Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yıllarca süren davaya katılan Fethiye Çetin, T24 muhabiri Cansu Çamlıbel'e yaptığı açıklamada, Erdoğan'ın Hrant Dink'in öldürülmesinin ardından yaptığı ziyaret sırasında geçen diyalogu paylaştı.

Efsane Geri Dönüyor: Renault 4, Elektrikli Crossover Olarak Yeniden Tanıtıldı! Efsane Geri Dönüyor: Renault 4, Elektrikli Crossover Olarak Yeniden Tanıtıldı!

Çetin, "O ziyaret sırasında ‘Bizi aşan şeyler var’ gibi bir ifade kullanmıştı. O dönem evet iktidardaydılar ama henüz muktedir değildiler. Daha sonra ettiği laflar da var. ‘Sarı Gelin’in Ankara’nın dehlizlerinde kaybolmasına izin vermeyeceğim’ demişti mesela. Sonra yavaş yavaş muktedir olmaya başladılar. Ben bu süreçte kendi deneyimden yola çıkarak şunları söyleyebilirim. Hrant öldürüldüğünde iki özel yetkili savcı atandı biliyorsunuz; Selim Berna Altay ve Fikret Seçen. Bu ikisi hemen bütün dosyaya şamil olmak üzere gizlilik kararı aldılar. Bu gizlilik kararından sonra hazırlık süresince biz dosyaya ulaşamadık. Hakikatin ortaya çıkması konusunda yakıcı bir çıkarı olan Dink ailesinin dışında yürütüldü bu süreç. İddianame ortaya çıkıp dava açıldıktan sonra gördük ki savcılar pek bir şey yapamamışlar" dedi.

Hrant Dink Cinayeti ve Çetin'in Değerlendirmesi

Fethiye Çetin'in Hrant Dink cinayetine dair değerlendirmesi şu şekilde:

"Madem cinayet bir FETÖ kurgusu ve İstanbul Emniyeti’nin haberi yok, o zaman İstanbul Emniyeti neden yapması gerekenleri yapmıyor, tehditlere karşı önlem almıyor? Neden engellemiyorlar cinayeti? Ben bu cinayetin sadece bir cemaat operasyonu olduğuna dönük argümanı kabul etmiyorum. Bu bir bir algı operasyonu. Bana kalırsa Hrant Dink cinayeti bir ‘Özel Harp Aygıtı’ işiydi. Ve devlet içerisinde birbiriyle kavgalı gruplar da Hrant Dink'i korumaya değer bulmadılar ve bu şekilde sonuçlandı. Bizi şu anda bunun sadece cemaatin işi olduğuna inandırmaya çalışıyorlar çünkü rüzgâr buradan esiyor. Yarın nereden isteyeceğini bilemeyiz."

Kaynak: HABER MERKEZİ