Haber/ Gökçe ADAR

5 Kasım 2019 Salı günü yapılan seçimde şube başkanlığına seçilen Tüm Yerel Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Fatma Altınel, sendika çalışmalarında daha fazla kadının olması gerektiğini söyleyerek, “Sendikamızın 3'üncü Olağan Genel Kurulu sonuçları sonrası şube başkanlığı koltuğuna oturdum. Bir kadın olarak böyle bir sonuç almak benim için çok mutluluk verici. Bundan böyle daha çok katılımcı, kadınlara daha çok el uzatan, kadın eli değdiği belli olan bir Tüm Yerel Sen olacak” dedi. Altınel, şöyle devam etti: “Biz kadınız, çok güçlüyüz, iş yerlerimizde iş üretirken bir yandan da evimizde yapacaklarımızı planlarız. İş yaşamında sendikalarda, STK'larda daha fazla kadın yönetici olmasını istiyoruz ancak erkeklerin daha fazla olmasının çeşitli nedenleri var; ev, iş, çocuk gibi sorumluluklar kadınların sendikalarda görev alamamalarına ya da sadece sembolik görevlerde yer almalarına neden oluyor. Oysa, kadın yaşamın her alanında kendini görünür kılmalı. Bu doğrultuda, kadınların görünür olmasını teşvik etmek, onların adeta sesi olmak için şube başkanlığına aday oldum.”

Üç kadın başkan

Seçim sonrası şube yönetim kurulunun görev dağılımını yaptıklarını, denetleme ve disiplin kurulu başkanlarının da kadın olduğunu ifade eden Altınel, “Tüm Yerel Sen İzmir 1 No'lu Şubeyi bu dönem üç kadın başkanla birlikte yöneteceğiz. Elbette sendika içerisinde erkek sayımız fazla, ancak şube içerisinde kadın başkan dönemini başlatan da onlar. Biz ne diğerimizin gerisinde ne de bir adım önündeyiz. Eşitiz, yan yanayız. Biz kadınlar, dün olduğumuz gibi bugün de olmaya devam edeceğiz. Aslında biz belediyelerde ve yerel yönetimlerde çalışan memurların üye olduğu bir sendikayız. Ama işçi sınıfı için çıkış yolu birlikte mücadele etmektir. Fakir Baykurt üstadımız, 'Karıncalar birleşirse filleri yutarlar' diyor. Bu anlamda işçi, memur, emekçi ve ezilen sınıf ile birlikte, kadınıyla erkeğiyle tüm yönetim olarak mücadele edeceğiz” şeklinde konuştu. Altınel, şube başkanlığına seçildikten sonra geri dönüşlerin olumlu olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: “Göreve başladığımız ilk günden bu yana emekçilerimizi ziyarete başladık. Çözüm odaklı fikir alışverişinde bulunduk. Öncelikli amacımızın üye almak değil, çalışanların sorunlarına çözüm bulmak olduğunu yolun başında ifade etmiştik. Bu doğrultuda sistematik ve etkileşimli bir sendikal anlayış oluşturmaya çalışıyoruz. Göreve geldiğimizden bu yana henüz bir ay geçmesine rağmen olumlu dönüşler almaya başladık. Bu anlamda rotamızı öncelikle yetkiyi almaya, sonrasında ise yarım kalan diğer haklarımızı kazanmaya yönelteceğiz.”

İşçiler borç batağında

Altınel, işçilerin asgari ücret ile asgari yaşam koşulları arasında sıkıştığını ve milyonlarca işçinin borç batağında olduğunu da ifade ederek, “Asgari ücret ile asgari yaşam koşulları arasında sıkışıp kalan milyonlarca emekçi, ailesinin ihtiyaçlarını karşılamak için borç batağına sürüklenmiştir. Eriyen maaşlar, artan borçlar, artan işsizlik ve enflasyon koşullarında, emekçiler temel besin maddelerini dahi karşılayamaz duruma getirilmiştir. Hayat pahalılığı yurttaşlarımızın açlık ve yoksullukla boğuşmasına neden olmaktadır. Emekçilerin insanca yaşayacak ücret ve insanca çalışma koşulları için örgütlenmesi gerekmektedir. Örgütlü mücadelenin büyütülüp güçlendirilmesi sağlanmadıkça, asgari ücrette yaşanacak artışın maliyet olarak değerlendirilmesi ve ekonomik krizin yükünün işçilerin sırtına yıkılması kaçınılmaz görünmektedir” dedi.

Karşı çıkıyoruz

Tüm Yerel Sen İzmir 1 No'lu Şube olarak işçilere dayatılan bu duruma karşı çıktıklarını söyleyen Altınel, şu ifadeleri kullandı: “Kemer sıkma politikasına, işsizlik fonunun patronlara ve bankalara peşkeş çekilmesine, kıdem tazminatımıza göz konulmasına ve ihtiyaçlarımıza karşılık vermeyen zamlara karşı çıkıyoruz. Bu anlamda tüm emekçileri, 14 Aralık günü konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in yapacağı büyük eyleme çağırıyoruz. Vergileri emekçiler ödüyorsa, bütçenin de en çok payı üreten kesime, biz emekçilere ayrılması gerekiyor. Biz işçinin, memurun, emeklinin, çiftçinin, esnafın yani halkın talepleri doğrultusunda olmayan bütçeyi kabul etmiyoruz.”