâlâ geçerli olmasına rağmen şu an gelip elektriğimizi, suyumuzu, gazımızı kesiyorlar. Dün gazı kestiler.
Yani hukuksuz şekilde işlem yapılmaya devam ediliyor bu bölgede. Şu an gaz yok. Belediyeyle konuşup açtırmak istiyoruz ama nasıl olacak bilmiyoruz. Herkes mağdur. İzmir’de deprem riski var ama taşındığımız yerler buradan daha sağlam değil.” Diye konuştu.

Sabiha Buran


16 bin lira maaşla nereye gideyim?


Doğalgazın kesildiğini eve gelince öğrenen Hikmet Şeker “Annem ameliyat oldu. Doğalgazı kestiler. “Nasıl kesersiniz? Yaşlı var, hasta var” dedik. Ama kestiler. Evimize gidemedik, kız kardeşim bizi aldı. Elektrik, su, doğalgaz kesiliyor. Bu kış günü nereye gidelim? Polis çağırıyorlar bir de. Çok mağduruz.” Diyerek isyan etti.
Kiraların yüksekliğini hatırlatan İslim Kaya şunları söyledi:
“Ben kendime zemin kat bir daire almışım; neden Çevre Bakanlığı gelip evime el koyuyor? 2 senedir kardeşimin yanına sığındım. Elektriğimi, suyu kestiler. Evimi boşaltana kadar hırsızlar girdi. Eşyalarımı aldılar. Devlet bana 16 bin lira maaş veriyor, ben nereye çıkayım? Bir de malımıza çöküyorlar. Türk Mal firmasına güvenmiyorum, belgeleri bile yok. Evlerin yıkım kararı yok ama yıkılıyor. İnsanların can güvenliği yok. Binaya bakın, kirişlere kadar kırılmış. Hurdacı ekipleri girip kirişleri bile indiriyor. Kimse durdurmuyor. İnsanlar çıkmasın diye binalar viraneye çevriliyor.”

Islim Kaya
Mahallemiz hurdalığa döndü


Mahallenin durumundan şikayetçi olan Sabiha Buran ise şöyle konuştu:
“Evim yıkıldı, hiçbir şey kalmadı. Mecburen kiraya çıktım. Benim gibi herkes aynı durumda. Şu an 22 bin lira kira ödüyorum, bazılarına 30–40 bin liralık evler verildi. Biz evlerimizin yıkılmasını istemiyoruz değil; kendi rızamızla imza verdik, yıkılsın istedik. Ama kimin yapacağı, ne zaman yapacağı, nasıl yapacağı belli olmadan insanları evlerinden, yurtlarından ettiler. Asıl sıkıntı bu.


Mahallede kimse rahat değil. Yıkımlar başladı, etraf hurdalığa döndü. Bazı komşular mecburen çıktı. Ben de çıktım diyenler var; 20 bin lira kira ödeyen var, emekli maaşıyla geçinmeye çalışan var. Ay sonunda elde kalan para 10 bin lirayı geçmiyor. Böyle bir parayla nasıl geçinilir, siz düşünün.”

Genel-4

Kaynak: ÖZGE UYANIK